Birleşmiş Millet (BM) İnsan hakları Komitesi, Türkiye’de Gülen cemaatine yönelik yargılamalarda en önemli delil olarak gösterilen mesajlaşma programı ByLock ve Banka Asya’ya para yatırılması nedeniyle ceza verilmesini hak ihlali sayarak önemli bir karar imza attı.
Komite, örgüt üyeliği suçlaması ile tutuklanan ve 7 yıl 6 ay ceza alan Mukadder Alakuş’un dosyasını inceleyerek güncel yargılamaları da doğrudan ilgilendiren bir karar aldı. Komite, ByLock yüklediği, Bank Asya hesabına para yatırdığı ve bir mitinge katıldığı gerekçesiyle Alakuş’a ceza verilmesini hak ihlali saydı.
HÜKÜMET, AYM KARARININ ÇIKMASININ BEKLENMESİNİ İSTEDİ
Türkiye hükümeti, Komite’nin kararı için başvurucunun henüz Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı başvurunun sonuçlanmadığını, dolayısıyla iç hukuk yollarının tüketilmediğini gerekçe göstererek, başvurunun usulden reddi gerektiğini belirtti. Ancak Komite, başvurucunun AYM’ye bireysel başvuru yolunu etkisiz kabul etti.
BM İnsan hakları Komitesi’nin kararını değerlendiren ‘Dr. Gökhan Güneş’ adındaki bir Twitter kullanıcısı ” Komite, başvurucunun davası koşullarında, devletin, AYM önünde, başvurucunun tutukluluğa itiraz için bireysel başvurusunun uygulamada etkili olacağını göstermediğini tespit etmiş ve bu açıdan AYM bireysel başvuru yolunu etkisiz kabul etmiştir” dedi.
Dr. Gökhan Güneş’in karara ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
‘TUTUKLAMA KEYFİ’
“Komite, başvurucunun anılan gerekçeler ile tutuklanmasını keyfi olarak değerlendirmiştir. Komite’ye göre, “keyfilik” kavramının; makullük, gereklilik ve orantılılık unsurlarının yanı sıra uygunsuzluk, adaletsizlik, öngörülemezlik ve yasal süreç unsurlarını içerecek şekilde geniş bir şekilde yorumlanması gerekir. Komite, Devletin, Başvurucunun tutuklanmasını haklı çıkaracak kanıtlar sunmadığını, makullük ve gereklilik kriterlerinin karşılanmadığını, bu nedenle, Sözleşme’nin 9 (1) maddesi kapsamındaki özgürlük ve güvenlik haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir.”
‘SUÇ VE CEZADA KANUNİLİK İLKESİ İHLAL EDİLDİ’
“Komite bu kararda, çok önemli bir konu olan “suçta ve cezada kanunilik ilkesinin” ihlal edildiğine de hükmetmiştir. Komite, hukukun üstünlüğünün temel ilkelerinden biri olan ceza hukuku alanında yasallık ilkesinin, hem cezai sorumluluğun hem de cezanın, fiilin veya ihmalin işlendiği tarihte var olan kanundaki açık ve kesin hükümlerle sınırlandırılmasını gerektirdiğini hatırlatmıştır.
Komite’ye göre, başvurucu isnat edilen Bylock uygulamasını kullanması ve Bank Asya’da hesap açması eylemlerini işlediği sırada, bunların TCK ve uluslararası hukuk uyarınca bir suç olduğu yeterince açık ve öngörülebilir değildir. Komite, TCK 314.maddenin geniş bir tanımı olduğunu da vurgulamıştır. Komite, sadece bir şifreli iletişim aracının indirilmesi ve kullanılması veya banka hesabının bulunmasının başka kanıtlarla desteklenmedikçe, tek başına örgüt üyeliğine delil teşkil edemeyeceğini belirtmiştir.
Komite bu nedenle, Sözleşmenin suçta ve cezada kanunilik ile ilgili 15/1. maddesi kapsamındaki haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir.”
‘CEZAEVİ KOŞULARI İNSAN ONURUNA AYKIRI’
“Komite’nin hak ihlali tespiti yaptığı diğer bir konu cezaevindeki insan onuruna aykırı yaşam koşullarının varlığı olmuştur. Bu nedenle Sözleşmenin 10/1. maddesinin ihlaline karar verilmiştir.”
‘ADİL YARGILANMA HAKKI İHLAL EDİLDİ’
Komite, tutuklu başvurucunun bizzat mahkemede bulunarak savunma yapmak istemesine rağmen bu talebinin pratik gerekçeler ile reddedilmesinin ve SEGBİS üzerinde savunmasının alınmasının adil yargılama hakkı ile ilgili Sözleşmenin 14/3-(b), (d), (e) maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir.”
‘GÜNCEL YARGILAMALARIN TAMAMINI ÇÖPE ATACAK NİTELİKTE’
Komite’nin kararını yorumlayan Gökhan Güneş, “Komite’nin özellikle başvurucunun tutuklanmasına ve cezalandırılmasına gerekçe yapılan hususların suç ve cezalarda kanunilik ilkesine aykırılık teşkil ettiğini belirtmesi çok önemlidir ve güncel yargılamaların tamamını çöpe atacak niteliktedir. Kapsam ve etki alanı itibariyle çok geniş bir coğrafyaya hitap eden İnsan Hakları Komitesinden bu kararın çıkması çok değerlidir. Bu karar, suç işlemedikleri halde sosyal ölüme mahkum edilen yüzbinlerce kişinin masumiyetini bir kez daha tescillemiştir. Benzer ve daha güçlü bir kararın Yalçınkaya dosyasında AİHM tarafından verilmesi beklenmektedir” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***