Barış Grubu üyesi olan Kürt siyasetçi Mehmet Şirin Tunç’un, Genel Başkan Yardımcısı olduğu Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) faaliyetleri ve Demokratik toplum Kongresi’ne (DTK) yönelik soruşturma kapsamında Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın duruşması görüldü. Tunç’un katılmadığı, avukatı Cemille Turhallı Balsak’ın hazır bulunduğu duruşmada, iddia makamı ceza istemiyle hazırladığı mütalaasını mahkemeye sundu.
Savcı, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 1999’da “Barış Grubu” üyesi olarak Türkiye’ye gelen Tunç’un İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi olarak faaliyet yürüttüğünü kaydederek, Tunç’un DTK içerisinde herhangi bir sıfatı olmamasına rağmen DTK tarafından kullanılan Konukevi’ne 2011, 2012 ve 2013 yılları içerisinde 34 kez giriş çıkış yaptığını belirtti.
Tunç’un 2011’te DTK Genel Kurulu’na katıldığı ancak bir konuşma yapmadığı, yapılan teknik takiple DTK yönetiminde yer alanların 8 Ağustos 2012’de kendi aralarında yaptıkları konuşmada DTK içinde kimlere yer verileceğine dair toplantıda, Tunç’un da isminin geçtiğine mütalaasında yer veren iddia makamı, Tunç’un 16 Eylül 2017’de DTK kongresine katıldığı ve kongrede “örgüt propagandası” yapıldığını savundu. Tunç’un örgüt talimatı doğrultusunda, basın açıklaması, miting, eylem, cenaze törenlerine ve taziyelere katıldığını ileri süren iddia makamı, tanık Halit Şaşmaz’ın, Tunç’un DBP’nin Siyaset Akademisi’nde “örgütsel eğitim” verdiği ve Şirda Erol, DBP’de sohbet havasında düzenlenen “örgütsel eğitime” katıldığı yönündeki beyanlarına yer verdi.
‘KİTLELERİ ETKİLEMEYE ÇALIŞTI’
DTK’nin örgütün hedefleri doğrultusunda en üst düzey karar merci olduğunu ve Tunç’un DTK’nın organlarında çeşitli toplantılar düzenleyerek örgütsel nitelikleri eylemlerine katıldığını iddia eden savcı, Tunç’un diğer DTK üyeleri ile birlikte dört ülke toprakları üzerinde Kürt ulusal birliğini sağlamak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak amacıyla halk kitlelerini etkilemeye çalıştıklarını ileri sürdü.
15 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İddia makamı dosyadaki bilgi belgeler, tanık beyanları, kolluk tutanakları, tape içerikleri de nazara alındığında Tunç’un eylemlerindeki süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik doğrultusunda üzerine atılı “örgüt üyesi olmak” suçunun işlediğini savunarak Tunç’un 7 yıl 6 ay ile 15 yıl arası değişen hapis istemiyle cezalandırılmasını istedi.
Tunç’un avukatı Cemile Turhallı Balsak, mütalaaya karşı savunma yapmak üzere süre talebinde bulundu. Turhallı, müvekkiline yönelik uygulanan adli tedbir kontrolünün de kaldırılmasını talep etti.
ADLİ KONTROL TEDBİRİ KALDIRILMADI
Savunma için gelecek celseye kadar süre tanınmasını kabul eden mahkeme heyeti, Tunç’a uygulanan adli kontrol tedbirinin kaldırılma talebini ret ederek, duruşmayı 15 Kasım’a erteledi. (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***