HABER ANALİZ | ADEM YAVUZ ARSLAN
Türkiye kamuoyu suç örgütü lideri Sedat Peker’in açıklamaları ve Necip Hablemitoğlu cinayeti zanlısı Levent Göktaş’ın ortadan kaybolması gibi gündemleri tartışırken çok önemli bir konuyu gözden kaçırdı.
Öyle ki hikayenin içinde Suriye’de dönen kirli işlerden, MİT’in karıştığı kanlı olaylara, Türkiye ile ABD arasında 6 yıldır süren pazarlıklardan Saray içi güç mücadelelerine kadar her şey var.
ABD’DEN GELEN ‘PAKET’
Önce son gelişmeden başlayalım.
Anadolu Ajansı kısa bir haberle Memet Gezer’in tutuklu bulunduğu ABD’den Türkiye’ye getirildiğini duyurdu.
Bu haber birçok kişi için bir şey ifade etmedi. Çünkü Gezer ismi ancak az sayıdaki ilgilinin bildiği bir isimdi.
Oysa ki Gezer çok kritik bir “şahit”.
Hatay’ın Reyhanlı ilçesi 2013 yılında yapılan iki ayrı bombalı saldırıyla kana bulandı. 53 kişinin hayatını kaybettiği saldırı IŞİD’in Türkiye topraklarında gerçekleştirdiği en kanlı saldırılardan birisi olarak kayda geçti.
İşte Memet Gezer bu saldırının emrini verdiği iddia edilen kişi.
Gezer, 30 Haziran’da ABD’den getirildi ve Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Reyhanlı Katliamı davası kapsamında ifade verdi.
Gezer’in uzun ifadesinin özeti şu: “Ben ihbarı yaptım, bu katliam önlenebilirdi.”
Gezer ile ilgili Havuz medyasında çıkan haberler ve bunlara bağlı yorumlarda Reyhanlı Saldırısı’nın da ardında Cemaat olduğu vurgusu var. Gerçi AKP hükümeti ve medyası neredeyse on yıldır iktidarın aleyhine olacak her şeyi Cemaat’e bağlıyor ama burada durum biraz daha dikkat çekici.
‘HAYALET KOMUTAN’ SAHNEYE ÇIKIYOR
Konunun anlaşılabilmesi için bu aşamada takvimleri geriye alalım ve Memet Gezer’in Suriye’den ABD’ye uzanan hikayesine bakalım.
2014’te Niğde Ulukışla’da rutin yol kontrolü yapan polisler ile Türkiye’de eyleme gelen IŞİD militanları çatışmaya girdi.
Olayda iki polisle birlikte bir sivil şehit oldu. (Yaralı ele geçirilen IŞİD militanı mahkemeye bile çıkarılamadı ve daha sonra şüpheli bir şekilde kayboldu.)
Niğde Cumhuriyet Başsavcılığı’nda hazırlanan iddianamede Heysem Topalca’nın adı geçiyordu.
Topalca Suriye uyruklu bir Türkmen ve Suriye lideri Esad ile savaşan bir grubun komutanı. İddianamedeki ifadelere göre Suriye’ye geçmek isteyen El Kaide uzantılı gruplara yardım ediyor. Türk istihbaratı ile de yakın ilişki içinde olduğu herkesin bildiği bir sır olarak kabul ediliyor.
‘Hayalet Komutan’ olarak nitelenen Heysem Topalca için Türkiye’de yakalama kararı çıkarılmasına rağmen onlarca kez Türkiye’ye girip çıktığı da ortaya çıktı.
Reyhanlı saldırısının faillerinden olduğu iddiasıyla 2018’de Türkiye’ye getirilen Yusuf Nazik ifadesinde saldırının sorumluluğunu Heysem Topalca’ya bağlamıştı.
Topalca’nın yakın adamlarından Memet Gezer ise yakalanamadı ve Suriye’de silah-uyuşturucu kaçakçılığına devam etti.
Bu esnada ilginç bir şekilde ABD’nin eline düştü.
ABD’nin Uyuşturucu ile Mücadele Bürosu’nun (DEA) bölgedeki yerel muhabirleri Gezer ile irtibat kurup yüklü miktarda silah alımı için el sıkıştı.
DEA muhbirlerinin kurgusuna göre Meksika’daki kokain kaçakçıları ABD’ye sokacakları yüklü miktarda uyuşturucunun sevki karşılığında silah alacaktı. Gezer ile DEA muhbirleri bin adet kaleşnikof, 2 bin 500 el bombası, 250 keskin nişancı tüfeği ve 250 RPG roketatar için anlaştı.
DEA muhbirleri silah numunelerini getirmesi için Gezer’i Karadağ’a çağırınca film koptu ve Memet Gezer ABD’nin talebi üzerine tutuklandı ve ABD’ye yollandı.
