İhracatçı ve üretim için ithal mallara ihtiyaç duyan firmalar ekonomi yönetiminin TL’deki değer kaybının önüne geçmek için getirdiği önlemleri atlatmanın yollarını buldu.
Merkez Bankası (MB), bu yılın başında ihracat döviz gelirinin yüzde 25’inin MB’ye satılmasına karar vermişti. Bu, kamunun döviz piyasası üzerinde belirleyici olmasını sağlayan en önemli uygulamalardan birine dönüşmüştü. İhracatçılar, döviz rezervlerinin bir miktar artırılmasından sonra uygulamaya son verileceğini düşünürken, MB ‘ters köşe’ yapıp oranı nisanda yüzde 40’a çıkarmıştı.
Türkiye’deki ihracat yüzde 75-80 ithalatla dönüyor, dolayısıyla ihracatçılar işlerini sürdürmek için TL’ye dönen yüzde40’lık kısımla gidip yine döviz satın alıyor ama alışla satış arasındaki farktan olumsuz etkileniyor.
Ekonomi yönetimi nisanda bir önlem daha alıp menkul satış sözleşmelerinde TL’yi zorunlu hale getirmişti. Uygulamanın dövize endeksli hammadde ve ara mamul kullanan sektörlerde bürokratik zaman kayıplarına, kur risklerine ve fazladan ödenecek banka komisyonlarına sebep olacağı söylenmişti.
Yurt dışında kağıt üstünde şirketler
Dünya’dan İmam Güneş’in haberine göre hammadde satın almak isteyen ihracatçılar, artık döviz bozdurmak istemedikleri için hammadde stoklarını artırdı. Bu da ithalatı artırıp dış ticaret açığını rekor seviyeye çıkardı.
Boş durmayan hammadde şirketleriyse, TL’yle iş yapma zorunluluğuna karşı yurt dışında kağıt üstünde şirketler kuruyor. Ürünler de bu şirketler aracılığıyla Türkiye’ye getiriliyor.
Buna göre şirket yöneticilerinin görüşü şöyle: “Ürünü dövizle yurda getiriyoruz. Millileştirme için tüm vergilerini ödüyoruz. İç piyasada TL ile sözleşme zorunluluğu var. Kur oynaklığından dolayı müşterilerimizle anlaşma yapmakta zorlanıyoruz. Yüzde 3-4 olan karımızı da kurdan dolayı kaybetmek istemiyoruz.”
Birçok yabancı ülkede fatura kesen firmalar, hammaddeyi Türkiye’ye yurt dışındaki şirketleri üzerinden getirdikleri için kazançlarını da yurt dışına çıkarmış oluyor. Yani, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve MB’nin kararları üretici ve ihracatçı nezdinde bir anlamı kalmadı.
Artık kur oynaklığı önemli değil
MB’ye döviz bozdurmamak ve iç piyasada TL’yle çalışmak istemeyen şirketlerin kafasında ‘ürünümü Körfez ülkelerinden bağlarım, Avrupa’da şirket kurarım, faturayı da oradan keserim’ düşüncesi yer etmeye başladığı de belirtildi.
Buna göre şirketler, birçok Avrupa ülkesinde paylaşımlı ofis olarak nitelendirilen küçük metrekareli yaklaşık 50 firmanın yer aldığı bir merkezden yer kiralayıp faturalarını buradan kesiyor.
Dünya gazetesine konuşan kaynaklar, yurt dışında şirket kuran firmaların ağırlıklı olarak plastik sektöründen olduğunu, tekstil sektöründe de bu uygulama için girişimlerin başladığını söyledi.
Döviz kurundaki oynaklıktan dolayı ödeme ve vade konusunda sürekli tartışma yaşayan şirketler, yurt dışındaki şirketleri vasıtasıyla kestiği faturalarla artık döviz kurundaki sorunlarla ilgilenmiyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***