İSTANBUL – Haber takibi sırasında polisin şiddeti ve gözaltı işlemine maruz kalan ETHA ve MA muhabirleri, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), 3 Eylül’de Kartal Meydanı’nda gerçekleşen Adalet Nöbeti eylemini takip ettikleri sırada polis şiddetine maruz kalan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Doğan Kaynak ile darp edilerek gözaltına alınan ETHA muhabiri Elif Bayburt, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya tutuklu yakınları, ETHA Editörü Nadiye Gürbüz, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ile çok sayıda gazeteci katıldı.
Açıklamada, “Özgür basın susturulamaz”, “Özgür basın özgür ülke”, “Gazetecilik yapmak suç değil onurdur”, “Gözaltılar baskılar tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz”, “Yaşasın basın dayanışması” sloganları atılırken, “Baş eğmediler, baş eğmedik, baş eğmeyeceğiz”, “Özgür basın susturulamaz”, “Hakikatin kalemi kurulamaz” dövizleri taşındı.
BASKILAR SİSTEMATİKLEŞTİ
Açıklamada konuşan ETHA muhabiri Elif Bayburt, polisin bu tarz yaklaşımlarıyla ilk defa karşıya karşıya kalmadıklarını ifade etti. Bayburt, halkın sesini duyurmak isteyen gazetecilerin sistematik olarak engellendiğini dile getirdi. Bayburt, “Polise ne yaparsan yap haber yapmasına engel ol deniliyor. Tutsak yakınlarının haberini yapmak için oradaydık ama fiziksel şiddet ile görüntü almamızı engellediler. Doğan arkadaşım şiddet gördü, bende ters kelepçe ile gözaltına alındım. İktidar özgür basın emekçilerini susturmaya çalışıyor ama Musa Anterlerin devamı olan geleneğin susturulmaya çalışması çok komik. Biz sırtımızı korku duvarlarına değil sesini duyurmaya çalışan kadınların, işçilerin Kürtlerin ısrarına yaslıyoruz. Hakikati yazmaya devam edeceğiz. Bu ülkede direneler oldukça özgür basında olmaya devam edecek. Herkese özgür basın emekçilerini sahiplenmesi için çağrı yapıyorum. Kendi sesinize sahip çıkın” şeklinde konuştu.
‘GÖZALTI İLE TEHDİT ETTİLER’
Olay günü polis şiddetine maruz kalan MA muhabiri Doğan Kaynak ise, tutuklu yakınlarının adalet nöbetini takip ettikleri sırada gazetecilerin ve annelerin polisler tarafından işkenceye maruz bırakıldığına dikkat çekti. Kaynak, “Annelerin adalet haykırışları engelleniyor. O gün abluka içindeyken beni itip abluka dışına çıkarmaya çalıştılar. Görüntü almaya devam edeceğiz dediğimde kolumu ters çevirerek kırmaya çalıştılar ve gözaltı ile tehdit ettiler. Şu anda da 16 arkadaşımız tutuklu ama hiçbir zaman geri adım atmayacağız, her zaman direneceğiz bunu böyle bilin. İstediğiniz kadar engelleyin, annelerin açıklamasını takip edeceğiz ve işkenceyi teşhir edeceğiz” diye belirtti.
DFG: SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
DFG Yönetim Kurulu Üyesi Nişmiye Güler, polisin basına yönelik saldırısının bir politika haline geldiğini vurguladı. Güler, “Elif ve Doğan arkadaşımızın maruz kaldığı şiddeti 16 arkadaşımızın tutuklanmasından ayrı tutamayız. 16 arkadaşımızın tutuklanması diğer gazetecilere bir tehditti. Bizler hiçbir zaman iktidarın istediği gazeteci olmayacağız, geri adım atmayacağız. Sahada olup hakikati halka ulaştırmaya devam edeceğiz” diyerek DFG olarak sürecin takipçisi olacaklarını söyledi.
MKGP: BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ
MKGP adına konuşan Diren Yurtsever de, polisin bu uygulamalarının karşısında geri adım atmayacaklarını belirtti. Yurtsever, “Şunu sormak istiyoruz? Ellerinde fotoğraf makinası ve kameraları olan gazeteciler neden engelleniyor? Haber yapmaları neden engelleniyor? Orada ne gizlenmeye çalışılıyor? Biz aslında açığa çıkartılmak istenmeyen şeyin ne olduğunu biliyoruz. Tutuklu yakınlarına yönelik işkenceye varan yaklaşımlar söz konusu. Bu işkencenin görünmesini istemiyorlar. Ama halkın haber hakkı için mücadele veren, gazetecilik onurunu korumak isteyen arkadaşlarımız var. Bu yüzden hedefteler. Ayrıca sahada kadın gazeteciler, sadece gazetecilik yaptıkları için değil. Bununla birlikte kadın kimliği de hedef alınıyor. 30 yıldan fazla mücadele geçmişi bulunan Özgür Basın’ın bir duruşu var. Bizler bu duruşa sahip çıkıyoruz ve asla geri adım atmayacağız. Tıpkı tutuklanan 16 arkadaşımız gibi. Arkadaşlarımız bugün suç duyurusunda bulunarak hukuksal bir mücadele başlatacak. Bizlerde onların yanında olmaya, bu mücadeleyi birlikte yürütmek için buradayız” dedi.
‘KAZANACAK OLANLAR…’
HDP Milletvekili Musa Piroğlu da, iktidarın baskısına ve polis şiddetine eşlik ettiğini dile getirerek, halkın haber alma hakkının engellenmeye çalışıldığına dikkat çekti. Piroğlu, “Polis halka karşı suç işleyenlerinin görülmesini engellemek istiyor. Gazetecileri satın alamazsınız, susturamazsınız, siz bunu Musa Anter’den Ferhat Tepe’den biliyorsunuz. Bunun için eliniz tek olan şeyi yani zorbalığı arttırıyorsunuz. Bu gidişatın sonu geldi artık. Bunun için kaybedecek olan satılmış medyadır kazanacak olanlar özgür basının yanında olanlardır” diyerek kamuoyuna özgür basına karşı yapılan baskıya karşı sessiz kalmaması yönünde çağrı yaptı.
Açıklama sonrası gazeteciler adliyeye girerek polis şiddetine karşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***