Bir süre önce tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nden bir dizi açıklama yaparak HDP’ye eleştirilerde bulunan Kars Belediyesi eski Eş Başkanı Ayhan Bilgen, son değerlendirmesinde HDP’nin seçime girmesinin ve mali yardım almasının engellenmeye çalışıldığını belirtti.
Kars Belediyesi Eş Başkanı iken gözaltına alınan, daha sonra tutuklanan ve gözaltında istifa kararı aldıktan sonra yerine kayyım atanan Bilgen, HDP’nin seçimlere girmesini önlemeye yönelik bir yasal düzenlemenin zemininin oluşturulduğunu kaydetti.
HDP’ye yönelik eleştirilerini de sürdüren Bilgen, partisine ‘Kars modeli’ni yönetime taşıma önerisinde bulunduğunu ancak bu talebinin karşılık bulmadığını, HDP yönetiminin irade ortaya koymadığı için başarısız olunduğunu savundu.
Bilgen, altı yıl önceki Kobane olayları gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış, ardından da tutuklanmıştı.
Bilgen, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla da partisine eleştiriler yöneltmişti:
“HDP kurulurken planlanan Türkiyelileşme ile Türkiye toplumunun Kürtler dışındaki farklı mağduriyet sahibi kesimleriyle empati yapılması ve ortak mücadele yürütülmesi hedefleniyordu. Bu konuda başlangıç düzeyinde bir adım atılmış olsa da, istenen düzeyde mesafe alınmaması yeniden masaya yatırılmalıdır.”
BBC Türkçe’nin haberine göre, Bilgen HDP’ye yönelik kapatma olmasa bile partinin seçimlere girmesini engelleyici adımlar atılacağı görüşünü dillendirdi:
“6-8 Ekim Kobani eylemleri ile ilgili etkin bir soruşturmanın yapılması, özellikle kaybedilenlerle ilgili, balistik incelemeyle suçluların cezalandırılması, hem adaletin gereği, hem de bir dönemin aydınlatılması açısından önemli ve gereklidir. Ancak bu sürecin hukuki boyutundan çok siyasi boyutunun öne çıktığı çok açıktır.
HDP’ye yönelik kapatma değil, ama muhtemelen seçime girme ve mali yardım almayı engelleyecek yeni yasal düzenlemeler için zemin oluşturulduğu kanaatindeyim. Bu dosyadan yargılanan eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile ilgili karara gitme, usul eksikliklerini azaltmak için de MYK üyelerini sürece dahil ederek “odak olma” pozisyonunu öne çıkarma eğilimi gözükmektedir. Ben süreci ‘derenin taşı ile derenin kuşunu vurma’ olarak değerlendiriyorum. Demokratik mücadele zeminlerine olan inanca darbe vuruluyor.
HDP’yi kriminalize etmeye yönelik her algı operasyonu, aynı zamanda tüm muhalefete yönelik mesaj içermektedir. Muhalefet partileri, hem gözaltı uygulaması, hem Kars belediyesine kayyum atanması karşısında demokratik duyarlılıkla hareket etmiştir. Bu beni, arkadaşlarımı ya da HDP’yi savunmaktan önce, hukuk ve demokrasiyi savunmaktır. Demokratik değişim savunmaktır.”
Bilgen, ‘Kars modeli’ ile ilgiliyse şunları söyledi:
“Milletvekilliğimin bitişinden sonra hakkımda açılan çok sayıda dava dolayısıyla benden dolayı Kars’ın cezalandırılmasını önlemek için istifa ederek Meclis’te uzlaşan partilerle yeni başkan seçilmesi talebimi, daha önce de defalarca genel merkez yöneticilerine ilettim. Ne yazık ki bu konuda bir irade ve karar gelişmediği için bunu geç de olsa tek taraflı irade beyanı olarak sergilemek zorunda kaldım. Kayyum atanmamamış tek il belediyesi olan Kars’ta 1,5 yıl boyunca yakaladığımız uzlaşma tavrı, yeni bir formülle meclisten başkan seçilmesini sağlayabilirdi, ama başaramadık.”