YORUM | BÜLENT KORUCU
Normal bir ülkede Mersin’deki gibi bir terör saldırısı üzerine İçişleri Bakanı sorumluluğu üstlenir ve istifa eder.
Normal bir ülkede İçişleri Bakanı terörün kökünü kazıdığını öne sürüp ‘124 kişi kaldı, tek tek takip ediyoruz. Ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz.’ diye meydan okuduktan hemen sonra iki terörist elini kolunu sallayarak Polisevi basarsa muhalefet gökkubbeyi o bakanın başına yıkar.
AKP ve Erdoğan Rejimi uzun zamandır ilk defa mesaj üstünlüğünü ele geçirdi ve ana muhalefeti takipçi konumuna düşürdü. Hem de inanılmaz bir şekilde elinin en zayıf olduğu konuda başardı bunu. Fahrettin Altun’u takdir edeceğim hiç aklıma gelmezdi; CHP’yi madara etti. İktidarı en kolay köşeye sıkıştıracakları konuda hamle üstünlüğünü kaybedip savunmaya geçtiler.
Mezitli İlçesi Polisevini basan ve polisi şehit eden teröristin adı, 2013’te CHP’nin hazırladığı raporda gazeteci olarak geçiyormuş. Buna cevap yetiştirmek ‘Şikeci muhalif’ Özgür Özel’e kalmış. Her zamanki gibi iyi rol yapıyor; bağırıp çağırıyor, el kol hareketleriyle heyecanlı görüntü çiziyor. Günün sonunda Nedim Şener’le girdiği polemik dışında elde var sıfır.
Oysa…
Katil Dilşah Ercan’ı CHP tahliye etmemiş; raporda adı geçtiği için AKP zor durumda kalıp salıvermemiş. 2013’te dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Abdullah Öcalan’la anlaşması çerçevesinde çıkarılan yargı reformu paketinden yararlanmış. 2013-15’teki çözüm sürecinde PKK’ya terörist demek bile yasaktı. MİT’in getirdiği Öcalan mektupları yüzbinlerin katıldığı mitinglerde okunuyor, televizyonlar canlı yayınlıyordu. Öyle bir ortamda yazdıkları raporun altında kaldılar.
Kaldıki…
CHP’nin kendi gazetecisine faydası yoktu. Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu’nu kurtaramadı. Kemal Kılıçdaroğlu, ta Ankara’dan İstanbul’a yüzlerce kilometre yürüdü, yine işe yaramadı. Anayasa Mahkemesi kararına rağmen tahliye edilmedi. CHP’nin gazeteci demesi işe yarasa, kariyerinden kimsenin kuşku duymadığı Berberoğlu fazladan hapis yatmazdı.
Ayrıca…
9 yıl önceki raporu tartıştırarak istihbarat ve güvenlik birimlerinin kusurlarını belki de suçlarını örtmüş oluyorlar. Ayakkabı numarasına kadar bildiğiniz teröristlerden ikisi uzun namlulu silahlarla polis noktası basarken siz neredeydiniz? Neden engel olamadınız ya da daha korkuncusu olmadınız… gibi soruların gündeme gelmesini önlüyorlar.
Bir taşla kuş katliamı…
CHP’nin gazetecisi başlıklı psikolojik harekat, pek şeyi gözden kaybeden bir örtü. Saldırı, Erdoğan’ın iktidarı boyunca PKK ile çıkara dayalı ilişkisinin suçüstü fotoğrafı olabilirdi. Oy için Öcalan ya da Kandil’le pazarlık yapabilen ama Selahattin Demirtaş’ı cezaevine tıkan ve HDP’yi kapatmaya çalışan bir iki yüzlülükle karşı karşıyayız.
Ayakkabı numarasına kadar bildiğini iddia ettiği örgütün şehrin göbeğindeki eylemini önleyemeyen bir beceriksizlik ya da şikeyi sorgulamıyor kimse. Ve CHP hesap sormak yerine savunmaya çekilerek bu zokayı yuttu.
Milli Takım, Foreo Adalarına yenildiğinde ‘yok artık’ dedi pek çoğumuz. CHP daha kötü durumda; Fahrettin Altun’un PH operasyonuna dahi cevap veremeyen bir parti. İçerideki ‘Özel’ elemanlar sağolsun…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***