İSTANBUL – PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunan ÖHD’li avukatlar, disiplin cezasının başvurularına cevap niteliğinde olduğunu belirterek, “İmralı’daki hukuk kara deliğe dönüştü” dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 23 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın aile ve avukatlarıyla görüşmesine yönelik engellemeler sürüyor. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının en son 7 Ağustos 2019 tarihinde görüştüğü Öcalan, kardeşiyle de 25 Mart 2021’de kesintili telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bir yılı aşkındır haber alınamayan Öcalan’ın aile ve avukatlarının yaptığı başvurular disiplin cezaları gerekçe gösterilerek reddediliyor. Öcalan’dan haber alınamama durumuna karşı harekete geçen 29 baronun da aralarında bulunduğu 775 hukukçu imza kampanyası başlatarak, Öcalan’a verilen avukat görüş yasaklarına karşı 10-17 Haziran tarihinde Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Ancak bakanlık, avukatların başvurusuna henüz cevap vermedi.
Öcalan’la görüşmek için İçişleri Bakanlığı’na başvuruda bulunan Özgürlük için Hukukçular Derneği üyesi avukatlar, tecridi ve yaptıkları başvuruyu değerlendirdi.
İMRALI HUKUKU AÇIKLANAMAZ
ÖHD İstanbul Eşbaşkanı Gürkan İstekli, Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması için başta avukatları olan Asrın Hukuk Bürosu’nun ve ÖHD’nin uzun zamandır görüşme başvurusu için birçok hukuki girişimde bulunduğunu, fakat yetkililerin olumlu bir cevap vermediğini söyledi. Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi hukukla açıklama mantığının kalmadığını ve bu tecrit hukukunun tamamen siyasi bir karar olduğunu ifade eden İstekli, İmralı’da yaşanan hukuki gelişmeleri bir “kara delik” olarak değerlendirdi. İstekli, “Nasıl ki kara delik evrendeki koca koca gezegenleri yutuyorsa, İmralı’daki kara delik de insanlığa, ahlaka dayalı tüm hukuki girişimleri yutuyor. İmralı’da süreklileştirilen ölüm halinin artık hukukla açıklamanın mantığı kalmamıştır” ifadelerini kullandı.
KÜRT HALKINA TECRİT
Öcalan için yapılan ve onlarca kişinin darp edilerek gözaltına alındığı Gemlik Yürüyüşü’nde polisin sert tutumunu hatırlatan İstekli, iktidarın tecritteki ısrarını ve nedenini şöyle açıkladı: “İktidar tecridin konuşulmasını dahi istemiyor. Yani iktidar tecrit söylemini de tecride aldı. Sayın Öcalan’ın sağlık durumunu sormak bile artık suç kapsamına alınacak bir noktaya getirilmiş durumda. Bu noktada çok ciddi kaygılar söz konusu. Tecrit siyaseti, 2014 yılının Milli Güvenlik Kurulu’nda Kürt halkına karşı alınan savaş konseptiyle geliştirildi. O tarihten bu yana binlerce tutuklama, gözaltı ve ölümler yaşandı. Sayın Öcalan üzerinde derinleştirilen tecrit siyaseti, tecrit savaşı topluma da yansıtıldı. Devletin bu tutumu aslında Sayın Öcalan şahsında özgürlük, barış talebinde bulunan bütün Kürt halkına uygulanıyor. Tecrit bugün Kürdistan ve Türkiye’de bulunan devrimci, demokrat ve aydınlara verilen bir mesajdır aynı zamanda.”
BAŞVURULARA CEVAP YOK
29 baroya kayıtlı 775 avukatın Öcalan’la görüşmek için İçişleri Bakanlığı’na yaptığı başvuruya da değinen İstekli, bu başvurunun temel nedeninin tecridin gündeme getirilip kırılması amacı taşıdığını dile getirdi. Bugüne kadar bakanlıktan resmi hiçbir cevap gelmediği gibi Öcalan ile görüşülmesi talebinin önüne geçilmesi için yeni bir hukuksuz disiplin cezası verildiğini ifade eden İstekli, son olarak verilen 3 aylık disiplin cezasının başvurularına cevap niteliğinde olduğunu söyledi. 775 avukatın böylesi bir başvurusunun İmralı’da yaşananların açık teşhiri anlamına geldiğini vurgulayan İstekli, avukatlar olarak tecridin kaldırılmasına dönük birçok çalışmayı sürdüreceklerini belirtti.
İMRALI’DA AÇIK İHLAL
ÖHD’li Tahir Demirci, Öcalan’ın 23 yıllık tutukluluğu boyunca avukatların ve ailesinin “hava muhalefeti” ve “koster bozuk” gibi gerekçelerle engellendiğini hatırlatarak, bugün ise bu politikanın yerini “hukuksuz” disiplin cezalarının aldığını aktardı. İmralı Cezaevi’ndeki yetkililerin Öcalan’a vermiş olduğu disiplin cezalarının hukuki düzlemde ele alınamayacağını dile getiren Demirci, “Öcalan disiplin cezalarıyla karşı karşıyaysa bugün en çok ihtiyacı olduğu şey avukatlarıdır. Öcalan’ın avukatları, verilen disiplin cezalarının itirazını yapmak ve sonraki süreçleri takip etmesi gibi bir görevi var. Yani bu süreci Öcalan avukatlarıyla yürütmesi gerekiyor. Bu uygulama İmralı’da hukuku uygulatmamanın bir yöntemidir verilen avukat görüş yasakları. Öcalan’ın bugün ne ailesi ne avukatı ne de telefon görüşünü yapamıyor olması mutlak bir iletişimsizliğe işarettir. Bu durum AİHM’in ortaya koyduğu kişinin haberleşme özgürlüğünün kısıtlandığı anlamına geliyor. Bu noktada İmralı’da açıkça bir ihlal yaşandığının kanıtıdır” dedi.
AKP’NİN POLİTİK ÇIKARLARI
AKP iktidarının İmralı’yı kendi politik çıkarları doğrultusunda kullanmak istediğini belirten Demirci, Doç. Dr. Ali Kemal Özcan’ın 21 Haziran 2019 tarihinde İmralı’ya gönderilmesini hatırlattı. Demirci, “İktidar istediği zaman, kendi çıkarları söz konusu olduğunda hukuka ihtiyaç duymuyor. Yine çözüm sürecinde devlet heyetlerin gitmesine de izin veriyordu. Bundan kaynaklı biz hukukçuların bu duruma itiraz etmesi gerekiyor. Çünkü bu hukuksuzluğun sıra kime geleceğinin belirsiz olduğunu biliyoruz. Cezaevlerindeki hukuksuzluklarda İmralı’daki gelişmeler tetikleyici oldu. Bugün İmralı’daki durum AİHM kararlarının tanınmamasına da neden oluyor. Bunun örneğini Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’da gördük” şeklinde konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***