JİTEM Ana Dava ve Musa Anter Cinayeti Davasının 35. duruşması, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Sanik Aziz Abdulkadir Aygan’ in belirtilen adreste bulunmadığını, telefon numarasının kullanım dışı olduğu belirtildi.
Beş yıllık tutukluluğunun ardından Adli Kontrol talebiyle serbest bırakılan sanık Hamit Yıldırım’ın avukatı, müvekkilinin sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılmadığını aktardı.
Musa Anter’in oğlu Dicle Anter mahkeme sürecinin son aşamasına geldiğini söyleyip söz hakkı isteyince mahkeme başkanı “son duruşma” olmadığını, haftaya bir celse daha ekleyeceklerini söyledi.
Dicle Anter, bu şartlar altında davayla ilgili söylenecek fazla bir şey olmadığını ve süreç boyunca çok zorluk yaşadıklarını anlattı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde bu cinayet nedeniyle Türkiye’nin tazminat cezası ödediği, davanın 30 yıla girdiğini ve zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Susurluk raporundan başlayarak tanıkların ifadelerinin açık olmasına rağmen, Mehmet Eymür’ün mahkemede verdiği ifadede cinayetle ilgili belgelerin MİT ve istihbaratta olduğunu söylediğini aktardı. Musa Anter ile birlikte yaralanan Orhan Miroğlu’nun tanık olarak dinlenmesi için tüm taleplerinin yerine getirilmediğini savundu.
Avukat Öztürk Türkdoğan, bu davanın en büyük kaygısının zaman aşımı nedeniyle düşmesi olduğunu söyledi.
Cinayetin insanlığa karşı suç olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.Hakikat hakkı ve adalete erişim hakkı çerçevesinde bu davanın bitirilmemeli gerektiğini söyledi.
TBMM’nin bazı araştırma komisyonlarının raporlarını incelediğini söyleyen Türkdoğan, 95’te yayımlanan insan hakları raporuna değindi.
Anter cinayetiyle ilgili belirlemeler olduğunu dönemin DGM başsavcılarının komisyonun talep ettiği belgeleri vermedikleri için haklarında suç duyurusu yapıldığını hatırlattı.
Mehmet Ağar’ın suç örgütü kurma suçuyla yargılandığını hatırlattı yarın Görülecek Ankara JİTEM davasında aynı isimler olduğunu ekledi.
Türkdoğan: “Adalet bu kadar örselenmemeli, hakikat açığa çıkmalı, bu dosyada üç ayrı dava var ve eğer kafanızda zaman aşımı kararı varsa bu davaları ayırın. Zamanında davaları ayırma taleplerini kabul etmediniz eğer bu meseleyle ayırma kararı verirseniz çok ciddi ihlale sebep olacak.” dedi ve dosyadaki eksiklerin tamamlanmasını, Aziz Turan (Aygan)’ın ifadesinin alınmasını ve adli kontrolü ihlal eden Hamit Yıldırım’ın mahkemeye getirilmesini talep etti.
Duruşmada söz alan Orhan Miroğlu’nun avukatı da tanık anlatımlarıyla cinayetin JİTEM tarafından gerçekleştirildiğini ve Susurluk raporunda bu yapının varlığının kabul edildiği hatırlattı.
Savaş Gevrekçi’nin avukatı ise bahse konu iddialarının müvekkilin dışında geliştiğini belgelerle bunu ıspatladığını söyledi:
“Davayı zaman aşımına sokan karşı taraftır, bu siyasi bir atmosfere mi sokulacak yoksa dava mı görülecek, o yüzden davanın zaman aşımından düşürülmesini talep ediyoruz.”
Sanık Hamit Yıldırım’ın avukatı da hakikati talep ettiklerini söyledi, davanın özü niteliğiyle medyatik olduğunu savundu, karşı tarafın medyatik ortamdan yaralanarak müvekkilini tetikçi olmakla itham ettiğini söyledi ve masumiyet karinesi çerçevesinde suçlamaları kınadığını belirtti.
Dicle Anter söz alarak İsveç’ten iadesi istenen isimlerden birinin Abdülkadir Aygan olarak bilinen Aziz Turan olduğunu vurguladı, onunla ilgili Adalet Bakanlığı’na gönderilen İsveç’ten gelen iki sayfalık evrakın orjinalini istedi.
Sanık Hamit Yıldırım’ın tahliye sebepleri itibarıyla Adli Kontrol tedbirlerine uyduğu içim kaldırılması taleplerin reddine, sağlık sorunları nedeniyle yükümlülükleri yetine getirmediği için gerekli belgeleri önümüzdeki duruşmaya kadar mahkemeye sunmasına katar verdi.
Mahkeme heyeti Musa Anter cinayetinin insanlığa karşı suç kapsamında ele alınması ve davanın zaman aşımına tabi olmadığı yönündeki savunmaların yargılama safahatımda değerlendirileceğini yine aynı nedenlerle katılan baro vekilinin dosyaların tefrik kararın önümüzdeki celsede değerlendirileceğini belirtti. Duruşma 21 Eylüle saat 16:00’ya ertelendi.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – HATİCE KAMER
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***