Artı Gerçek- AA’nın haberine göre; Beşiktaş Belediyesine yönelik soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen Beşiktaş eski Belediye Başkanı Murat Hazinedar Kastamonu’da gözaltına alındı.
Edinilen bilgiye göre; Polisler Haznedar’ın evine gidere arama yaparken, aramanın bitmesinin ardından Haznedar’ın Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne götürülmesi bekleniyor.
Avukat Özlem Hazinedar, müvekkili Murat Hazinedar’ın gözaltı kararına ilişkin açıklamalarını sosyal medya hesabından kamuoyuyla paylaştı.
Müvekkilim Murat Hazinedar’ın tarafıma ulaştırdığı beyanıdır. @ugurdundarsozcu @gazetesozcu @Hurriyet @halktvcomtr @avcelalulgen @kilicdarogluk @meral_aksener pic.twitter.com/Dik7cMUgSm
— Özlem Hazinedar (@OzlemHazinedar) December 13, 2022
Hazinedar’ın birçok iddia barındıran beyanı şöyle:
“Öncelikle;
Haksız ve usulsüz olarak görevden uzaklaştırılmamın üzerinden 5 yıl geçtikten sonra bir soruşturma bahanesi ile -düzenlediği bütün raporlar hem düzenleniş şekli hem de içeriği ile bizatihi kendisi suç olan- İçişleri bakanlığının tetikçi bir müfettişinin raporu ile 5 yıl aradan sonra bugün 17 kişiye arama ve gözaltı kararı uygulanmıştır.
5 yıl önce düzenlenen bu raporlar suç içermediği halde ve müfettiş rapor düzenlerken ifademi almadığı halde onlarca kez savcılığa gidilmiş, ifademizin alınması için yazılı ve sözlü talepte bulunulmuştur. Kaçmadığımız ve kaçmayacağımız ortada iken yapılan bugün yapılan işlemin kendisi bizatihi hukuk ve ahlak prensiplerine aykırıdır.
Şimdi sizlerle önemli birkaç hususu paylaşmak istiyorum.
Büyükşehirlerde Türkiye rekoru ile seçilmiş ve Beşiktaş gibi Türk ye’nin en değerli ve özel yerlerinden birisinin Belediye Başkanıydım. Hakkımda siyaset yapış şeklimden dolayı çok siyasi, magazinel ve hukuki tartışmalar oldu. Ama Türkiye’de bir tek gazeteci sağdan soldan, havuzdan yandaştan, muhalif veya aşırı uçlarda 5 yıldır bana yapılanların ne sebebini ne de sonucunu merak etmedi. Sayın Kılıçdaroğlu gençlerle yaptığı toplantılarda bu “merak” kelimesini hayatın en değerli ve öğretici insan yapan unsuru olduğunu söyledi ama O da merak etmedi.
Anlatacak çok şey var. Her biri Türkiye siyasetinde ve kamu belediyeciliğinde çok sıra dışı işlerdir. Belediye Başkanı olmadan önce CHP sen 3 kez ihraç edilmiş ve mahkeme kararları ile dönmüştüm. Belediyede de sıra dışı işler yaptık. Ama sonrasında cezamız büyük oldu. Ve görevden uzaklaştırıldık. Ailemi de işin içine kattılar.
Şimdi size vereceğim rakamları iyi not edin. Hakkımda 4 MASAK raporu düzenlendi. Hepsi tertemiz. Hakkımda 2 MİT raporu düzenlendi tertemiz. Hakkımda 1 Başbakanlık raporu düzenlendi tertemiz . Sayıştay’ın görevimden uzaklaştırıldıktan sonra belediyemizle ilgili düzenlediği rapor da tertemiz. Hayatım boyunca değil FETÖ, hiçbir cemaat veya tarikat mensupluğum ve/veya sempati olmadığı gibi zihniyet olarak, saygılı, demokrat ve özgürlükçü tavrımı koruyarak hep bu yapıların karşılarında olmuşumdur. Buna rağmen gazetelerde başlıklar atıldı. Fethullah Gülen’in oğlu gibi sevdiği Belediye Başkanı diye. Sonradan gazetenin sahibi ve eşi, eşimle beni bizzat yemeğe davet ederek “gazetenin bizimle hiç ilgisi yok troller yönetiyor, ben emanetçiyim” demişti.
CHP’nin HDP ile en mesafeli olduğu dönemde ve bugün onunla sahte ve menfaate dayalı aşk yaşayan İBB başkanı henüz ilçe belediye başkanı iken, ve bu konuda ağzını açmazken, ben Hakkari başta olmak üzere Güneydoğu’daki belediyelerle işbirlikleri yaptık. Bu durum tamamen yasalara uygun ve en önemlisi Aziz ülkemizin birlikteliğine ve kardeşliğine katkı sunma amaçlı yerel yönetim yaklaşımıydı. Ama sonunda bu yüzden 2 tane de PKK soruşturması geçirdik. Şimdi dikkatinizi çekmek isterim 3 sene 9 ay görev yaptım, ilçemde imarı durdurdum. Rakamlara hemen ulaşılabilir.
Çok değerli ulusal ve uluslararası ödüller aldık. En büyük ödülümüz de Türkiye Cumhuriyeti’nin kamu hukukunda var olan rekor soruşturma ve ön inceleme sayısına ulaştık. 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti kamu hukukunda sadece şahsı ile ilgili 351 soruşturma ve ön inceleme geçiren benden başka bir tek kamu görevlisi yoktur.
