Cumhuriyet Halk Partisi, bugün İstanbul’da “İkinci Yüzyıla Çağrı” adı verilen toplantıda Türkiye Vizyonu’nu açıkladı.
İstanbul Kongre Merkezi’ni dolduran yaklaşık 5 bin kişinin “iktidar” sloganları altında kapanış konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “İktidara geliyoruz arkadaşlar şüpheniz olmasın. Dünyanın gözünün içine bakın. Ve haykırın. Ey dünya, Türkiye senin ucuz iş gücü alanın olmayacak. Türkiye senin mülteci kampın olmayacak. Türkiye senin çöp depolama alanın olmayacak. Sana rakip olmak için geliyoruz ey dünya, sana rakip olmak için. Haydi arkadaşlar, başlıyoruz. Başlıyoruz” diyerek seçim startını vermiş oldu.
Kılıçdaroğlu: “Yeni bir tek adam aramıyoruz”
CHP lideri açılış konuşmasında ise tek adam rejimini terk edip liyakate dayalı kolektif bir modeli hayata geçireceklerini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, “Bugün ülkenin kaderini değiştirme günüdür. Bunun için yönetim anlayışımızı, yaklaşımımızı kökten değiştirmeliyiz. Ancak bunun çaresi mevcut tek adam gitsin başka bir tek adam gelsin değildir. Tek adam gitsin mi? Evet gitsin. Tek rejimi bitsin mi? Evet bitsin. Ancak, yerine bir sistem, çalışan yeni bir sistem gelsin. Yeni bir tek adam aramıyoruz. Bugün bizden bambaşka bir sistemin altyapısı dinleyeceksiniz. Türkiye, cumhuriyetin ikinci yüzyılında bir daha artık böyle acımasız, adaletsiz ve kutuplaşmış dönemler yaşamayacak” dedi.
Toplantıda Kılıçdaroğlu dışında CHP Sözcüsü Faik Öztrak ve Genel Sekreter Selin Sayek Böke ve CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo ile birlikte ABD’li iktisatçı Profesör Jeremy Rifkin, MIT ekonomi profesörü Daron Acemoğlu, Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Refet Gürkaynak, Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi ve eski Merkez Bankası Başekonomisti Hakan Kara konuşma yaptı.
Prof. Acemoğlu: “Önümüzdeki zorluklarda kullanacağımız rezerv kalmadı; demokrasi ve ekonomi aynı anda kurulmalı”
Daron Acemoğlu konuşmasında, son dönemde ekonomisi kötüleşen Türkiye’nin, bu durumdan kurtulması için güçlü bir demokrasiye ihtiyaç duyduğunu söyledi.
MIT profesörü, “Şu anda, eksi reel faizlerle, devlet bankalarının verdiği kredilerle gelir dağılımı daha da kötüleşiyor. Bu, kaynaklar yandaş holdinglere gidiyor. Yeni yatırıma, yeni enerjiye sahip, yeni teknoloji getirecek şirketlere gitmiyor. Net rezervler korkunç negatif hale gelmiş durumda. Önümüzdeki zorluklarda kullanacağımız rezerv kalmadı. Türkiye’nin problemi tarihi boyunca şu ki; devlet güçlü olsa bile toplum güçsüz kalıyor. Toplum güçsüz olduğu için devletin kurumları iyileşmiyor. Bu yüzden demokrasi, sivil toplum, ifade özgürlüğü Türkiye için çok önemli. Türkiye’nin demokrasiyi ve sağlıklı bir ekonomiyi aynı anda kurması lazım. Bu çok mümkün ve az çok ne yapmamız gerektiği bilimsel olarak çok açık. Türkiye’nin geleceği için iyimser olmak çok mümkün” dedi.
Prof. Rifkin: “Hayatımızı organize etme biçimimizin değişmesi gerekiyor”
Daha önce Almanya şansölyesi Angela Merkel’e de danışmanlık yapmış olan Profesör Jeremy Rifkin, iklim değişikliklerinden, sanayi 4.0’a, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin enflasyon üzerindeki etkisinden, Z kuşağının dünyaya katkısına kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Acemoğlu gibi Skype bağlantısıyla toplantıya katılan Rifkin, “Genç kuşaklar ve Z kuşağı. Onlar okullardan mezun oluyorlar. Protestolar gerçekleştiriyorlar. Acil durum döneminden geçiyoruz. Hayatımızı organize etme biçimimizin değişmesi gerekiyor. Bu protestolar, tarihteki diğer protestolara benzemiyor. Bunlar farklı. İlk defa, bütün bir kuşak sokağa çıkıp protesto ediyor. Kendilerini tehdit altında yaşayan bir tür olarak görüyorlar ve protestonun zemininde de bu var. Türkiye’de ve Akdeniz havzasında yapabileceklerimizle alakalı olumlu şeyler paylaşmak istiyorum. Burada genç kuşak var. Burada, finans kapitalden ekolojik kapitale geçişten bahsediyoruz. Bir çeşit fotosentez gibi. Birincil üretimden bahsediyorum. Burada gayri safi milli hasıla esenliğe harcanıyor ve artık yaşam kalitesi bir gösterge olarak ele alınıyor. Hiper tüketimden çevre dostu bir yaşam kalitesine geçiş söz konusu” dedi.
