Ekonomist Ercan Ekmekçioğlu, 15 Temmuz Meclis Araştırması Komisyonu Başkanı Reşat Petek tarafından şahsi olarak yayınlanan 15 Temmuz Raporu’nun ‘Darbe Girişiminin Ekonomik Etkileri’ başlıklı bölümünde yer alan verilerin, iktidarın ‘kötü ekonomik gidişatın temelinde 15 Temmuz var’ söylemini açıkça yalanladığını ifade etti.
Raporda yer alan verilere ve resmi kurum yazılarına göre 15 Temmuz’un Türk ekonomisi üzerinde kayda değer olumsuz bir etkisi olmadığını ifade eden Ekmekçioğlu, raporun iktidarın yalanlarını ortaya saçtığını söyledi.
Her ne kadar Erdoğan rejimi “ekonomideki kötü gidişatın sebebi 15 Temmuz’dur” söyleminin arkasına saklansa da bu iddianın gerçeği yansıtmadığı raporda yer alan resmi yazılarda ve verilerde görülüyor. Resmi verilere göre, 15 Temmuz’u takip eden haftada kısa süreliğine sınırlı düzeyde kalan olumsuz etkiler gözükse de bu etkilerin çok kısa zaman içerisinde bertaraf edildiği anlaşılıyor.
İlgili bölümün girişinde, 15 Temmuz’un ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri kısa vadedeki direkt etkiler ve yan sonuç olarak orta vadedeki etkiler olarak iki ayrı aşamada görüldüğüne dikkat çekiliyor.
Direkt olumsuz etkilerin ortadan kaldırıldığı raporda açık bir biçimde kabul ediliyor: “Birincil etkiler, hemen darbe girişimin ardından 18-22 Temmuz haftasında finansal piyasalarda büyük kayıplar yaşanmasıyla gözlenmiştir. Daha sonraki haftalarda, bu kayıplar kademeli olarak giderilmiştir.” Nitekim, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından 16 Aralık 2016’da ve Borsa İstanbul tarafından 22 Aralık 2016’da Komisyona sunulan raporlarda, 15 Temmuz’un ekonomi üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkilerin alınan önlemlerle engellendiği ve 18 Temmuz itibariyle olağan faaliyetlerin devam ettiği bildirilmiş.
Orta vadedeki etkiler için, “İkinci faz etkileri ise, darbe girişiminin bir yan sonucu olarak Türkiye’nin kredi notunun Moody’s tarafından 23 Eylül’de yatırım yapılabilir seviyenin aşağısına düşürülmesi ile daha belirgin hale gelmiştir” denilse de raporun devamında bu ifadeleri destekleyecek veriler bulunmuyor.
Rapor ayrıca 8 Kasım’daki ABD Başkanlık seçimlerini, küresel piyasalardaki beklentilerin aksine Donald Trump’ın kazanmasının gelişmekte olan ülke piyasalarını olumsuz etkilediğini belirtirken, “15 Temmuz darbe girişimi ve F…’nün Türkiye ekonomisi ve finansal piyasaları üzerindeki devam eden olumsuz etkisini, 9 Kasım 2016 tarihi itibarıyla ABD Başkanlık seçim sonuçlarının etkilerinden ayrıştırmak çok güç bir hal almıştır” diyerek darbe girişiminin ekonomi üzerinde direkt olumsuz bir etkisinin saptanamadığını kabul ediyor.
Benzer bir şekilde tersten okuma yapan Komisyon Türk ekonomisinin 15 Temmuz’dan ciddi bir seviyede etkilenmediğini kabul ediyor: “Türkiye’de yaşanılan olayların çok daha az miktarda bir kısmı başka bir ülkede yaşansa, o ülke ekonomileri ne hale gelirdi?” diye tersten okuma yapıldığında, Türkiye ekonomisinin sağlam olduğu görülmektedir. Türkiye, kendisinden çok yüksek seviyelerde notlandırılan pek çok ülkenin geçemeyeceği stres testlerini hayali senaryolar üzerinden değil, bizzat yaşayarak, maruz kalarak başarı ile aşmıştır.”
Yine raporda yer alan tablodan da görülebileceği gibi dolar kuru 15 Temmuz öncesinde 2,89 iken Mayıs 2017’de 3,53 seviyesine ulaşmış. Bahsi geçen dönemde mevcut uluslararası durum göz önüne alındığında bunun kabule edilebilir bir artış olduğu anlaşılmakta. Dolar kurunun bugün 17 TL’nin üzerinde olduğu dikkate alındığında, 15 Temmuz’un ekonomi üzerinde ciddi bir etkisi olduğunu söylemek zor.
Dolayısıyla, raporda yer alan tüm veriler ve resmi yazılar değerlendirildiğinde, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçeklesen sözde darbe girişiminin ekonomi üzerinde oldukça limitli bir düzeyde kalan olumsuz etkiye sebep olduğu ve çok kısa bir süre içerisinde de bu olumsuz etkilerin giderildiği net bir şekilde fark ediliyor. Erdoğan rejiminin bugün gelinen ekonomik felaketin faili olarak 15 Temmuz’u göstermesi ise tamamen dayanaksız bir iddia haline geliyor. Yine, 15 Temmuz Komisyonu raporunun iddiaları da raporda yer alan resmi verilerle çelişiyor ve “Türk ekonomisini 15 Temmuz mahvetti” hipotezini çürütüyor.
Bugün gelinen ekonomik çöküş durumuna ise 15 Temmuz’un değil, Erdoğan rejiminin otoriter, hukuktan ve bilimden uzak yönetim anlayışının sebep olduğu tüm çıplaklığıyla görülüyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***