Ben çöp nitelikte idari işlem ve soruşturmaların hepsine binlerce sayfa cevap vererek o soruşturmalara olan, ortaya atılan iddialara ve o soruşturmaları yapan makamlara saygımı gösterdim. Ama ne bugün sabah yapılan güya hukuki işlemle onlar sadece benim değil ailemin hukukunu da bir kez daha çiğnediler.
Bakın ben darbe komisyonuna çağrılmış 4 belediye başkanından birisiyim. Diğer ikisi rahmetli Topbaş ve Melih Gökçek. Ben nasıl darbe komisyonuna çağrılabilirdim. İnanamadım. Meclis’in darbe komisyonu raporlarını araştırın nasıl çağrılmışım ne cevaplar vermişim. Aziz Nesin hikayesi gibidir.
Değerli Yurttaşlarım; Görevden uzaklaştırıldığım 4 Ocak 2018 akşamı Cumhurbaşkanına çağrı yapmıştım. O da bir gün sonra bana nezaketle cevap verdi. Yapılan hatayı düzelttirdi! Talimatıyla 1-2 saat içinde eşim özel numarasından arandı, rica edilerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne davet edildi hiçbir imza atmadan oğlumun ve eşimin pasaportları geri verildi. Benim pasaport hikayemde konulan yurtdışı tahdidi 5 sene sonra bir adli bir idari 2 mahkeme kararı ile kaldırıldı. 1 gün sonra keyfi olarak 2 mahkeme kararına rağmen pasaportuma yeniden idari şerh olarak konuldu.
Sonra anayasa mahkeme kararı ile Ağustos’ta pasaportumu aldım. Ama yurtdışına gitmedim. Ekim’de tekrar koymuşlar. Anayasa mahkeme kararına rağmen…
Cumhurbaşkanı’na çağrım, ona sayın Kalın tarafından iletileceği bizzat tarafıma mesajla iletilen mektubumla ilgilidir.
Bugün hakkımda gözaltı kararına mesnet alınan müfettiş raporundaki kişi (Talip Doğan Karlibel) 17-25 Aralık ve Ergenekon Balyoz kumpas operasyonlarını yöneten dönemin savcısı Zekeriya öz ‘ün kadrolu muhbiridir. Üstelik şike kumpasında da muhbirdir.
Hiç tanımadığım bu kişinin 2 sayfa sabıkası var. Ve düşünebiliyor musunuz devletin müfettişi hem de hemen ardından ödül olarak Adıyaman Valiliğine getirilen o dönemin müfettişi, 2018 yılında bu kişiyi araştırmacı gazeteci yazar Talip Doğan Karlıbel diyerek ve ona bir itibar atfederek ve ifadelerine değer vererek aleyhimde sayfalarca rapor düzenliyor. Bu kişiyi birkaç kere iftiralarından dolayı mahkum ettirdim. Ama ne fayda… Olan oldu. Kullanıldı. Ve hiç bir gazeteci siyasetçi merak etmedi.
Cumhurbaşkanı’na çağrım o mektubu sosyal medyamdan da paylaştım.
Tertemiz bir aileye ve geçmişe sahip insanı siyaseten zorlarken bile bir sınır vardır. Tüm sınırlar aşıldığında kimsenin elinde bir şey kalmaz. İşte bu soruşturma O soruşturma . Ve ne tesadüftür ki şimdi yarın bu saçmalığa bir hukuk adamı olarak bir kez daha saygı göstermeliyim derken, Bana bunu yapanlara bir kez bile beddua etmediğim halde… Talip Doğan Karlıbel’in ölüm haberi ofisime avukatı tarafından bildirilmiş.
Eski bir Yargıtay Ceza Genel Kurul başkanı bilirkişi raporu verdi. Ve dedi ki bu dosya bu hale nasıl gelmiş. Anlatamamışsınız…
Bilmem belki de bu gözaltı kararı anlatmamızı sağlar.
Kamuoyu’nun bilgisine,
Saygıyla”
MURAT HAZİNEDAR KİMDİR?
Murat Hazinedar 16 yaşındayken ANAP’ın gençlik kollarında siyasete atıldı.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitim gördü. Öğrenci yıllarında çeşitli ihracat firmalarında çalıştı.
ANAP, Gençlik Kolları Başkanı’yken partiden ayrıldı. Üniversiteden mezun olduktan sonra, kendi hukuk bürosunu kurdu. 1999 senesinde CHP’ye katıldı, 2000 yılında ise CHP Kurultay Delegeliğine getirildi.
2009- 2013 yılları arasında Türkiye Değişim Hareketi ‘nde (TDH) siyasi çalışmalarını sürdürdü. 2011 senesinde Ordu’dan Bağımsız Milletvekili Adayı olarak seçimlere girdi.
2013 yılında tekrardan CHP’ye katıldı ve 2014 yılında Beşiktaş Belediye Başkanı oldu.
Murat Hazinedar; rüşvet, görevi kötüye kullanma, çıkar amaçlı örgüt kurma ve çeşitli soruşturmalardan ötürü 2018 yılında görevinden alındı. 2019 yılında ise CHP’den kendi isteğiyle ayrıldı.
2016 yılından beri yürütülen soruşturma kapsamında, Murat Hazinedar’ın da aralarında bulunduğu 17 kişi hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Murat Haznedar bugün Kastamonu’da gözaltına alındı. (HABER MERKEZİ)
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***