Metin YOKSU
Artı Gerçek- Şırnak’ın Uludere İlçesine bağlı Roboski köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı savaş uçakları tarafından yapılan bombardıman ile 34 sivil hayatını kaybetti.
Aradan geçen 11 yıla rağmen ailelerin yaptığı suç duyurusu sonrası açılan dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından iç hukuk yolları tüketilmediği gerekçesi ile kabul görmedi.
Ailelerin yeniden yargılama talep etmesi üzerine AYM’ye başvuru yapıldı. İki yıldır AYM’de bekleyen dosya ile ilgili bugüne kadar hiç kimse cezalandırılmadı. 9 Ocak 2012 tarihinde kurulan Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Uludere Alt Komisyonu, 6 Mart 2013’te yayınladığı raporda “olayın kasten yapıldığına yönelik herhangi bir delil elde edilememiştir” denildi. Komisyonda bulunan CHP Ankara Milletvekili Levent Gök ise muhalefet şehri düşerek sorumluluğun devlette olduğunu dile getirdi. Aradan 11 yıl geçmesine rağmen adalet arayışını sürdüren Roboski Aileleriyle konuştuk.
‘ADALETİN UNUTULDUĞU YER’
Katliamın üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen etkin bir soruşturma yapılmayan Roboski’de yas devam ediyor. Aileler siyah kıyafetleri beyaz tülbentleri ile her yıl 28 Aralık’ta ve mezarlığa gidildiğinde yanlarına aldıkları yakınlarının fotoğraflarını bir an olsun yanlarından ayırmıyor. Beyaz tülbentin Kürtler için özel önemi olduğu ve barışı simgelediğini ifade eden Şervan Encu’nun kardeşi Zilan Encu, kardeşinin ailesini geçindirmek isterken hayatını yitirdiğini söyledi. Roboski’yi tanımlarken “Adaletin uğramadığı yerdir Roboski” diye tarif eden Zilan, barışın kendileri için özel olduğunu barış için de Roboski’ye adalet gelmesi gerektiğini dile getirdi.
Annelerinin ölümünün ardından evin bütün yükünü abisi Şervan’ın yüklendiğini anlatan Zilan, “Abimin hayalleri vardı. Okul okuyordu. Abim bize anne baba oldu. Annemizin acısını unutturdu. Abimi katlettiler hem de haince katlettiler. Roboski’de yas bitmedi. Yiyorsak, içiyorsak, giyiniyorsak içimizde hep burukluk var. Abimin ölümünün ardından öğrendik bizler yaşayan ölüleriz. Bayramlarda yıl dönümlerinde mezarlarını ziyarete gidiyoruz. Onların seslerini, konuşmalarını sohbetlerini çok özledik. Bize bu acıları yaşatanlar yargılansın. Failler yargılansın istiyoruz. En azından bir kişi yargılansın o da yok! Roboski adaletin unutulduğu, uğramadığı yerdir” dedi.
‘BİZLER YARGILANDIK’
Yas sürecinin ancak adil yargılanma ile olacağına işaret ediyor. Aileler kendilerini tarif ederken önce kardeşlerinin, çocuklarının veya oğullarının adını kameralar karşısında tarif ediyor. Ardından ise 34 gencin kardeşi, annesi ve babası olduklarını ifade ediyor. Selami Encu’nun annesi Semire Encu da kendisini bu şekilde tarif ederek derdini tasasını kamuoyuna duyurulması amacıyla anlatıyor. Adalet arayışının mücadele edenler sayesinde sürdüğünü vurgulayan Semir Anne, “Katilleri unutturmak istiyorlar. Mücadele edenler sayesinde adalet arayışı devam ediyor. Yaşadığımız sürece adalet arayacağız. İnsan özeldir. İnsan öldürülmeyi katledilmeyi hak etmiyor. AKP bize neden bunu yaptı. Çocuklarımızın günahı neydi. Çocuklarımızın katillerin yargılanması gerekirken bizler yargılandık” diyerek de etkin soruşturmaların yapılmamasına tepki gösterdi.
OĞLUNUN MEZARINA GÖMÜLMEYİ VASİT ETTİ
Katliam olduğunda, bombardıman olduğu yere koşarak gidenlerden Nevzat Encu’nun annesi Nahide Encu, oğlunun parçalanmış bedenini topladıktan sonra eşyalarını da topladığını belirtti. Elbiselerini dahi evinde sakladığını söyleyen Nahide anne, elindeki saati göstererek oğlunun saati olduğunu ve 11 yıldır ondan kalan hatıra olduğunu dile getirdi. Çocuğunun çay şeker getirirken katledildiğini dile getiren Nahide Anne, “Ben ölürsem beni oğlumun mezarına gömün onu çok özledim” diyerek yaşadığını acıyı adeta tarif etti.
