Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye Onursal Başkanı Taner Kılıç ve diğer üç insan hakları savunucusu İdil Eser, Özlem Dalkıran ve Günal Kurşun hakkındaki mahkumiyet kararlarını bozdu.
Af Örgütü tarafından yayınlanan açıklamada temelsiz mahkumiyet kararlarının Yargıtay tarafından bozulmasının büyük bir rahatlama getirdiği, bununla birlikte, kararın yargılamaların siyasi niteliğini de bir kez daha ortaya koyduğu belirtildi.
Yargıtay’ın kararı, sanıkların 2017 yazında ilk kez gözaltına alınmalarından beş yıldan uzun süre sonra geldi.
Uluslararası Af Örgütü Taner Kılıç’ın cezasının ‘eksik araştırma’ nedeniyle bozulduğunu ve dosyanın, yeniden yargılama için ilk derece mahkemesi olan İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiğini bildirdi.
Yargıtay konuyla ilgili henüz açıklama yapmadı.
Kılıç, 2020 yılında Uluslararası Af Örgütü’nün eski onursal başkanıyken Ankara’nın 2016’daki darbe girişiminin arkasında olduğuna inandığı ABD’de yaşayan din adamı Fethullah Gülen’i desteklemekle suçlanmıştı.
Kılıç, ‘terör örgütü üyeliği’nden suçlu bulunmuş ve 2020 yılı Temmuz ayında altı yıl üç ay hapis cezasına mahkum edilmişti.
İdil Eser, Özlem Dalkıran ve Günal Kurşun ‘terör örgütüne yardım etmek’ten 25’er ay hapis cezasına mahkum edilmiş ve 2017’de üç aydan uzun süre tutuklu kalmışlardı.
Diğer üç aktivist hakkında ise terör örgütüne yardım etmekten iki yıl bir ay hapis cezası verilmişti. Sanıklar suçlamaları reddetmişti.
Savcılık Büyükada’da dijital güvenlik toplantısında biraraya gelen sanıkları kaos çıkartmak için gizli toplantı yapmakla suçlamıştı.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard konu hakkındaki açıklamasında, “Bugünkü karar, akıl almaz boyutlarda bir adaletsizliğe son verdi. Mahkumiyet kararları nihayet bozulduğu için büyük bir rahatlama duyuyoruz; ancak mahkemenin Taner’in dosyasının ek araştırma gerektirdiği yönündeki kararı hayal kırıklığı yarattı” dedi.
Callamard, “Beş yıldan uzun süre boyunca, bu dört cesur insan hakları savunucusuna yöneltilen temelsiz suçlamaların birbirini izleyen mahkemeler tarafından gerçekmiş gibi kabul edilmesiyle adaletsizlik çarklarının döndüğüne tanık olduk. Bugünkü karar, buna benzer siyasi güdümlü yargılamaların gerçek amacını ortaya koydu; o da mahkemelerin muhalif sesleri susturmak için silah olarak kullanılmasıdır” diye konuştu.
Son olarak Mayıs ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2017 yılında tutuklanan Uluslararası Af Örgütü Onursal Başkanı Taner Kılıç’ın yaptığı hak ihlali başvurusunda Türkiye’yi haksız bulmuştu.
Mahkeme, Kılıç’ın özgürlük ile güvenlik hakkı, makul şüphe ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetmişti. AİHM, Türk savcıların sunduğu delillerin de tutuklama için yeterli olmadığı görüşünü dile getirerek, Türkiye’nin Kılıç’a 8 bin 500 Euro maddi, 16 bin Euro manevi ve 10 bin Euro mahkeme giderleri olmak üzere, toplam 34 bin 500 Euro ödemesine karar vermişti.