Soruşturmayı yürüten isim ise Türkiye kamuoyunda çok yakından tanınan ünlü savcı Preet Bharara’dan başkası değildi.
Gezer hakkında ‘uluslararası silah kaçakçılığı’ ve ‘kara para aklamak’ iddiasıyla iddianame hazırlandı.
Gezer yargılandı ve 4 yıl hapse mahkum oldu.
GEZER SARAY’I FENA GERDİ
ABD tarafında bunlar olurken Erdoğan’ın Saray’ı ve İstihbarat kurumlarında büyük bir panik başladı. Çünkü Memet Gezer’in savcı Bharara’ya gerçekten konuşması ya da tanıklık yapmaya başlaması Suriye kırsalında dönen kirli dolapların afişe olması anlamına gelebilirdi.
Erdoğan’ın görevden alınması için büyük çaba sarf ettiği savcı Bharara’nın Memet Gezer üzerinden “2. Zarrab” çıkarabileceğinden endişe eden MİT hemen devreye girdi.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı 28 Aralık 2017’de Memet Gezer hakkında “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrif etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma-çalma” suçunu işlediği gerekçesiyle yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği de ABD’de tutuklu bulunan Gezer ile ilgili yakalama kararı çıkardı.
Bir sonraki adımda ise ABD’ye Gezer ile ilgili bir yazı gönderildi.
Nisan 2016’da yakalanıp Ekim 2016’da ABD’de tutuklanan Gezer ile ilgili ABD’ye gönderilen yazı Erdoğan rejiminin endişelerini yansıtıyordu. Çünkü o ana kadar kimse devletin güvenliğine ilişkin belgelerden bahsetmemişti.
ABD’deki yargılamada da bu konuya atıf yoktu.
Serhat Albayrak’ın yönettiği Sabah Gazetesi, 13 Eylül 2018’de Kenan Kıran imzasıyla bir yazı kaleme alıp Gezer’in “Türkiye aleyhine kullanılabileceğini” duyurdu.
Savcılığın ABD’ye gönderilen yazısında şunlar ifade ediliyordu:
“Şüphelinin (Memet Gezer), savcı Özcan Şişman’ın (Reyhanlı katliamında ihmali olduğu ortaya çıkmıştı) kasıtlı ihmali sonucu vuku bulan bombalı saldırılardan FETÖ/PDY mensupları yerine devletin güvenlik ve istihbarat birimlerinin sorumlu olmasını gerektirecek şekilde oluşturulan kurgu ve mizansen içinde yer aldığı, bu eylem ve olaylara ilişkin bulgu ve bilgileri yetkisi olmayan kurum ve kuruluşlara verdiği, New York Güney bölgesi mahkemesindeki davada tanık olarak dinleneceğine dair bilgilere ulaşılmıştır.”
BİR GARİP KAMYON KAZASI İLE ‘HAYALET KOMUTAN’ ÖLDÜ
Okyanusun öte tarafında bunlar olurken Türkiye’de çok şüpheli bir şey daha yaşandı. 11 Şubat 2019 gecesi Konya-Adana karayolunun Akçayazı Köyü yakınlarında bir trafik kazası meydana geldi.
Jandarma kayıtlarına göre seyir halindeki bir TIR’a başka bir araç arkadan çarpmış ve kazada 3 kişi hayatını kaybetmişti. İlginç olan 68 KH 911 plakalı arabanın sürücüsü, hakkında kesinleşmiş hapis ve yakalama kararı olan Heysem Topalca’ydı.
Daha da ilginç olan ise şuydu: Hakkında kesinleşmiş 12 yıl hapis cezası ve yakalama kararı olan Heysem Topalca elini kolunu sallayarak Türkiye sınırları içinde geziyor, Suriye’ye insan taşıyordu.
‘Hayalet komutan’ olarak bilinen Topalca’nın MİT’e çalıştığı yönünde çok sayıda haber çıktığı için bu durumu çok da şaşırtıcı gelmeyebilir. Ancak Topalca’nın öldüğü ile ilgili bilgiyi kamuoyu oğlunun sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ve Hatay Büyükşehir Belediyesi Yayladağı Mezarlıklar Müdürlüğü’nün başsağlığı mesajıyla öğrendi.
Hem de tam iki hafta sonra.
İşte o isim Susurluk-vari bir kazayla şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti ve Türkiye ölümünü iki hafta sonra ve tesadüfen öğrenebildi.
GEZER KIYMETE BİNDİ
Şimdi dönelim ABD’ye.
Memet Gezer’in Reyhanlı Katliamına ilişkin açıklamaları MİT’i zora sokacak türdendi. Çünkü Gezer, MİT’le irtibatlı olan ve birçok terör olayında karşımıza çıkan Heysem Topalca’nın adını vermişti.
Az önce de anlattım. Topalca şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Topalca artık konuşamaz-yargılanamaz.
