CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Elazığ’da grup toplantısının ardından yurttaşlara seslendi.
”Burada oyumuzun düşük olduğunu da biliyorum”diyen Kılıçdaroğlu, ”Oyumuzun düşüklüğünün kabahati sizde değil bizde. Yani CHP’de. Gelmedik, oturmadık, konuşmadık, çayınızı içmedik, yemeğinizi yemedik. Ankara’da oturduk. Nutuklar attık. ‘Bize oy verin’ dedik. Siz de vermediniz, haklısınız. Şimdi geliyorum. Adım adım geziyorum. Şimdi geliyor, oturuyorum” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
”Türkiye’nin ciddi sorunlar yaşadığını biliyorum. Hiçbir vatandaşımın umutsuzluğa kapılmasını istemem. Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur.
Altı lider bir aradayız. Altı lider Türkiye’nin gelişmesi için, büyümesi için, sorunlarının çözülmesi için çaba harcıyoruz. Bir aradayız, beraberiz, birlikteyiz. Bundan emin olmanızı isterim. Havuz medyası yazar; bozuldu, şöyle oldu, böyle oldu… Masanın altı, masanın üstü… Bunlara sakın inanmayın. Sadece ve sadece bize inanın.
Esnafın, çiftçinin, gençlerin dünya kadar sorunu var. Aileler, ciddi bir yoksulluk yaşıyorlar. Bebeklerin yatağa aç yatırıldığını, öğrencilerin okula giderken yeterli beslenmediğini gayet iyi biliyorum. Ama bunları çözme iradesi ve kararlılığındayız. Tamamını çözeceğiz. Bize soruyorlar, ‘Çözeceksiniz ama parayı nereden bulacaksınız?’. Hiç meraklanmayın, beşli çetelerin çaldığı paraların tamamını alacağım, bu milletin esnafına vereceğim. Bu milletin çiftçisine vereceğim. Kim alın teri döküyor, çalışıyorsa onun hakkını teslim edeceğim. Bana diyorlar ki ‘Efendim, beşli çetelerden bu paraları alamazsın.’ Hukuk içinde alacağım, adalet içinde alacağım, yargı süreci içinde alacağım. Alacağız parayı, vereceğiz millete. Para milletin parası.
Adaleti gerçekleştirmek için, devletin dini adalettir, haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Dolayısıyla kim adaletsizlik yapıyorsa karşısına çıkacağız. Kim mağdurun yanında değilse karşısına çıkacağız. Bütün mağdurların, haksızlığa uğrayanların tamamının hakkını ve hukukunu teslim edeceğiz. Eğer siyaset bunu yapmıyorsa, niye siyaset yapıyor? Sizden isteğim bize güvenin.
Sevgili hemşerilerim Elazığ’ın ekmeğini yedim, suyunu içtim. Gençliğim burada geçti. Ticaret lisesinden mezun oldum. Elazığ’ı hiç unutmadım. Bürokratken de Elazığ’a geldim. Elazığlılarla her yerde, her ortamda kucaklaşıyorum. Elazığ’ın bu bölge için ne kadar değerli bir kent olduğunu biliyorum. Elazığlıların gücünü, Elazığlıların çalışkanlığını da biliyorum.
Burada oyumuzun düşük olduğunu da biliyorum. Oyumuzun düşüklüğünün kabahati sizde değil bizde. Yani CHP’de. Gelmedik, oturmadık, konuşmadık, çayınızı içmedik, yemeğinizi yemedik. Ankara’da oturduk. Nutuklar attık. ‘Bize oy verin’ dedik. Siz de vermediniz, haklısınız. Şimdi geliyorum. Adım adım geziyorum. Şimdi geliyor, oturuyorum. Konuşuyorum, dertleşiyorum, her bir sorunuza tek tek, samimi olarak cevap veriyorum. Kanaat önderleri ile bir araya geliyorum. Gençlerle beraberim, kadınlarla, haksızlığa uğrayan ailelerle, çiftçilerle beraberim. Bunların sorunlarının tamamını çözeceğiz. Bu memlekete huzur ve bereketi getireceğiz. Hiç kimse endişe etmesin.
