DİYARBAKIR – “14 Temmuz Amed zindanından 19 Temmuz Rojava Devirimi’ne” panelinde konuşan TJA aktivist Mervan Yıldız, “Diyarbakır zindanında başlayan devrim, Rojava’da kadın devrimi ile devam ettirildi” dedi.
Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Tutuklu Hükümlü Aileler ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Diyarbakır 78’liler Derneği ile Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) Diyarbakır’da, “14 Temmuz Amed zindan direnişinden 19 Temmuz Rojava Devrimi’ne” başlıklı panel düzenledi.
DBP Diyarbakır İl Örgütü’nde gerçekleşen panelin yapıldığı salona, 14 Temmuz direnişine yaşamını yitiren Kemal Pir, Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek, cezaevinde yaşamını yitiren Garibe Gezer’in fotoğrafları asıldı.
Moderatörlüğünü 78’liler Derneği’nde Hüseyin Barış’ın yaptığı panele 30 yıl cezaevinde kaldıktan sonra geçtiğimiz Mart ayında tahliye olan Burhan Babaoğlu, TJA aktivisiti Mervan Yıldız, MEBYA-DER yönetici Meryem Soylu ile 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can konuşmacı olarak katıldı.
Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşundan sonra başlayan panelin açılış konuşmasını yapan Hüseyin Barış, 14 Temmuz’da cezaevinde tanık olduğu olayları anlattı.
‘BASKIYA KARŞI DİRENİŞ RUHU’
Panelist Burhan Babaoğlu, çocukluğunun cezaevinde geçtiğini, cezaevlerinde yaşananların insanlık dışı olduğunu ancak bunun karşısında ise devasa bir direniş ruhunun ortaya çıktığını belirtti. Babaoğlu, “80’li yıllarda verilen direniş, zindanlardaki ağır baskıları hafifletti ancak o baskılar bugün devam ediyor. Bu baskılar karşısında bugün de direniş ruhu ortaya çıktı” diye konuştu.
‘DEVRİM ROJAVA’DA DEVAM EDİYOR’
TJA aktivisti Mervan Yıldız ise, “Canlar ölmesin diye 14 Temmuz’da canlarını feda edenler, bugün Rojava Devrimi’ni yarattı” diyerek konuşmasına başladı. Yıldız, “Kemal Pir, Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek ile başlayan direniş tohumunun Rojava’da yeşerdiğini herkes gördü. Kemal Pir, Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek ile Diyarbakır zindanlarında başlatılan devrim, Rojava’da 2012 yılında, Arin Mirkan, Avesta Xabûr, Barin Kobanê ve Viyan Peyman kadın devrimi ile devam ettirildi. Bu irade; özgür yaşam, özgür ülke, özgür kadın şahsında somutlaştı” dedi.
‘Ben ölürsem mezar taşıma, halkına borçlu öldü’ diyen Mehmet Hayri Durmuş’u hatırlatan MEBYA-DER yönetici Meryem Soylu ise, “Hayri Durmuş o vahşet içerisinde ve yaşadıklarına rağmen böyle bir söylemde bulunabiliyorsa, bugün hepimizin dönüp kendisine bakması gerekiyor” diye konuştu. Soylu, Kürtlere yönelik tarihteki tüm baskılara rağmen Kürtlerin direnerek daha güçlü çıktığını ifade ederek, “40 yıldan fazladır bizi tutukladı, öldürdü ancak Kürt halkını bitiremedi. Kürt halkının büyük bir iradesi ve ideolojisi var” şeklinde konuştu.
Panelin son konuşmacısı Celalettin Can ise, 14 Temmuz direnişi yaşandığı süreçte kendisinin başka bir cezaevimde olduğunu söyleyerek, “O süreçte nelerin yaşandığını kimse bilmiyordu. Ancak ben orada yaşananlara hâkimim diyemem. Çünkü orada yaşanan vahşet, hiçbir yerde yaşanmadı. Geçtiğimiz yıllarda Diyarbakır Cezaevinde yaşananlar için birçok çalışma yürüttü ancak çok eksik kalındı. Konuştuğumuz her tutsak, ‘Diyarbakır Zindanı anlatılmaz yaşanır’ diyorlardı. Evet, Amed Zindanı anlatılmaz, çünkü orada yapılan vahşet dünyanın hiçbir yerinde yapılmadı” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***