Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvuruları bağlamında yaşananlar, Türkiye’nin terör konusundaki kırmızı çizgilerini ortaya koymuştur. Bu muhtıra Türkiye açısından diplomatik bir zaferdir.” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Erdoğan, Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin olarak, “Hiç şüphesiz bu muhtıra Türkiye ve milletimiz açısından elde edilmiş diplomatik bir zaferdir.” dedi. ‘İsveç’in 73 teröristi iade edeceğini’ duyuran Erdoğan, iadelerin takibini yapacaklarını ifade etti.
Erdoğan, Madrid’deki NATO Liderler Zirvesi’nin kapanış oturumunun ardından basın toplantısı düzenledi. Üçlü zirveye ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan toplantının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Muhtıranın uygulanmasını takip amacıyla daimi bir mekanizma kurulmasına da karar verildi.” diyen Erdoğan, Türkiye’ye yönelik terör propagandalarının engellenmesi konusunda sağlam garantiler almıştır. Böylece Türkiye’nin ilk günden itibaren dile getirdiği hassasiyetle güçlü muhtıraya girmiştir.” ifadelerini kullandı.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasından öne çıkanlar;
NATO Madrid Zirvesi’ni biraz önce sona eren oturumlar birlikte tamamladık. NATO tarihinin en önemli zirvelerinden birini tamamlamış durumdayız.
Öncelikle Kral 6. Felipe ve Başbakan Sanchez’e başarılı organizasyon için şükranlarımı sunuyorum. Genel Sekreter Stoltenberg’e ayrıca teşekkür ediyorum.
İnsanlık dramın ve gözyaşının dinmesi için çaba göstermeliyiz. Diplomatik girişimlerimizi yoğunlaştırmalıyız.
Zirvenin dün gerçekleştirdiğimiz ilk oturumunda Sayın Zelenskiy bizlere hitap etti. Sürecin başından bu yana kendisi ile yakın diyalogumu sürdürüyorum. Aynı zamanda Sayın Putin ile de temas halindeyiz. Tüm çabalarımız barış içindir. Çatışma arttıkça ne yazık ki can kaybı da artmaktadır. Türkiye olarak adil bir barışın kaybedeninin olmayacağına inanıyoruz.
İstanbul süreci ile yeşeren umutları devam ettirmemiz gerekiyor. Elini taşının altına koyabilen bir mütefik olarak rolümüzün takdirle karşılandığını gördük.
Önceliğimiz bu krizin insani etkilerinin en aza indirilmesi. Ukrayna tahılının Karadeniz limanlarından ihracına yönelik BM planına olan katkılarımızı paylaştım.
Zirvede uluslararası kamuoyunun en dikkat çeken konularından biri stratejik konsepti. Bu yeni belge NATO’nun temelini oluşturan birlik temellerini yeniden inşa etmiştir. Bu sene ittifaka katılımının 70. yılını kutlayan ve NATO içerisindeki etkin rolü ile Türkiye şüphesiz gelecek vizyonunda da söz sahibi müttefikler arasında yer alacaktır.
4’lü zirvede mutabakata varıldı. Bu kararlılık kağıt üzerinde kalmamalıdır. Terör örgütleri arasında hiçbir ayrıma gitmeden mücadelenin tam bir dayanışma içerisinde sürdürülmesi zaruridir. İkili temaslarımda da bu konunun Türkiye için ne kadar hassas olduğunu vurguladım. Masumların canları ve kanları üzerinden ikbal devşirmeye çalışan çeteler hepimizin düşmanıdır. Bugün bize karşı kullanılan silahların yarın başka ülkelere karşı kullanılmayacağının hiçbir garantisi yoktur.
Son günlerde PKK ve uzantılarının en küçük bir müdahale karşısında sergilediği pervasızlıklar bunun en açık örneğidir. Müttefiklerimizden sözde değil eylemlerinde de hakiki bir dayanışma beklediğimizi vurguladım.