“MISIR’DAKİ SAĞIR SULTAN, ‘BUNUN DA LİDERLİĞİNİ ALTI SİYASİ PARTİNİN GENEL BAŞKANI YAPIYOR’ DESİN”
Benim saraylarda oturma gibi bir niyetim yoktur. Saray değil halk gibi, vatandaş gibi yaşamak isterim. Dolayısıyla sarayda oturanlar milleti unuttular. Milletin derdini bilmiyorlar. Ama ben sarayda oturmuyorum, benim dışımdaki beş arkadaş da, genel başkanımız da sarayda oturmuyor. Beraber, kol kola, omuz omuza bu ülkenin sorunlarını çözmek için yola çıktık. Sizlere açık ve net çağrı yapıyorum. Bize katılın. Adalet istiyorsanız, bereket istiyorsanız, haksızlıklarla mücadele etmek istiyorsanız, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerle mücadele etmek için bize katılın. Bize katılın ki güçlü olalım. Bize katılın ki Mısır’daki sağır sultan da ‘Yahu Türkiye’de bir şeyler oluyor, Türkiye’de bir adalet arayışı var, Türkiye’de insanlar yola çıktı; Türkiye’de insanlar hakkı, hukuku ve adaleti arıyor. Bunun da liderliğini altı siyasi partinin genel başkanı yapıyor’ desinler. Bize katılırsanız beraber güçlü olur, ülkenin sorunlarını çözeriz.
“FİTİL FİTİL BURUNLARINDAN GETİRECEK BAY KEMAL”
Faizcilere ne kadar para ödendiğini, uyuşturucu baronları ile kol kola gezdiklerini, devleti soyanlarla omuz omuza yürüdüklerini biliyorum. Hiç unutmayın, adalet içinde onların burunlarından fitil fitil bu Bay Kemal getirecek.
“DÖNÜP BANA MİLLİYETÇİLİK EDEBİYATI YAPACAKSIN”
Öyle meydan okudum, dünya lideri oldum. Efelenecek, sövecek. ‘Bak mal varlığını araştıracağım papazı vermesen’. 10 dakika sonra papazı teslim edersen, ülkeyi yönetemezsin. Biz ne yapacağız, öyle yapmayacağız asla. Tank, palet fabrikasını Katarlılara sattılar. Katarlılardan o fabrikayı alıp ordumuza teslim edeceğiz. Askeri hastaneleri kapattılar. Terörle mücadelede yaralanan askerler hastaneye gelinceye kadar şehit oldular. O hastanelerin tamamını bir hafta içinde alacağız ellerinden, orduya teslim edeceğiz. Askeri hastaneleri de yerine koyacağız.
Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırdılar, bana bir de milliyetçilik edebiyatı yapıyorlar. Siz kim, milliyetçilik kim? Milliyetçilik vatan toprağını terk etmemek, bayrağı indirmemektir. Elazığ’ın damarını biliyorum, güçlü bir milliyetçilik damarı var biliyorum. Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırırken bayrağı indirecek ve türbeyi kaçıracaksın. Dönüp bana milliyetçilik edebiyatı yapacaksın. Ben o bayrağı götüreceğim, oraya dikeceğim. Süleyman Şah Türbesi’ni de toprağına götüreceğim.
“TEREYAĞINDAN KIL ÇEKER GİBİ ÇÖZECEĞİM”
Biz insanımızı seviyoruz. Siyaset halka hizmet etme sanatıdır, siyasetçinin halka hesap vermesidir. Halkına hesap vermeyen bir siyasetçi olmaz. Bakın geçen sene 4,5 milyon civarında vatandaşın, hanenin elektriği kesildi. Ben de elektriğimi kestim. 4,5 milyonun insanı derdini anlatmak için. Şimdi soruyoruz. Kaç hanenin elektriği kesildi, 2022’de? Cevap vermiyorlar, korkuyorlar… Doğru bilgilendirmek zorundasınız bu milleti. Meraklanmayın, çözeceğim. Tereyağından kıl çeker gibi çözeceğim.
“SİZLER VARSANIZ BU ÜLKENİN ÇÖZÜLMEYECEK HİÇBİR SORUNU YOKTUR”
Bu ülkede herkesi barıştıracağım. Yok sağcı, solcu, yok şu kimlikten, bu kimlikten, şu inançtan, bu inançtan. Ne derlerse desinler. Açık ve net söyleyeyim. Herkesin inancı başımın üstüne. Herkesin kimliği başımın üstüne. Herkesin yaşam tarzı başımın üstüne. Herkesin barışması, kucaklaşması lazım. Türkiye’nin dünya kadar sorunu var. Bu sorunlara talibiz. Sorunlara talibiz. Sorunların ağır olduğunu biliyorum ama asla karamsar değilim. Çünkü sizler varsınız. Sizler varsanız bu ülkenin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***