İZMİR – Uygulanan tarım politikalarının çiftçileri de mevsimlik tarım işçilerini de geleceksizlik ve yoksulluğa mahkum ettiğini ifade eden Tarım Sen Kurucu Üyesi Umut Karagöz, tüm bu sorunlara karşı çözüm için yola çıktıklarını söyledi.
Türkiye’de uygulanan tarım politikaları sonucunda küçük çiftçilik bitme noktasına gelirken, mevsimlik tarım işçileri de her geçen gün kötüleşen koşullarda çalışmak zorunda kalıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın (ÇSGB) raporlarında Türkiye’de 1 milyon civarı mevsimlik tarım işçisi bulunduğu belirtilse de alanda çalışan akademisyenlerin araştırmaları bu sayının 5 milyonu aştığını gösteriyor. Bu işçilerin neredeyse tamamı çalışmaya gittiği bölgelerde barınma, sağlık gibi sorunların yanı sıra birde ırkçı saldırılarla karşı karşıya kalıyor. Yine döviz kurundaki yükselme tarımda girdi maliyetlerini katlarken çiftçiler ya tarımdan kopuyor ya da topraklarında büyük şirketlere bağlı çalışmak zorunda kalıyor.
Tüm bu kesimleri örgütlemek için yola çıkan Tarım İşçileri Sendikası (Tarım Sen) ise, Eylül ayının başında İzmir merkezli olarak kuruldu. Sendika Türkiye’nin birçok ilinde küçük çiftçi ve mevsimlik tarım işçilerinden oluşan yönetimiyle, tarım emekçilerinin yaşadığı sorunlara çare olmayı hedefliyor.
DAYANIŞMA AĞI
Tarım Sen Kurucu üyesi Umut Karagöz, sendikanın amaçlarını, mücadele hattını ve taleplerini anlattı. Sendika fikriyatının 1 buçuk yılık bir çalışma sonucu çiftçi ve mevsimlik tarım işçileriyle yapılan tartışmalardan çıktığını söyleyen Karagöz, tarım emekçilerinin büyük çoğunluğunun sigortasız, örgütsüz ve güvencesiz çalıştığına dikkati çekti. Sendikanın kurulduğu avcılık, balıkçılık, tarım ve ormancılık iş kolunda ortalama 180 bin kayıtlı işçi bulunduğunu kaydeden Karagöz, “6 milyonluk tarım emekçisi sayısının çok gerisinde. Dolayısıyla ciddi bir kayıtdışılık söz konusu. Öncelikli hedefimiz tarımda emeğiyle geçinen bütün kesimlerin hakları için örgütleneceği bir zemin yaratmak. Üye sayısı kazanmaktan ziyade örgütsüz, güvencesiz kesimlerin haklarını ifade edebilecek ve bu haklar için mücadele edebilecek bir dayanışma ağı yaratmak” dedi.
ŞİRKETLEŞMEYE KARŞI ÖRGÜTLENME
Temel olarak 4 kategoride örgütlenmeyi hedeflediklerini dile getiren Karagöz, “Birincisi iş kolunda kayıtlı olarak çalışan tarım emekçilerinin örgütlenmesi. İkinci olarak küçük çiftçiler. Çiftçilerin ziraat odaları ya da kooperatifler gibi yapılarda üyelikleri var. Ancak bu yapılar çiftçilerin ihtiyaçlarını karşılayan ya da haklarını dile getiren yapılar değil. Son 20 yıldır Türkiye tarımı büyük bir şirketleşmeye doğru evriliyor. Bu tabloda patronların daha fazla kar ettiği, çiftçileri işçileşmeye ya da çiftçiliği bırakmaya ittiği, tarım işçilerinin daha kötü koşul ve düşük ücretlerle çalıştığı bir süreç yaşıyoruz” diye belirtti.
SORUNLAR
Üçüncü olarak tarımda büyük çoğunluğu oluşturan mevsimlik ve göçmen işçileri örgütlemek istediklerini belirten Karagöz, şöyle devam etti: Yaptığımız görüşmelerde çocukların eğitim hakkının olmadığı, kadınların hem düşük ücretle hem tarlanın yanı sıra ev işlerini de üstlendikleri bir durumla karşılaştık. Mevsimlik işçiler ayrıca dayı başı sistemi altında ekstra bir sömürüye maruz kalıyor. Dayı başı hiç çalışmadan işçiler üzerinden para kazanıyor. Bir yandan da çalışacakları yerlere giderken iş cinayetleri yaşanıyor. Yine tarım işçileri gittikleri yerlerde ciddi bir ırkçılıkla karşı karşıya kalıyor. Bir başka mesele de bahçelerdeki yoğun pestisit kullanımıyla işçiler meslek hastalığına maruz kalıyor.”
TALEPLER MECLİSLERDE İNŞA EDİLECEK
Son kategorinin ise büyük şirketlerin Hidroelektrik Santrali (HES), sanayi tesisi, maden, inşaat, yol gibi projelerle topraklarına çökmek istemelerine karşı mücadele eden köylüler olduğunu söyleyen Karagöz, “Bu kesimin aynı zamanda üretim ilişkileri içerisindeki rolü üzerinden tarım emekçiliğini ön plana çıkardığımız bir mücadeleyi örgütleyeceğiz. Orta ve uzun vadeli planımız bu 4 kesimin örgütlenmesi. Kısa vadede ise bu kesimlerin iç birliklerini yaratmayı hedefliyoruz. Talepleri emekçilerin yer aldığı komiteler ve meclislerle inşa etmek gibi bir hedefimiz var” ifadelerini kullandı.
MÜCADELE BİRLİĞİ
Fiili-meşru bir mücadele çizgisi izleyeceklerini kaydeden Karagöz, özellikle küçük çiftçiler ve mevsimlik tarım işçileri arasında bir bağ kurmayı istediklerini ifade etti. İşçileşen küçük çiftçilerin zaman zaman da mevsimlik tarım işçilerinin patronu konumuna gelebildiğini belirten Karagöz, “Küçük çiftçi büyük şirket tarafından ezilme durumunu tarım işçisine yansıtıyor. Üyemiz olan küçük çiftçinin tarım işçisini ezemeyeceği, sömüremeyeceği bir ilişki dinamiği kurabiliriz. Bu kesimler ancak mücadele ettikçe kader ortaklığı kurabilir” diye aktardı.
ÖRGÜTLENME ÇAĞRISI
Tarım emekçilerine örgütlenme çağrısı yapan Karagöz, “Türkiye’nin neresinde yaşıyor olursa olsun tarım emekçiliği yapan bütün kesimleri yaşadıkları hak gasplarına karşı birlikte mücadele etmeye adayız. Hak gaspına maruz kalan, taleplerini ifade etmek, hukuki süreçlerini takip etmek ve mücadele etmek için emekçilere çağrı yapıyoruz. Birlikte yol alalım ve mücadele edelim” diye konuştu.
MA / Tolga Güney
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***