Böke’den “asgari ücret değil zenginleştirici ücret” çıkışı
Toplantıya davet edilen ekonomistlerin ağırlıklı olarak liberal ekole yakın olmasına rağmen CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, konuşmasında “kamucu” ekonomi politikasının altını çizdi.
Böke, “Bugün çalışanların yüzde 65’i asgari ücret veya ona yakın ücret alıyorlar. Ama umutsuzluğa yer yok. Üretimde yapacağımız dönüşle verimlilik artacak ve ücretler herkes için yükselecek. Bugün dünyanın çalışanlar için en kötü çalışma koşullarına sahip 10 ülkesinden biri Türkiye. Ama üretimde yapacağımız dönüşümle güvenceli istihdamda sosyal adaleti mutlaka sağlayacağız. Boğaziçi’ni ve tüm üniversiteleri hep birlikte özgürleştireceğiz. Barış imzacısı akademisyenleri yeniden öğrencileriyle üniversitelerde buluşturacağız. Kamunun kaynakları yandaşlık üzerinden değil kamu yararı yaratmak için kullanılıyor olacak. Bu kapsamda kamu ihale kanununu yeşil ekonomi politikaları ile uyumlu, bölgesel kalkınmayı destekleyen, organize suç, yolsuzluk, kara para aklama suçlularıyla mücadele eden bir yapı da hazırlıyor olacağız. Verimlilik artacak, ücretler artacak, asgari ücreti değil zenginleştirici ücreti konuşuyor olacağız” dedi.
“İktidarımızın ilk 3 yılında, en az 100 milyar dolar doğrudan yatırım gelecek”
CHP lideri de konuşmasında ağırlıklı olarak ekonomi ile ilgili vaatlerde bulundu. Kılıçdaroğlu, “Gerçekleştirdiğim uluslararası temaslarda, toplamda 5 trilyon 461 milyar dolarlık fon yöneten yatırım bankaları ve girişim sermayesi fonlarıyla verimli toplantılar yaptım. Aralarında tefeci yoktu. Aralarında kara para sahipleri yoktu. Aralarında baronlar yoktu, şaibeli kişiler yoktu. İktidarımızın ilk 3 yılında, en az 100 milyar dolar doğrudan yatırım gelecek. Ben bu parayı getireceğim. İktidarımızın ilk üç yılında ayrıca yeri-yurdu, kaynağı belli, temiz ve sürdürülebilir fonlardan en az 150 milyar dolar yatırım getireceğiz. Özellikle hedefimiz Avrupa’nın ve Uzakdoğu’nun emekli fonları olacak. Norveç ve Singapur gibi. Kirli sermayenin çaldığı 418 milyar doları, borçları olarak deftere yazdım” diye konuştu.
“Zorbalığa direnen altı lideriz”
CHP’nin eski genel başkanları Altan Öymen ve Hikmet Çetin ile birlikte CHP ile birleşen SHP’nin son genel başkanı Murat Karayalçın’ın da katıldığı toplantıda Kemal Kılıçdaroğlu, Altılı Masa’daki ortakları hakkında da pozitif mesajlar verdi.
Kılıçdaroğlu, “Türkiye için bir araya gelen, kalbi Türkiye için atan, 6 vatansever liderin masasıdır o. Bu değerli insanların en büyük motivasyonu, aldıkları ya da alacakları oylarda değil. ‘Ülke söz konusu olunca, ideolojik farklılıklar teferruattır’ dememiz, bu masanın en büyük gücüdür. Zorbalığa direnen, her türlü kara propagandaya rağmen kenetlenen 6 lideriz biz. Meral Hanım merttir. Temel Bey bilgedir ve cesurdur. Ahmet Bey’le vatan söz konusu olduğunda biraraya gelmekten bir an bile tereddüt etmedik. Ben, Gültekin Bey’de Menderes ve Demirel’in gençliğini, onların ruhunu görüyorum. Ali Babacan’ın uygulama tecrübesini ve başarısını biliyorum, altını çiziyorum, bütün dünya da bu gerçeği biliyor” ifadelerini kullandı.