– İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay hapis cezası verilmesinin ardından Saraçhane’deki miting için Altı Masa’daki bütün liderleri telefonla aradığını belirten İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Çünkü Mersin hariç, bu belediye başkanları iki partinin ittifakıyla seçilmiş belediye başkanları. CHP’nin ve İYİ Parti teşkilatlarının çalışarak seçtirdiği belediye başkanları, dolayısıyla bu arkadaşların iyi yaptıklarından da kötü yaptığı işlerinden de mesulüz” dedi.
Aradığı liderlerden Almanya’da bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na telefonu kapalı olduğu için ulaşamadığına açıklayan Akşener, ogün yaşananlara ilişin şunları anlattı: “Sonra döndüm, bir güç oluşturabilelim diye Sayın Gültekin Uysal’ı aradım. Çok ağır gripti, Sayın Babacan’ı aradım, basınla ilgili bir programdaymış. Sayın Davutoğlu akşama gelebileceğini söyledi. Temel Bey’e de hiç ulaşamadık, hastanedeymiş. Ben orada bir güç gösterisi yapabilelim diye aradım.”
‘İZNE İHTİYAÇ YOK, SÖYLEYENİ ÇARPARIM’
Akşener açıklamasının devamında Kılıçdaroğlu’nu aramasına ilişkin şu uyarıda bulundu: “Yanlış anlaşılmasın izin almaya aramadım. İzne mizne ihtiyaç yok. Rica ederim böyle bir şey yok. Kendi seçtirdiğimiz belediye başkanı için kimden izin alacağız! CHP üyesi olarak seçilebilirler ama onların sorumluluğu hepimize ait. Gövde gösteresi yapmak istedim. Zaten kimseden izin alma mecburiyetim yok, söyleyeni de fena çarparım.
FOX Tv’de Çalar Saat programında İlker Karagöz’ün sorularını yanıtlayan Akşener’in açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
ASGARİ ÜCRET BİR AY SONRA AÇLIK SINIRININ ALTINA DÜŞECEK: Asgari ücreti, Erdoğan 8 bin 500 olarak açıkladı. Biz bütün hesapları yapıp 9 bin 600 olarak açıklamıştık. Açlık sınırı ocak ayında 8 bin 700 lira olacak, yani asgari ücret yine açlık sınırının altına düşecek.
GIDAYA ERİŞİM SORUNU VAR: Gıdaya erişim ve ısınma müthiş bir problem. Buzdolabını açıyorsunuz gördüğünüz sadece hoşaf. Bu yoksul ailelerde protein alamadıkları için çocuklarda bodurluk başladı. 14’ünden itibaren obezlik başladı. Ben bir köyden çıktım geldi, sayın Erdoğan Kasımpaşa’dan geldi. Eğitim sosyal adaleti, sınıf geçirgenliğini sağladı. Bizim bu yolları unutmamamız gerekiyor. Sayın Erdoğan Saray’a gitti. Paralel bir dünya orası. Sağlık adına sayın Erdoğan manda yoğurdu, kestane balı karıştırın yiyin dedi. O fakir evlerde neler olduğunu bilmediği için böyle diyor.
KÜFE VATANDAŞIN SIRTINDA: Küfe vatandaşın sırtında. Küfe 10 yaşındaki kızına meyve toplayan, plastik ve karton toplayarak evini geçindirmeye çalışan babanın sırtında. Beceremiyorsa gitsin. Bunu çözmek sizin göreviniz. Varsa bir küfe, kendiniz aldınız. Sizin sırtınızdaki küfenin içi boş. Lüks hayat var. 13 tane uçak var. 500 milyon dolarlık uçak var. 2 tanesi neyinize yetmedi.
TESELLİ İÇİN SARILDIM: Millet iradesine çak yapıldı. Biz birbirimize çak yapmadık. Dünün mağduru, bugünün vesayetçisi yine Saraçhane’de suratımıza çak yaptı. Bugün yapılan iş, bir “ahmak” sözcüğü üzerinden. Bu sözü söyleyen Sayın Soylu. Sözü geri iade eden Sayın İmamoğlu.
ERDOĞAN DÜNYADAN DA KOPMUŞ: Sayın Erdoğan’ı hep akıllı bulmuşumdur. Türkiye’den kopmuştu, dünyadan da kopmuş. 1998’de oradan giderken ki yüz ifadeni hatırlasana. Biraz empati yapsana. O gün orada bulunan birçok insanın neler hissettiğini hatırlasana. Orada çakmak olmaz, orada teselli olur. Benim Sayın Ekrem ve Dilek İmamoğlu’na sarılmamın nedeni budur.
SEÇİME GİDERKEN İSTANBUL’A ÇÖKME KARARI: Türkiye’de bir yargı problemi var. Ekrem İmamoğlu hakkındaki karar Sayın Erdoğan’ın kararı. Seçime giderken İstanbul’a çökme kararı.
BU EYLEMLERDEN YARIN KENDİLERİ SORUMLU OLACAK: Bir sürü FETÖ iltisaklısı çıktı. Bunları işe almak konusundaki prosedürlerdeki imza sahipleri ne oldu? Erdoğan’a göre herkes terörist. Bu eylemler yarın kendilerini sorumlu hale getirecek. 16 milyon İstanbullu’nun bugün seçilmiş belediye başkanına, yani milli iradeye uzatılan bir el var. Am bu milli iradeye el uzatma, çökme hadisesinin karşılığı olarak 85 milyon da senin yanında dedi. İstanbul’a özel değil, Türkiye’nin milli iradesine çöküldü, bunu ifade ettim.
CUMHURBAŞKANI MASADAN ÇIKACAK, GÖRECEKSİNİZ: Masa kazanacak. 13’üncü cumhurbaşkanı masadan çıkacak göreceksiniz. Benim kırgınlığım yok. Siyaset ya da kurumsal hayat böyle bir şey değil. İlkeler ya da kurallar üzerinden yürür. Altılı Masa’nın kurulma meslesi 3 meseleden kuruldu. Birincisi parlamenter sisteme geçiş, ikincisi seçim güvenliği, üçüncüsü ise seçilecek adayın yolculuğunda kullanması gereken işler. Sorasında biz siyasi partiler bir araya gelip nasıl bir iş birliği yapacağız o ayrı bir konu.
KAZANACAK ŞAHISLA SEÇİME GİTMELİ VE KAZANMALIYIZ: Ben cumhurbaşkanı adayı olma hakkımdan 1 buçuk yıl önce feragat ettim. 2018’de birden fazla adayla gittik olmadı. Ben aday değilim diyerek, milletime diyorum ki, tek adayla seçime gitmeliyim. Kazanacak bir şahısla gitmeli ve kazanmalıyız. Seçtirdiğimiz şahsın birinci başkan yardımcısı olmak gibi bir pazarlığım olmadı. Başbakan olup olmamamla ilgili kararı millet verecek. Kılıçdaroğlu aday olmak ister, herkesin hakkıdır. Kılıçdaroğlu masaya “aday olmak istiyorum” diye gelmeden bunu konuşmak olmaz. Gelsin, ona göre konuşalım.” (HABER MERKEZİ)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***