OHAL’in ardından üç yıl boyunca yürürlükte kalan ve “toplu suçlarda” gözaltı süresini uzatmalı olarak 12 gün olarak düzenleyen “Sürekli OHAL Kanunu” dün itibariyle yürürlükten kalktı. Buna göre, artık gözaltı süresi en fazla 4 gün olabilecek.
Yakın dönem tarihinde insan haklarını kasıp kavuran sıkıyönetim uygulamaları, başladığı 1978’den itibaren sürekli artarak sürdü. 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle kalıcı hale gelen sıkıyönetim döneminde gözaltı süresi ilk başlarda 30, bir ay sonra ise 90 güne çıkarıldı. 5 Eylül 1981’de ise 45 güne indirilen gözaltı süresi, dört yıl sonra yani 30 Mayıs 1985’te 30 güne indirildi. 19 Temmuz 1987’ye kadar devam eden sıkıyönetim uygulamaların sona ermesi ardından ise bu sefer Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamaları devreye konuldu.
BÖLGEYE ‘ÖZEL’ OHAL
Ağırlıklı olarak bölge kentlerinde süren OHAL, 46 kere uzatıldı. En son ise Diyarbakır ve Şırnak’a uygulanan OHAL, 30 Kasım 2002’de AKP tarafından kaldırıldı. Bu süre zarfında gözaltı süreleri ilk başta 10’a, daha sonra ise 6 Şubat 2002’de 7 güne indirildi. Yıllarca bu şekilde devam eden gözaltı düzenlemesi Özel Yetkili Mahkemelerin Ağır Ceza Mahkemelerine dönüştüğü 2012’de 4 güne indirildi.
OHAL’E GERİ DÖNÜŞ
Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde yer aldığı iddia edilen Fethullah Gülen cemaati üyesi askerlerin 15 Temmuz 2016’da yaptığı ileri sürülen darbe girişimi ardından Bakanlar Kurulu tarafından 20 Temmuz’da Türkiye’de tekrardan OHAL ilan edildi. 3 ay süreyle ilan edilen OHAL, bir gün sonra TBMM tarafından kabul edildi. OHAL bağlamında yayınlanan 667 No’lu Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile “örgütlü suç” iddiasıyla gözaltında alınanların gözaltında tutma süresi bir ay olarak uzatıldı.
SÜREKLİ ‘OHAL’
23 Ocak 2017’de yayınlanan 684 sayılı KHK ile gözaltı süresi, savcılık kararıyla uzatılması dahil en fazla 14 gün olarak belirlendi. İki yıl boyunca süren OHAL ve KHK dönemi uzatılamayacak olması nedeniyle “Sürekli OHAL kanunu” olarak görülen ve AKP tarafından sunulan “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 25 Temmuz’da 2018’de Mecliste kabul edildi. 3 yıl geçerli olacak değişiklik, Resmi Gazete’de yayınladığı 31 Temmuz’da yürürlüğe girdi. Bu düzenleme ile gözaltı süresi en fazla 14 günden 12’ye indirildi.
4 GÜNÜ GEÇEMEYECEK
Buna göre, gözaltı süresi 48 saat olarak belirlendi. Ancak “toplu” olarak işlendiği iddia edilen suçlarda ise bu süre Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 91’inci maddesi hükümleri dikkate alınmak suretiyle 4 günü geçmeyecek şekilde belirlendi. Yapılan değişiklikle gözaltı süreleri Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından belirtilen süreleri geçmemek üzere en fazla iki defa uzatılabileceği kaydedildi.
YÜRÜRLÜKTEN KALKTI
“Sürekli OHAL Kanun” olarak bilenen kanun, dün itibariyle yürürlükten kalktı. Buna göre artık gözaltı süreleri 24 saati geçmeyecek. “Toplu suçlar” bağlamında bu süre CMK 91’e göre üç kez birer gün uzatılmak şartıyla dört günü aşmayacak şekilde yürürlükte olacak.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Emrah Baran, “Sürekli OHAL Kanunu’nun” amaçlarını ve kaldırılmasını getireceği değişikliği değerlendirdi. Baran, söz konusu kanunla süren uygulamaların OHAL’in devamı konumunda olduğunu söyledi.
ETKİLİ İTİRAZ YOLU YOKTU
Terörle Mücadele Kanunu’na (TMK) eklenen geçici 19’üncü madde ile gözaltı sürelerinin uzatıldığını dile getiren Baran, sürenin uzatılmasına dair gerekçenin “delillerin” toplanmasındaki güçlük veya dosyanın kapsamlı oluşunun öne sürüldüğünü ancak bununla ilgisinin olmadığının bu sürenin tamamen keyfi uygulamaların önünün açılması için eklendiğini ifade etti. Gözaltı sürelerinin artırımı konusunda da keyfi durumun söz konusu olduğunu dile getiren Baran, bu durumu ortadan kaldıracak etkili bir itiraz mercinin de olmadığını kaydetti. Gözaltı taleplerinin etkili bir denetim sağlanmaksızın Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından uzatıldığını vurgulayan Baran, “Buna karşı yapılan itirazlar da etkin bir hukuki denetim yapılmaksızın matbu gerekçelerle reddedildiğini gördük. Bu yönüyle keyfi bir şekilde verilen gözaltı ve gözaltı süresinin uzatılmasın ilişkin kararlara karşı etkili bir başvuru yolunun da olmadığını söyleyebiliriz” dedi.
HUKUKA AYKIRI ‘DELİL’ TOPLAMA KANUNU
Bu kanunun özellikle “siyasi dosyalarda” daha çok uygulandığına işaret eden Baran, soruşturma makamlarınca delillerin toplanmasına rağmen gözaltı süresinin günlerce uzatıldığına dikkat çekti. Baran, “Şüpheli, neredeyse gözaltında tutulduğu her gün tekrarlanacak şekilde mülakat, sohbet, görüşme gibi yasa dışı uygulamalarla kendisi ve diğer şüpheliler hakkında beyanda bulunmaya zorlanmaktaydı” diye konuştu.
İHLALLER BİTMEYECEK
Bu 12 günlük sürenin işkence ve kötü muameleye de yol açtığına dikkat çeken Baran, bu sürenin ayrıca keyfi soruşturmalara da yol açtığını dile getirdi. Baran, ayrıca bu sürenin bir diğer amacının da muhaliflere cezalandırmak olduğunun altını çizdi. Baran, gözaltı süresinin 4 güne inmesinin sorunların gidereceği anlamı taşımadığını kaydetti. Baran, “Gözaltı kararların keyfi verilmesi, bu kararlara karşı kanunda itiraz yolu olarak öngörülen Sulh Ceza Hakimliklerinin etkili bir başvuru yolu olmaması yine özellikle siyasi dosyalarda ‘toplu suç’ türünün adli makamlarca geniş değerlendirilerek gözaltı süresinin azami olarak uygulanması nedeniyle benzer sorunlar devam edecektir” diye kaydetti.
Gözaltı uygulamasının koruma tedbiri olarak düzenlendiğini ve sıkı şartlara bağlanması gerektiğini belirten Baran, gözaltı sürelerinin daha da düşürülmesi ve etkili itiraz mekanizmalarının da oluşturulmasının elzem olduğunu ifade etti.
KAYNAK: MEZOPOTAMYA AJANSI – MEHMET ASLAN
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***