VAN – Kürtlerin uğradığı büyük katliamlarından biri olan Geliyê Zilan’da sağ kurtulan Ehmedê Kewê’nin oğlu Hüseyin Polat, o günden bu güne devletin bakışının değişmediğini hatırlatarak, unutmamak ve unutturmamak için katliamın nesilden nesile anlatılması gerektiğini söyledi.
Kürtlere yönelik büyük katliamlardan biri olan Geliyê Zilan’ın (Zilan Deresi) üzerinden 92 yıl geçti. 13 Temmuz 1930’da Van’ın Erciş ilçesi Geliyê Zilan bölgesinde, kayıtlara göre 50 bine yakın Kürt katledildi. Giriş ve çıkışları askerlerce tutulan Zilan bölgesinde bulunan Hesenebdal, Exs, Kelle, Qizil Kilîse, Zorova, Binesî, Bunizî, Pelexl ve Kerx köylerinin de aralarında olduğu 44 köy ateşe verildi. Makineli tüfeklerle toplu halde taranarak yapılan katliamda sağ kalanlar sürgüne gönderildi.
‘BİNLERCE İNSAN ŞEHİT DÜŞTÜ’
Geliyê Zilan Katliamının gerekçe yapıldığı direnişin siyasi yürütücülerinden ve sağ kurtulan Ehmedê Kewê’nin (Ahmet Polat) oğlu Hüseyin Polat (73), babasını kendisine anlattıklarını şu sözlerle aktardı: “Baba o dönem Zilan’da kurulan direniş örgütünün içerisinde siyasi çalışma yürütüyordu. Babam katliamdan kurtulan çok az kişiden biriydi. Şeklan bölgesinde gelen askerler babam ve yol arkadaşı Evdî Heso’nun koyunlarına el koyuyorlar. Bu duruma tepki gösteren babam ve arkadaşları askerler tarafından taranıyor. Babam oradan kaçıyor köye geliyor, annemi alıyor yürüyerek Muş’un Malazgirt ilçesine gidiyorlar. Ben de burada dünyaya geldim. 25 yıl oradan sürgün hayatı geçirdikten sonra tekrar köyümüze geldik. Bir sürü akrabamız o katliamda yaşamını yitirdi. Dedem yani babamın babası Maruf Bey o dönem Erşat köyünde askerlere karşı direnişe geçiyor ve askerleri püskürtüyorlar. Sonunda hava saldırısında yaşamını yitiriyor. Bu duruma benzer binlerce akrabamız şehit oluyor.”
‘BUGÜNE KADAR DİRENEREK GELDİK’
“O tarihten sonra devletten asla bir beklentimiz olmadı” diye devam eden Polat, “Bu güne kadar devlet Kürtlere yönelik onlarca katliam gerçekleştirdi ama bugüne kadar hep direnerek geldik. Devletten ne bir beklentimiz ne bir dileğimiz oldu. Devlet ne zaman Kürtlere karşı samimi olursa belki bizim de fikirlerimiz değişir. Kürtler için tek yol ancak kendilerini korumak ve savunmakla olur. Kürtler elini vicdanına koysun ve yaşananları unutmasın. Her Kürt yaşadıklarını mutlaka çocuklarına anlatmalıdır ki herkes neler yaşandığını bilsin ve unutmasın. Her Kürt’ün yaşanan katliamları bilmesi ve öğrenmesi gerekiyor. Zilan Katliamında kurtulan herkesin son sözü ‘devlete sakın güvenmeyin’ oldu. Çünkü Kürtleri katledenler devlet tarafından korunuyor ve cezasızlık politikası uygulanıyor. En yakın dönemimizde gerçekleşen Roboskî Katliamında insanları üzerine bomba yağdıran askerler ceza aldı mı? Sadece o değil, Kürtlere yönelik bütün katliamlar cezasızlıkla sonuçlanıyor. Bu gün bile yakınlarımız kemikleri nerede bilmiyoruz. Devlet o zaman Kürtlere yaklaşımı nasılsa bugün de aynı şekilde devam ediyor” diye belirtti.
BİRLİK VE MÜCADELEDEN BAŞKA YOL YOK
Kürtlere birlik ve mücadeleden başka bir yol kalmadığını vurgulayan Polat, herkesin “Berxwedan Jiyan e” anlayışla hareket etmesi gerektiğini dile getirdi. Dünden bugüne yaşadıklarını hatırlatan Polat, sözlerini şöyle tamamladı: “Kürtlerin hala ulusal birlik olma konusunda ciddi sorunları var. Kürtler bu durumu anlayıp kavradıktan sonra daha çok kazanım elde edecekler. Bu ülkede Kürtlere yönelik adalet, hak ve hukuk rafa kaldırılmış. Bundan dolayı Kürtler her zamana tehlike altındadır. Biz bu durum her yerde anlatıyoruz. Ben de çocuklarım ve torunlarıma bu yaşananları sürekli anlatıyorum. Kürtler son yarım asırda çok bilinçlendi ve daha da iyiye gitmeye devam ediyor. Kürtler ‘Berxwedan Jiyan e’ düşüncesiyle mücadele etmeli ve özgür olmalı.”
MA/ Hakan Yalçın
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***