Almanya’nın “Bilge Anası” Mevlüde Genç Yaşamını Yitirdi

1993’de Almanya’nın Solingen kentinde ırkçı bir grubun Türk göçmenlerin oturduğu evi kundaklamasından sonra ailesinden 5 insanı kaybeden Mevlüde Genç hayatını kaybetti.

Mevlüde Genç, olayda iki kızını, iki torununu ve yeğenini kaybetmesine rağmen acısını bir kenara koyarak, vakur bir tavırla barış çağrısı yapmış, kin gütmeyerek, çıktığı her platformda insanlıktan, barıştan bahsetmişti.

“Barış içinde yaşayalım diye acımı içime gömdüm” sözüyle tanınan ve Almanya’daki Türkler arasında “Bilge Ana” olarak isimlendirilen Mevlüde Genç’in ölümünü oğullarından Kamil Genç açıkladı. Kamil Genç, sabaha karşı yaptığı açıklamada, annesinin fenalaşarak acil servise kaldırıldığını belirtti, ardından da vefat haberini açıkladı.

Salı günü Solingen’de düzenlenecek cenaze töreninin ardından Mevlüde Genç’in naaşının defnedilmek üzere memleketi Amasya’ya gönderileceği de öğrenildi.

Solingen kentinde 29 Mayıs 1993’te Neonaziler tarafından kundaklanan evdeki Türk vatandaşları Saime Genç, Hülya Genç, Gülistan Öztürk, Hatice Genç ve Gürsün İnce ölmüştü. 1995 yılında cinayetten hüküm giyen failler cezalarını çektikten sonra tahliye edilmişti.

Alman tarihine ve Türklerin göç sürecine “Solingen faciası” olarak geçen olaydan sonra iki toplumu birbirine yakınlaştıran söylemlerde bulunan Mevlüde Genç’in yaklaşımı, Almanya’da ırkçılığa karşı verilen mücadelede sembol oldu.

Solingen’de yaşanan olayların 25’inci yıldönümünde Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Başbakanlığı’nda düzenlenen törene katılan eski Başbakan Angela Merkel, Mevlüde Genç’in “İnsanlık dışı bir olaya insani büyüklükle cevap verdiğini” dile getirerek, “Bunun için size hayranlık duyuyor ve teşekkür ediyoruz” diye konuşmuştu. Dönemin Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı Armin Laschet de, bundan sonra eyalette barış ve hoşgörüye hizmet eden insanlara layık görülecek bir ‘Mevlüde Genç Madalyası’ vereceklerini açıklamıştı.

Almanya Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı ve Ulusulararası Cesaret Ödülü gibi ödüllere sahip olan Genç, 2018 yılında VOA Türkçe’ye yaptığı bir açıklamada: “Sadece evimi yavrularıma mezar eden, evlatlarımı tabuta dizen 4 kişiye karşı nefretim var. Onları ne görmek, ne de isimlerini duymak istiyorum. Diğer insanlara karşı ise hiçbir nefretim yok. Acı benim acım, ölene kadar devam edecek. Ancak iyi olalım, birbirimize sevgi, saygı gösterelim, birbirimizi incitmeyelim. Yerli yabancı demeyelim, biz bu ülkenin parçasıyız” diye konuşmuştu.