Deneyimli gazeteci Fehmi Koru, İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırının faili olmakla suçlanan Suriye uyruklu kadınla ilgili açıklamalarda flu alanlar olduğunu yazdı.
Şüphelinin İstanbul’da bir tekstil atölyesinde çalıştığını belirten Koru, ‘Kadının bu eylem için özel eğitilmiş olduğu söyleniyor ama pek de o kadar özel eğitilmediği için olacak, hemencecik kimliği belli olmuş.’ ifadelerini kullandı.
Fehmi Koru şunları yazdı:
Bu yazıyı yazarken artık herkesin bildiği ayrıntılara ben de hakimim. Ayrıntıların bazısı birbiriyle çelişiyor olsa da, tablo, çok flu sayılmaz.
Failin bir yıl ya da altı ay veya dört ay önce, Suriye sınırından geçerek yolunu İstanbul’a kadar düşürmüş, aylardan beri bir tekstil atölyesinde çalışmakta olan veya kaldığı evden burnunu bile dışarıya çıkarmamış bir kadın olduğu anlaşılıyor.
Kadının bu eylem için özel eğitilmiş olduğu söyleniyor ama pek de o kadar özel eğitilmediği için olacak, hemencecik kimliği belli olmuş.
Neyse nasıl olmuşsa olmuş, gecenin bir vakti, Küçükçekmece’deki ev polisler tarafından basılmış, kadın kıskıvrak yakalanmış. Ya da evin arka penceresinden kaçmaya çalışırken farkına varılarak kaçması engellenmiş.
Polisler tarafından götürüldüğü Emniyet müdürlüğünde kendisini PKK/PYD/YPG militanı olarak tanıtmış kadın ve eylemi mensup olduğu örgüt adına işlediğini itiraf etmiş. [PKK ise bir yabancı ajans aracılığıyla eylemle ilgileri olmadığını açıkladı. Herhalde terör örgütüne inanılacak değil ancak övüneceği yerde PKK neden böyle bir açıklama yapmış olabilir?]
Eylemcinin ülkeye gelmeden önce ikamet ettiği Suriye’deki bölge PYD/YPG’nin ABD gözetiminde hakim olduğu bir yer mi, yoksa hemen her tarafında Rus askerlerinin fink attığı veya Türkiye’nin gözetimi ve desteğini arkasına alan ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) adlı örgütün bulunduğu bir yer mi, onu tam öğrenemedim. Orası biraz flu. Ancak, ilk elden bilgilere sahip olması beklenebilecek bir yetkilinin kamuoyuyla paylaştığı bilgilerden, devletin, PKK’nın sınır-ötesi irtibatı PYD/YPG’nin eylemle bağlantısından emin olduğu anlaşılıyor.
…
Eylemin gerçekleşmesini sağlayan odaklar ve kişiler, yalnız öncesini ve eylemi değil sonrasını da mutlaka planlamışlardır.
Terör yalnızca patlayan bombadan ibaret değildir, patlayan o bomba ile meydana gelmesi beklenen her şey terör tanımının içindedir.
Devlet adına işin peşine düşen ve pazar günü yaşananın bir veya birden fazla kez tekrarlanmamasını sağlamakla görevli olanların, kendilerine sunulmak istenenle yetinmeyip hep bir adım ötesini hesaba katarak olayın üzerine gitmeleri doğru olur.
Geçmişte bizde yaşananlarla bizden önce benzer terör eylemlerine muhatap olmuş ülkelerin deneyimleri göz önünde tutulmalı ve altına bakılmadık tek bir taş bile bırakılmamalıdır.
…
Peşin fikirle yaklaşılması gerçeklere erişilmesinin önünde en büyük engel.
Herhalde bunca deneyime rağmen aynı hataya bu defa düşülmez.
Yoksa düşülür mü?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***