ADANA – Binevş Kültür ve Sanat Derneği soruşturmasında tutuklamaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirten avukat Mertap Sert, “Kolluk güçleri, genel ahlakın ve hukukun çerçevesi dışında hareket etme gücünü İçişleri Bakanı’ndan alıyor” dedi.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Binevş Kültür ve Sanat Derneği’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 27 Haziran’da Adana, Mardin, Mersin, Van ve Diyarbakır’da gözaltına alınan 37 kişiden 4’ü, 7 Temmuz’da sevk edildikleri mahkemece “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. “Gizlilik” kararının sürdüğü dosyada, “örgüt üyeliği” ve “örgüt adına faaliyetlerde bulunmak” iddiasıyla suçlanan 37 kişi, 10 günlük gözaltı sırasında “mülakat” adı altında tanıklık ve itirafçılığa zorlandı. Dosya kapsamında gözaltına alınan Seyhan Belediyesi Başkan Yardımcısı Fundan Buyruk üzerinden hem belediye hem de Binevş Kültür ve Sanat Derneği hedef gösterildi. Buyruk’un belediyede yapılacak alımlar ile belediyenin derneğe yapacağı yardımlara dair soruşturma kapsamında tutuklanan Mehmet Saruhan’dan talimat aldığı ileri sürüldü.
DERNEĞİN HER FAALİYETİ SUÇ!
Bazı evlerde yapılan aramalar esnasında aile bireyleri polisin tehdit ve şiddetine maruz kaldı. Ortam dinlenmesi ve teknik takip üzerinden yürütülen soruşturmada, gözaltındaki kurum çalışanları, siyasetçiler ve dernek çalışanları hedef haline getirilerek, yaptıkları eylem ve etkinlikler suç olarak yöneltildi. Polisin, yasa dışı bir şekilde Binevş Kültür ve Sanat Derneği yönetiminin kullandığı ve aynı zaman soyunma yeri olan oda ile salon ve bir başka odaya 3 gizli kamera yerleştirdiği öğrenildi. Dernek binasına girip çıkanların fotoğrafları çekilerek, teknik ve fiziki takip ile suç oluşturulmaya çalışıldı. Yine dernekte yapılan etkinlik ve faaliyetler dosyada suç olarak yer aldı.
15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’na ilişkin dernekte yapılan etkinlik ile Newroz kapsamında kentin farklı mahallelerinde yapılan kutlamalar dosyada suç olarak yer aldı. Derneğin düzenlediği konserler karşılığında yatırılan paralar ise Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporuyla suç delili olarak gösterildi.
Tutuklananlardan Binevş Kültür ve Sanat Derneği çalışanı İlyas Arzu ise, derneğe gizli kamera konulmasını nezarethanede bir gün çıplak kalarak protesto etti. Soruşturma kapsamında İlyas Arzu, Mehmet Saruhan, Ayşe Irmak ve Murat Gürbüz, dijital veriler, ortam dinleme ve MASAK raporu gerekçe gösterilerek, “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN GÜÇ ALINIYOR
Avukat Mehtap Sert, derneğe hukuksuz bir şekilde kamera konulmasının TCK’nin 140’nci maddesine (Somut delillere dayanması kuvvetli şüphe sebepleri bulunması ve başka suretle delil elde edilememesi hâlinde, şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve işyeri teknik araçlarla izlenebilir, ses veya görüntü kaydı alınabilir) dayandırıldığını ancak madde kapsamında kamera yerleştirilebilmesi için ortada bir suç yada suç için hazırlık yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Derneğe yönelik operasyonda başlangıç şüphesinin dahi mevcut olmadığını belirten Sert, “İçişleri Bakanı her ne kadar günlerdir bir kısım basında kriminalize edici konuşmalar yapsa da aslında suç olarak nitelendirdikleri şey Newroz ve anadil kutlamalarıdır. Kadınların kıyafetlerini değiştirdiği yerlerin kaydının alınmasının hukuki bir dayanağı yok. Soruşturma esnasında iki kişi arasında geçen ve dedikodudan öteye gitmeyen konuşmalara ifadelerde yer verilerek, aslında güvensizlik ve itibarsızlık yaratmaya çalışılıyor. Kadınlar bundan sonra giyinirken gözlendiklerini bilerek ne kadar rahat hareket edecekler tartışılır. Kolluk güçleri genel ahlakın ve hukukun çerçevesi dışında hareket etme gücünü İçişleri Bakanı’ndan alıyor. Çünkü Bakan, masumiyet karinesi, hak, hukuk dinlemeden sürekli algı operasyonu yapıyor. Ortada dinleme kayıtlarında suç teşkil eden bir konuşmada yok. Tutuklanan kişiler müzisyen. Hesaplarına konser bedeli girmiş, bu para suç olarak kabul edilmiştir. Tutuklama gerekçesi yapılmış ama dosyada dinlenen bir tanık yok. En azından hazırlık soruşturması ve sorgu esnasında müvekkillere tanık beyanı sorulmadı” diye belirtti.
HUKUKA AYKIRI BİR SORUŞTURMA
Avukat İlhan Öngör, yapılan operasyona ve tutuklamalara dair şunları söyledi: “Her ne kadar hakimlik kararı ile teknik takibin yapıldığı ve derneğe gizli kamera konulduğu belirtilmiş ise de verilen teknik takip kararının açıkça yasaya aykırı olduğu açıktır. CMK 135-140.maddelerinde teknik ve fiziki takip konusunda ayrıntılı olarak yasal düzenlemeler mevcuttur. Teknik takip yapabilmek için öncelikle en son başvurulacak yol olması başka şekilde delil elde etme imkanının olmaması, kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin olması, kişisel verilerin, aile ve özel yaşam hakkını koruyacak şekilde bu yönteme başvurulması gerekmektedir. Ancak her ne kadar dosyada gizlilik kararı olsa ve tüm dosya içeriğini görme şansına sahip değilsek de alınan teknik takip hakimlik kararlarında yeterli kuvvetli suç şüphesini gösteren somut olgular var olmadan teknik takip kararının verildiğini görmekteyiz. Derneğin üye ve yöneticileri veya başkaca vatandaşların sürekli gözetim altında tutulmuş olması, tüm görüntü ve ses kayıtlarının dosya içeriğine alınması suç ile alakası olmayan bazı şeylerin özel hayatı ilgilendiren görüntü ve ses kayıtlarının dosyaya yansıtılmış olması, kişilerin aile ve özel yaşam hakkını ihlal ettiği gibi, dosyada bu delillerin bulunması hukuka aykırıdır.”
MA / Hamdullah Yağız Kesen
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***