İSTANBUL – Tutuklu yakınlarının geçen haftaki eyleminde polis saldırısında yaralanan tutuklu yakınları, İHD’ye başvuruda bulundu. ÖHD ise, saldırıya dair hukuki sürecin takipçisi olduklarını belirtti.
İstanbul’da Adalet Nöbeti’ni sürdüren tutuklu yakınları, 13 Ağustos’ta Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Bahçelievler İlçe binası önünde düzenledikleri eylemde maruz kaldıkları polis şiddeti ve baskılara ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Çok sayıda tutuklu yakınının katıldığı açıklamaya Halkların Demokratik Kongresi (HDK) temsilcileri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP Gençlik Meclisi üyeleri, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) ve Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) yöneticileri ve insan hakları savunucuları destek verdi. Açıklamada “Annelerin adalet talebi hepimizin talebidir” pankartı açıldı.
HER EYLEMDE ŞİDDET
Açıklamada ilk olarak konuşan tutuklu yakını Cemile Karakaş, cezaevlerinde yaşanan baskılara, tecrit politikalarına karşı her hafta adalet talebi için eylemler düzenlediklerini ifade etti. Düzenledikleri tüm eylemlerde polis şiddetine maruz kaldıklarını ifade eden Karakaş, gerçekleştirdikleri eylemde şiddetin işkence boyutuna ulaştığını belirtti.
‘YAŞANANLAR İŞKENCEYDİ’
Karakaş, şunları aktardı: “Eylem yerine varır varmaz polisler etrafımızı sararak ablukaya aldı. Bize ters kelepçe takıp boynumuza bastılar. Polis benim boynuma basarak ’Ben devletim seni kurtaramaz’ dedi. Bana ilk başta 20’ye yakın kelepçe taktı. En son beni gözaltı aracına götürdüklerinde elimde 9 tane kelepçe kaldı. Araçta işkence yapmaya devam ettiler. O gün yaşadıklarımız bir işkenceydi. Doktora götürdüklerinde doktor bana ‘neyin var’ diye sordu. Ben de ona ellerimin halini görmüyor musun? Diye sordum. Yaşadıklarımızı tamamen işkenceydi. Bizim tek talebimiz adaletti.”
ÖHD: GÖZALTINDA ŞİDDET DEVAM ETTİ
Daha sonra söz alan ÖHD yöneticisi Necla Mizgin Argış ise tutuklu yakınlarının gözaltı sürecinde yaşadıklarına dair tespitleri kamuoyuna açıkladı. Tutuklu yakınlarının her hafta düzenlediği eylemde iktidarın saldırgan tutumunun yurttaşların demokratik haklarının kullanmasını engellediğini ifade eden Argış, şunları aktardı: “Gerçekleştirilmek istenen son eyleme yine yüzlerce polis saldırmış 2‘si çocuk 27 kişiyi işkence ile gözaltına almıştır. Fütursuzca gerçekleştirilen saldırıda araç içerisinde annelerin kafalarına darbeler vurulmuş, bir annenin eline 6 kelepçe takılmış, eylemcilerden birinin saldırı sırasında omzu yerinden çıkmış çocuklar dahil eylemcilerin tümü 5-6 saat ters kelepçeyle bekletilmiş ve Bahçelievler çocuk şubede çocuklardan birine bir kadın polis tarafından çıplak arama yapılmıştır.”
‘TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’
Eyleme dönük yapılan saldırıların hukuki takipçisi olacaklarını ve tutuklu yakınlarının yanında olduklarını dile getiren Argış, “Adalet Nöbeti’ni yürüten anneler ve tutsak yakınları; cezaevlerinden tabutların çıkmaması için hasta tutsakların infazının durdurulmasını, sağlık haklarına erişimin sağlanmasını ve cezaevlerindeki işkence ve kötü muamelelerin bitmesini talep etmektedir. Tutsak yakınların demokratik taleplerinin yanında olduğumuzu belirterek her hafta gerçekleşen eyleme dönük saldırıların son bulmasını ve basta adalet bakanlığı olmak üzere iktidarı ulusal ve uluslar arası kurumlarını hukuka uygun davranmaya ve sürecin takipçisi olmaya davet ediyoruz” diye belirtti.
‘İKTİDAIRN ÖZEL ÇABASI VAR’
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, tutuklu yakınlarının cezaevindeki işkencenin, ölümlerin ve katliamlarının sesi olmaya çalıştığını aktardı. Tutuklu yakınlarının başından beri “Bu zulüm, işkence, tecrit, hak gaspları son bulsun” dediğini hatırlatan Gülüm, “Çember üstüne çember oluşturulmuş bir polis yığınağı vardı. Bir basın açıklaması için bu kadar yığınak yapılıyor. Annelerin eylemlerine yönelik başka bir tür uygulamalar ile karşı karşıyayız. Sesleri, sözleri duyulmasın, cezaevinin sesleri dışarıya yansımasını istiyorlar. İktidarın talimatı ile cezaevlerinde gerçekleşen katliam, işkence dışarıda gündem olmasın diye özel bir çaba sarf ediliyor iktidar tarafından. Bundan kaynaklı annelere bir işkence yöntemleri uygulanıyor. Şirinevler’de yaşananlar artık sınırları aşan bir noktaya ulaştı” ifadelerini kullandı.
TOPYEKUN SES ÇIKARALIM
İktidarın cezaevlerini topluma karşı bir tehdit olarak kullandığını belirten Gülüm, tutuklu yakınlarının başlattığı eylemlere her kesimden destek verilmesini isteyerek şu çağrıyı yaptı: “İşkencelere karşı topyekun ses çıkarma, birlikte dur zamanı. Eğer biz birlikte örgütleyemezsek, birlikte ses çıkarmazsak demokrasiye adım atma şansımız da yok demektir. Annelere yönelik bu işkencelerin uygulanmasının tek sebebi cezaevlerinin halka karşı bir gözdağı olarak kullanılmasıdır. İktidar cezaevlerinde yaşananlara ilişkin topluma ‘Eğer sesinizi çıkarırsanız, muhalefet ederseniz gideceğiniz yer cezaevidir’ demek istiyorlar. Onun için cezaevlerinde yaşananlara karşı yapılan eylemlere sert tepki gösteriyorlar.”
Açıklama sonrası tutuklu yakınları, maruz kaldıkları hak ihlallerine ilişkin İHD’ye başvuruda bulundu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***