Yargıtay, ‘muska’ ve ‘büyü’ yaparak 3 kişiyi dolandıran sanığa verilen 1 yıl 3 ay hapis cezasının, “dini inanç ve duyguların istismar edilmesi kapsamında nitelikli dolandırıcılık” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi Dairesi’nin kararına göre, Aydın’da bir kişi, ‘muska’ ve ‘büyü’ yöntemlerini kullanarak psikolojik sorunlarından kurtaracağını, sıkıntılarını gidereceğini, medyumluk diploması vereceğini ve emekli edeceğini söyleyerek 3 kişiden 17 bin 350 lira para aldı.
Olayın ardından yapılan şikayet üzerine şüpheli hakkında dava açıldı. Yargılama sonucu Aydın 3. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığı “dolandırıcılık” suçundan 1 yıl 3 ay hapis ve adli para cezasına çarptırdı.
Karara yapılan itiraz üzerine dosya Yargıtay’a geldi. Temyiz istemini görüşen Yargıtay 11. Ceza Dairesi, verilen mahkumiyet hükmünün bozulmasını kararlaştırdı.
‘ASLİYE CEZA DEĞİL, AĞIR CEZADA YARGILANMALI’
Dairenin kararında, sanığın eyleminin Türk Ceza Kanunu’nun 158/1’inci maddede belirtilen “dini inanç ve duyguların istismar edilmesi kapsamında nitelikli dolandırıcılık” kapsamında değerlendirilmesi ve yargılama yerinin asliye ceza mahkemesi değil, ağır ceza mahkemesi olması gerektiği kaydedildi.
Asliye ceza mahkemesinin bu hususu gözetmeden yazılı şekilde hüküm kurmasının kanuna aykırı olduğuna işaret edilen kararda, hükmün oy birliğiyle bozulmasının kararlaştırıldığı belirtildi.
10 YILA KADAR HAPİS ÖNGÖLÜYOR
Türk Ceza Kanunu’nun 158/1’inci maddesinde belirtilen “dini inanç ve duyguların istismar edilmesi kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçunu işleyenlere 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası verilmesi öngörülüyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***