Mahsa Amini’nin 16 Eylül 2022’de katledilmesinden beri İran rejiminin şiddetini arttırarak barışçıl protestoları bastırmasına yönelik bir başka girişim bugün Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi’nden (ECOSOC) geldi. Bünyesinde 54 üye ülkeyi bulunduran ECOSOC konseyi bugün oy birliği ile İran hükümetini BM Kadının Statüsü Komisyonu’ndaki yerinden men etti.
BM Kadının Statüsü Komisyonu (CSW) 45 üye ülkenin 4 yıl boyunca aktif olduğu, kadın hakları ve kız çocuklarının güçlendirilmesi adına Birleşmiş Milletler ajandası belirleyen en önemli yapılardan birisi. İran İslam Devleti geçtiğimiz mart ayında CSW komisyonundaki yerini almıştı. Mahsa Amini ve onun gibi yüzlerce kadın 2022 İran Protestolarında hayatını kaybetmeden, siyasi tutuklu gençler idam sehpasına çıkartılmadan önce de İran rejiminin kadın haklarını savunan bir komisyonunda yer alıyor olması dünya çapında bilinen kadın hakları örgütleri ve insan hakları aktivistleri tarafından sert bir dille eleştiriyordu.
Birleşmiş Milletler’in prosedürel yapılanması bazı durumlarda maalesef üye ülkelerin korkunç insan hakları karnelerine rağmen işletilmeye devam ediyor. Fakat komisyonların sivil toplumlardan gelen çağrılara kulak veriyor ve kural dışı uygulamalara karşı pek esnek olmayan bünyesine rağmen aksiyon alıyor olması umut verici. Cenevre bazlı, dünyanın önde gelen insan hakları kurumlarından olan UN Watch, İran’ın CSW’ya dahil edilmiş olmasına karşıt Mart 2022’den beri başarılı bir kampanya çalışması yürütüyordu. Fakat 2022 İran Protestolarının başlaması ile birlikte aralarında İngiltere ve Amerika’nın önde gelen Hollywood aktrisleri Nazanin Nour ve Nazanin Boniadi’nin de bulunduğu bir grup insan hakları savunucusu önce ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, daha sonra da ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile tüm dünyanın yakinen takip ettiği görüşmeler gerçekleştirdi. Bu yüksek seviyeli diplomatik girişimlerin arkasından Amerika BM Daimî Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield önderliğinde ECOSOC bünyesinde işleyen BM Kadının Statüsü Komisyonu’ndan İran’ın çıkartılmasına dair bir oylama çağrısında bulunuldu.
14 Aralık 2022’de gerçekleşen ECOSOC oylamasında ABD BM Büyükelçisi Thomas-Greenfield konuşmasında “İranlı barışçıl aktivistlerin çağrısına cevap vermek için buradayız” dedi. Gerçekten de İran’ın tüm dünyanın gözü önünde kadınlara hayatın hiçbir alanında özgürlük tanımaması, cinsiyetçi rejimi, sadece kadın hakları değil, vatandaşların en temel siyasi, politik, sivil ve ekonomik haklarını sistematik bir şekilde devlet eli ile engellediği bir konjektürde CSW’da yer alması kabul edilemez bir durumdu. Uluslararası en önemli kadın hakları komisyonlarından olan CSW’nun bu lekeden arınmış olması esnekliği gerçekten çok az olan BM diplomasisi için önemli bir zafer.
Amerika’nın sponsorluğunda gerçekleşen oylamada ECOSOC’un kritik üyelerinden olan İsrail ve Kanada da İranlı insan hakları aktivistlerine verdikleri kamuoyu desteğini gözle görünür kılmaya devam ettiler. İsrail BM Büyükelçisi Gilad Erdan İran ile nükleer silah anlaşması yapan tüm ülkelere iş birliklerini sonlandırmaları adına global bir çağrıda bulundu. Bir diğer kritik açıklama ise İranlı kadınların BM’den taleplerini ilk günden beri etkin bir şekilde destekleyen Kanada BM Büyükelçisi Bob Rae’den geldi. İran’ın BM Kadının Statüsü Komisyonu’ndan menedilmesini istemeyen ülkeleri sert bir dil ile eleştiren Büyükelçi Rae “Kadınların onurlarının çiğnendiği bir durumda daha neyi konuşuyoruz? Bugün burada İran’ın yanında olan ülkeleri bire bir takip ediyor olucaz” dedi ve BM Kadının Statüsü Komisyonu’nun kadınları ve genç kızları katleden bir rejimi bünyesinde bulundurmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Geçtiğimiz Nisan ayında BM İnsan Hakları Konseyi’nden menedilen Rusya, İran rejimine destek verdiğini ve hatta batılı ülkelerin işleyen sistemleri, mekanizmaları bozma konusunda ne kadar teşvikli olduklarını söylemesi üzerine ECOSOC oylamasına ket vurmak üzere oylamanın prosedürlere uygun yapılmadığını iddia ederek konuyla ilgili hukuksal danışmanlık alınması gerektiğine dair bir talepte bulundu fakat bu istek oy birliği ile reddedilerek İran’ın CSW’dan atılması için esas oylamaya geçildi.
Diktatör ve tek adam rejimlerinin engellemelerine rağmen gerçekleşen toplantı ve oylama sonunda İran geçtiğimiz Mart ayında dahil olduğu BM Kadının Statüsü Komisyonu’ndan menedildi. Mahsa Amini’den sonra zorba rejim polislerinin şiddeti sonrasında vefat eden Nika Shakarami, Hadis Najafi, yada annelerini protestolarda kaybeden çocuklar, asılan İranlı siyasi tutuklular için adaletin tecelli etmesi tek bir oylama ile elbette mümkün değil. Bu yalnızca bir başlangıç, ama sosyal medyayı en etkin şekilde kullanan, insan hakları jargonu ile tüm dünyanın dikkatini çekmeyi başaran İran halkı için çok önemli bir başarı. İnsanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili etkin adımların uluslararası komisyonlarca hızlı bir şekilde atılıyor olması günümüzün diplomasisinin uluslararası insani değerleri yüceltmesi adına çok kritik.
Kendi insanını gözünün yaşına bakmadan katleden İranlı üst düzey yetkililerinin aile bireyleri batılı ülkelerde, sözde savundukları İslami değerlerin aksine, gayet modern ve lüks hayatlar sürmeye devam ediyor. Bundan sonraki süreçlerde İranlı devlet insanlarının ailelerinin bulundukları ülkelerdeki vizelerinin iptal edilmesi, seyahat engellerinin getirilmesi, İran dışındaki ekonomik kaynaklarının dondurulması, batılı ülkelerin de büyükelçilerini ivedikle geri çekmesi gerekir. Çünkü diktatör rejimlerle masaya oturulmaz, anlaşma yapılmaz. Savunmasız insanlara karşı devletin tüm imkanlarını kullanarak hak hayat tanımayan sözde yöneticilerle diplomasi yapılmaz. Tek adam rejimlerinin en iyi anladıkları dil birçok farklı şekilde gerçekleşebilecek yaptırımlar ve yalnızlaştırma politikalarıdır. Diktatörler kulübünün birlikteliklerini bozan tüm insan hakları savunucularının bu önemli başarısını kutlarım.
Daha Fazla Göster:
BM Ekonomik ve Sosyal KonseyiBM Kadının Statüsü KomisyonuCSWECOSOCİranmahsa amini
CEMRE ÜLKER
15 Aralık 2022 HABER İZLENİM
Kaynak: Kronos
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***