‘HELALLEŞME BASİT DEĞİLDİR’
Roboski’de katledilen 34 gencin Kürt olduğu için katledildiğini vurgulayan Mehmet Ali Tosun’un babası Zeki Tosun, Kürt sorunu çözülmek isteniyorsa önce Roboski’den başlanması gerektiğini dile getirdi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendilerine yazın yaptığı ziyaretin olumlu olduğunu hatırlatan Tosun, “Helalleşme basit değildir. Yarın seçim var. Bu söylemlerden sonra Kılıçdaroğlu hükümet olabilir. Seçimi kazandığı zaman aynı AKP gibi örtbas ederse, FETÖ’cüler yaptı vb. gibi söylemlerde bulunursa bunu kabul etmiyoruz. Böyle bir helalleşmeyi kabul etmeyeceğiz vicdan bunu kabul etmez. Roboski’ye dair kim emir verdiyse, katliamın emrini kimler verdiyse, yargı önüne çıkarılıp adalet sağlanırsa o zaman helalleşmeyi kabul ederiz. Maddi manevi ailelerin tüm talepleri yerine getirilse helalleşme olur. Bu gençler Kürt olduğu için öldürüldü. Eğer bu katliam Trabzon ve İzmir’de olsaydı dünya yıkılırdı. Biz Kürtlerin üzerinde katliam var. Bir genç öldüğünde kar olarak bakıyorlar. Barış adalet istiyoruz. Barış da Roboski’de adalet yerine gelirse gelecektir” dedi.
‘DEVLETİN ÜST KADEMESİ SORUMLUDUR’
Aileler yas sürecin devam ettiğini ve adalet gelmediği sürece de acının yakıcı bir şekilde olacağına işaret ediyor. Dönemin Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Uludere Alt Komisyonu üyesi ve CHP’nin Ankara Milletvekili Levent Gök, rapora muhalefet şerhi düşenlerden birisi. Kürt sorunun mihenk taşlarından birinin Roboski olduğuna dikkat çeken Gök, “Son emir Genelkurmay Başkanına aittir ama tek başında sorumlu değildir. Çünkü İdris Naim Şahin mecliste bir basın toplantısında karar süreçlerinden geçtikten sonra Mit’ten üst düzey bir kişinin araması ile kararın verildiğini ortaya koymuştur. Karanlıkta kalmış bir hadise değildir Roboski tamamen devletin üst düzey yetkililerin olmasından dolayı unutturulmaya, adaletin gelmesi de engellenmeye çalışılıyor. Bu yüzden de hesaplaşma olmadan yurttaşlarımıza özgürce yaşayacaklarına dair güvence veremeyiz. Bunu çözeceğiz ki adaletin işlendiği görüldün. Bu olayda devletin üst düzeyi sorumludur. Herkesin o gün neler yaşandığını bilmesi için herkesin konuşması gereklidir. Ben kitabımda da belirttim. Devletin üst kademesi sorumludur” değerlendirmesinde bulundu.
‘BENİM ŞAHSIMDA KÜRT HALKINA ATILMIŞ TOKATTIR’
Katliamda 27 akrabasını kaybeden eski HDP Milletvekili ve HDP’nin mevcut İstanbul İl Eş Başkanı olan Ferhat Encu da hesaplaşmanın önemli olduğuna ve adaletin olması için meselenin özüne inilmesi gerektiğini dile getiriyor. Roboski’de katliamın ardından yıllarca düğün dahi yapılmadığını anlatan Encu, ilk düğünün katliamda yaşamını yitiren Nadir Alma’nın kardeşinin evlenmesi ile köydeki yas havasına bir nebze de olsa azaltılma çabası olarak yorumladı. Bizzat Nadir Alma’nın kardeşi tarafından düğün yapıldığını dile getiren Encu, “Eğer o da yapmasa bu köyde bugüne kadar asla bir düğün yapılmazdı çünkü bu toprakların yasa, acıya saygısı vardır” diye konuştu.
11 yıldır yasın devam ettiğini yasın da ancak adaletin sağlanması ile kalkacağına işaret eden Encu, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da kendisine tokat atan polisin kendisinin Roboskili olduğunu bildiğini ve iktidardan alınan güç ile kendilerine saldırı yapıldığına vurgu yaptı. Encu, “Benim şahsımda Kürt halkına atılmış bir tokattır. Ülkedeki hukuki boşluktan dolayı siyasi otoritenin halka karşı işlendiği suçlar cezasız kaldı. Eğer Roboski’nin hesabı verilmiyorsa polisin biri çıkacak sokak ortasında siyasal iradeyi temsil eden birine saldırı düzenlenecek. Failler ortada iken yargılama olmazsa polisin biri çıkar saldırı gerçekleştirir” diye konuştu.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***