Onunla iş tutan Ankara’da kısmi bir rahatlık yaşandı ama Gezer halihazırda ciddi bir risk oluşturuyordu. Aynı zamanda Reza Zarrab’ı da yakalatıp yargılatan savcı Preet Bharara’nın elindeydi. Ankara, Gezer’in “Türkiye aleyhine konuşturulacağı” endişesini taşıyordu.
Nitekim Saray’ın gazetesi Sabah’ta aynen şu ifadeler yer aldı: “Türk istihbarat birimleri, Karadağ’da Nisan 2016’da yakalanıp, Ekim 2016’da ABD’ye teslim edilen ‘uluslararası silah ve uyuşturucu kaçakçısı’ Memet Gezer’in Türkiye aleyhine tanıklık yapacağı bilgisine ulaştı.”
Ankara’nın endişelerini büyüten bir diğer nokta ABD Başkanı Joe Biden’ın Erdoğan’a bir türlü yüz vermemesi oldu. Kaldı ki mayıs 2013 tarihli Kırmızı Oda görüşmesinde Obama’nın Erdoğan’a sert bir tonda “Suriye’de Cihatçılarla ne iş çevirdiğinizi biliyoruz” dediği de unutulmamalı.
Yani Memet Gezer ABD’nin elinde iyi bir kozdu ve bu durum Erdoğan’ın uykularını kaçırıyordu.
SOYLU EKİBİ DEVREDE
Türkiye ile Amerika arasında yapılan müzakerelerde Ankara’nın elini rahatlatacak yönde gelişmeler yaşandı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile doğan konjonktürel fırsat Erdoğan’ı rahatlattı. Amerika 6 yıldır elinde tuttuğu ve sık sık “Konuştururum ha…” dediği Memet Gezer’i Türkiye’ye paket servis yaptı.
AKP iktidarı ise bir yandan Gezer’i teslim almanın rahatlığını yaşarken öbür yandan fırsattan istifade yeni bir senaryo yazmaya başladı.
Kurulan tezgahın ilk ipucu 30 Haziran 2022 tarihli İçişleri Bakanlığı açıklamasında uç verdi. Gezer’i daha önce “ihbarcı” olarak tanımlayan iktidar bu kez “katliamın talimatını veren kişi” olarak dedi.
Daha da ilginci açıklamada “Gezer’in ABD’de bulunduğunun tespit edilmesi üzerine, gerekli çalışmalar yapılmıştır” deniyor.
Gezer’in ABD’de ve savcının elinde olduğu 6 yıldır biliniyordu. Dahası son iki yıldır hapiste bile değildi. Nerede nasıl yakalanıp Türkiye’ye getirildiği hala muamma.
Üstelik Sabah gazetesine yazdırılan ‘analizler’de Gezer’in Türkiye aleyhine tanıklık yapabileceği, bombalı saldırılarda Türk istihbaratının dahline dönük suçlayıcı ifadelerde bulunabileceği zaten anlatılıyordu.
Bir başka ifadeyle Süleyman Soylu’nun bakanlığı hem Adalet Bakanlığı’nın yazışmalarını hem de iktidar medyasındaki haberleri bir kalemde yok saymış.
Şimdi ise Gezer’e ezberletildiği çok belli olan bir ifade okutuluyor.
Zira söz konusu ifade bir ihbarcının değil istihbaratçının kaleminden çıkmış gibi. Çünkü bir ihbarcı en fazla şahit olduğu bir iki olayı anlatabilir fakat Gezer “tüm resmi” en ince ayrıntısına kadar resmediyor ki bu durum istihbaratın parmağına işaret ediyor.
Sonuç itibariyle…
İktidarın Memet Gezer kabusu şimdilik bitmiş gözüküyor. Türkiye’de yaşanan IŞİD saldırılarındaki “MİT yeniğini” ABD mahkemelerinde deşifre etmesinden korkan Saray iki ülke arasındaki konjonktürel fırsattan istifade ederek Gezer’i teslim almayı başardı.
Gezer’in “konumu” değişti ve şimdi yeni bir senaryo yazılıyor.
Hem pis işlerini örtüyorlar hem de 17 Aralık 2013 büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası yaptıkları gibi kendi kirli işlerini Cemaat’in üzerine yıkmayı hedefliyorlar.
Reyhanlı Katliamını Cemaat’e yıkmak-tıpkı diğer absürt suçlamalar gibi tutmaz. Ancak susturulmak için getirilen Memet Gezer ile hem Reyhanlı Katliamının gerçek failleri gözden kaçırılır hem de diğer kirli-kanlı icraatlar örtülür.
Sonuçta “karşıya üç adam gönderip bu tarafa beş füze attırarak savaş gerekçesi çıkartanlar” hala iktidardalar. O yüzden duyarlı herkesin bu dosyayı yakından takip etmesi ve Reyhanlı’nın gerçek faillerinin bulunması için duyarlı olması gerekiyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***