BARTIN – Amasra’da yaşanan maden katliamında “kader” açıklamalarına tepki gösteren Bağımsız Maden-İş Sendikası avukatı Yağız Timoçin, “Bu kader değil. Burada gerçekleşen elim vaka, bir katliam, bir cinayettir. Olası kast ile işlenmiştir” dedi.
Bartın Amasra ilçesinde bulunan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü maden ocağında “grizu patlaması” sonucunda yaşanan katliamda, 41 işçi yaşamını yitirdi. Soma Katliamı’na “fıtrat” diyen AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geldiği Amasra’da “Kaderin bir planı” açıklaması yaptı.
Katliam ardından Amasra’ya gelen Bağımsız Maden-İş Sendikası avukatı Yağız Timoçin, iktidarın söylemlerini ve işçilere “kader” görülen ölümlerden işletilen süreçleri Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
SERMAYENİN İLGİ ALANI
Madencilik sektörünün Türkiye’deki en tehlikeli iş olduğunu söyleyen Timoçin, daha önce yaşanan benzer patlamaları hatırlattı. Bu tarz durumlara karşı önlemlerin alınmadığını, Çalışma Bakanlığı, İŞ-KUR ve SGK’nın yapılan tedbir istemlerine ve başvurulara yönelik bir adım atmadığını belirten Timoçin, “Enerji sektörü büyük, karlı, sermayenin üzerinde özenle durduğu bir sektör. Günümüzde özellikle Amasra, Zonguldak bölgesi biraz tali kalmış durumda. Enerji sektöründe Soma Havzası ve Kınık Havzası başı çekmekte. Buralar sermayenin büyük bir ilgi ve kâr hırsı ile takip ettiği bölgeler. İktidar da idare de sermayenin, patronların, enerji sektörünün kârına, rahatına halel getirecek herhangi bir davranışta bulunmaktan yoksun” dedi.
‘OLASI KASTLA KATLİAM’
Timoçin, Amasra’daki katliam öncesi Sayıştay’ın 2019’da maden işletmesine dair Meclis’e sunduğu raporu hatırlattı. Raporda TTK’ya ait madende gaz degajı ve grizu patlama riskinin olduğuna ilişkin tespite yer verildiğine dikkat çeken Timoçin, şunları söyledi: “Bugün yine ‘kader’ kelimesi kullanıldı. Meydanlarda, adliyelerde, duruşma salonlarında, her yerde şunu söylüyoruz: Bu kader değil. Bir olayın öngörülüp, düşünülüp, bilinmesine rağmen bunu umursamadan, hareket etmek olası kasttır. Bunun olacağı idarelerce biliniyordu. Sayıştay bunu söylemiş. Burada duyduğumuz hikayelerden madencilerin daha fazla sıkıntısının olduğunu da biliyor, o Sayıştay raporunun bile yeterli bir rapor olmadığını düşünüyoruz. Burada gerçekleşen elim vaka bir katliam, bir cinayettir. Kast ile işlenmiştir.”
SORUMLULAR YARGILANMALI
Cezasızlık politikalarına karşı sorumluların yargılanması için soruşturma ve kovuşturma süreçlerini yakından takip edeceklerini aktaran Timoçin, “Daha önce de bu süreçlerdeki gönüllü avukatlar olarak, bir çıkar kar gözetmeksizin sürecin takipçisi olacağız. Önlemler alınması gerekiyordu. Soma sürecinde şirket ve yetkililer tarafından birçok delilin, evrakın üzerinin karartıldığına şahit olduk. Bu süreçte de aynısının olmasını istemiyoruz. Öncelikli olarak buna karşı önlemleri almak istiyoruz. Sonraki süreçte de tabi ki uzun, adaletin hiç gelmediği bir süreç oluyor. Soma Davası’nda da belki hiç karşılaşmadığımız Yargıtay üyelerinin değiştirildiği, yargıya açıktan müdahale edildiği bir süreç gördük. Sorumlular dışarı çıktı. Kişi başı 8 gün yatıp çıktılar. Ellerini kollarını sallayarak, esas sorumlular dışarıda… Biz yeniden bunun olmaması için hem hukuki hem demokratik her yöntemi işleteceğiz, zorlayacağız” ifadelerini kullandı.
MA / Yüsra Batıhan
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***