– Meclis Genel Kurulu’nda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde ikinci kez söz alan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın, Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) hedef alan açıklamaları gerilimi tırmandırdı.
HDP’li belediyelere atanan kayyımları savunan Oktay, “Kayyımların kamu kaynaklarını, milletimizin vergilerini PKK, YPG, dağa göndermesine engellemesi ağrınıza gitti” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında sık sık “Kadınlarımız” diyen Oktay, “Kadına karşı ‘şiddette sıfır tolerans’ ilkesi çerçevesinde şiddetle mücadelemizi de kararlılıkla sürdürüyoruz. Önleme, koruma, kovuşturma ve bütünleyici politikası ekseninde tüm bakanlık, kurum ve kuruluşlarla bu konuya eğiliyoruz” dedi.
‘YALAN ÜZERİNE SİYASET’
Söz alan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Oktay’a “Yalan üzerine politika inşa ettiniz” diyerek tepki gösterdi. Oluç, “Kürt düşmanlığı meselesine girdiniz ya, bir yalan üzerine, 4 buçuk yıldır ben burada defalarca bunu konuştum. Bir yalan üzerine politika inşa ettiniz, çöktü o politika çöktü ama o yalanı sürdürüyorsunuz” dedi. Oktay’ın HDP’li belediyelere kayyım atanmasını savunan açıklamalarına karşılık Oluç, “Bir tek belediyemizde usulsüz harcama, halkın parasını belediye hizmetine değil de başka yere harcama nedeniyle dava açılmamıştır. Bir tek eşbaşkanımız bu nedenle mahkum edilmemiştir. Bir yalan kuruyorsunuz politikanızı, irade gaspçısınız. Kürt halkının bölgedeki iradesini gasp ettiniz, bunu örtmek için bu yalanı söylüyorsunuz. Kayyımlarınız yolsuzluk, hırsızlık, usulsüz harcama kayyımlarıdır. 4 kere atanmış kayyımlar vardır, geri alınmış, merkeze alınmış kayyımlar var. Neden hırsızlık, yolsuzluk, usulsüz harcama yaptıkları için. Sayıştay raporları tuğla gibi ortadadır. İçişleri Bakanı müfettişlerinin raporları ortadadır. Sizin atadığınız kayyımlar, talan, yolsuzluk ve hırsızlık kayyımlarıdır. Siz bunları konuşmaktan kaçınıyorsunuz. O nedenle bu yalanın arkasına sığınıyorsunuz” şeklinde konuştu.
‘KÜRT DÜŞMANISINIZ’
İktidarın Kürt düşmanı olduğunu vurgulayan Oluç, nedenlerini şöyle açıkladı: “Kobanê kumpas davasını açtınız. Siyasi partinin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’nde dava açtınız, siyasi rehineleri tutuyorsunuz hapishanede, AİHM ve AYM kararlarına rağmen tutuyorsunuz. Bunun için Kürt düşmanısınız. Bu ülke çok Kürt düşmanı iktidar gördü ama sizinki kadar yeminli Kürt düşmanını hiç görmedi. Nerede bir Kürt varsa, siz orada ona düşmanlık yapıyorsunuz. Irak Kurdistan’ın da öyle, Kuzey ve Doğu Suriye’de, Rojava Kurdistan’ında da öyle. Kobanê kenti Kürt halkının kalbidir, ruhudur. Siz Kobanê kentini ortadan kaldırma planları yapıyorsunuz. Bundan daha büyük Kürt düşmanı olamaz.
EMİNE ŞENYAŞAR’I HATIRLATTI
Emine Şenyaşar, 637 gündür Urfa Adliyesi’nin önünde nöbet tutuyor, neden, adalet arıyor. Kürt düşmanlığı nedir diye sorarsanız, Emine Şenyaşar’a bakacaksınız. Samimiyetten bahsediyorsunuz, ‘Diyarbakır anneleri’ bizim de annelerimizdir. Siz samimi olsaydınız, beyaz tülbentli barış annelerin uzattığı barış elini tutardınız, onların taleplerini dinlerdiniz, kulak verirdiniz. Ama siz Kürt düşmanı olduğunuz için onları yok sayıyorsunuz.
‘MEGRİ MEGRİ’ İLE KÜRT DOSTU OLUNMAZ
Esas derdiniz nedir? HDP’yi, Kürt siyasi temsilcilerini, esas itibariyle Türkiye demokrasi güçlerini, demokratik siyaset alanından tasfiye etme niyetindesiniz. Sanıyorsunuz ki 7 milyon Kürt’ün oyuna çökebileceksiniz. Asla ama asla Kürt halkı bu onu mücadelesinde sizin bu oyunlarına gelmeyecek. Demokratik siyaset alanından, HDP’yi tasfiye edemeyeceksiniz. Öyle erbane çalarak, ‘megri megri’ diyerek, Kürt dostu olunmaz. Kürt dostu olmak demek, Kürt halkının taleplerine kulak vermek demektir. Bu talepleri dinlemek, bunları demokratik siyaset alanında, Ankara’da, Meclis platformunda yerine getirebilmek bir diyalogu siyasi partiler arasında hep birlikte sürdürebilmek demektir. Siz ne yapıyorsunuz, demokratik siyasette kararlı bir partiyi, tasfiye etmeye çalışıyorsunuz. Asla bunu başaramayacaksınız. Buna asla ne Kürt halkı nede Türkiye demokrasi güçleri izin vermeyecek. Kürt düşmanı politikalarınızın sonucunu göreceksiniz.” (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***