Türkiye’nin mücadelesinin vurgulayan bir videoyu müttefiklerimizle izleme fırsatı buldum. Gelinen noktada hepimiz şu gerçeği görüyoruz: Şayet NATO’nun güvenilirliğini korumak istiyorsak, terörle mücadelede daha net tutarlı ve samimi adımlar atmamız şart.
Yaklaşık 40 yıldır bölücü terörle mücadele veren bir ülke olarak oyalamalara tahammülümüz kalmamıştır. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda yaşananlar da Türkiye’nin hassasiyetlerini ortaya koymuştur.
Salı günü imzalanan mutabakat muhtırasını Türkiye’nin hassasiyetlerinin anlaşıldığının kanıtı olarak görüyoruz. Ancak bu başlangıçtır. Bu muhtıradaki konuların uygulanmasını takip edecek adımımızı buna göre atacağız.
Türkiye İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan muhtıraya bu açıdan bakmanın daha önemli olacağına inanıyorum. Şüphesiz bu muhtıra zorlu müzakere sürecinden sonra elde edilmiş diplomatik bir zaferdir. Türkiye; PKK ve uzantıları ile tam işbirliği, mücadelede dayanışma, PYD-YPG ve FETÖ’ye destek sağlamama taahüdü, savunma sanayide ambargolara gidilmememesi ve işbirliğinin artırılması, terör suçlularının iadesi konusunda adım atılması garantisini almıştır. Ki İsveç 73 teröristi iade etme sözü verdi. Muhtıranın uygulanmasını takip amacıyla daimi bir mekanizma kurulmasına da karar verildi. Türkiye, kendisine yönelik terör propagandalarının engellenmesi konusunda sağlam garantiler almıştır. Böylece Türkiye’nin ilk günden itibaren dile getirdiği hassasiyetle güçlü muhtıraya girmiştir. Türkiye ve NATO ile birlikte bu muhtıranın kazananı İsveç ve Finlandiya halklarıdır. Bu karar bu ülkelerin halklarının barış huzur ve güvenliğine de katkı yapacaktır.
NATO Genel Sekreteri Sayın Stoltenberg, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sayın Niinistö ve İsveç Başbakanı Sayın Andersson ile 4’lü zirvemizi gerçekleştirdik. Zirvenin yanısıra Sayın Macron, Sayın Johnson, Sayın Michel, Sayın Biden, Sayın Nehammer, Sayın Sanchez, Sayın Scholz, Sayın Rutte ve Güney Kore Cumhrubaşkanı ile görüşmelerimiz oldu. Karadağ liderleri dahil pek çok liderle de sohbet ettik. Genel olarak Ukrayna’daki gelişmeleri ele aldık. Ayrıca ikili gündemdeki konuları farklı yönleriyle değerlendirik.
Madrid zirvenin yeni bir dönemin kapısını aralamasını temenni ediyoruz. Sizleri tekrar saygıyla selamlıyorum.
SORU CEVAP BÖLÜMÜ
Ukrayna-Rusya savaşında liderlerle olan rolünüze ilişkin sormak istiyorum.
Gerek Sayın putin ile gerek sayın Zelenskiy ile bu hafta sonu ya da önümüzdeki hafta başında telefon diplomasisini sürdüreceğiz. Koridoru işletme gayretine çalışacağız. Gemilerimiz ile bu ürünlerin tahliyesinin ve üçüncü ülkelere naklini sağlamaya gayret edeceğiz.
Biraz önce Biden kendi basın toplantısında sizinle görüştüğünü ve satışı desteklediğini ve Kongre’den çıkması konusunda emin olduğunu söyledi. Size Kongre’den çıkması konusunda söz verdi mi? Siz bu konuda Kongre’den emin misiniz?
Biliyorsunuz parlamentolar sıkıntıları süreçlerin yaşandığı yerlerdir. bu konuda Sayın Başkan elinden gelen adımları atacağını söyledi. benim de geniş bir ekibim ABD’deydi. Gerekli görüşmeleri yaptılar. Orada cumhuriyetçilerle görüşme yapmak suretiyle desteğini almamız halinde Sayın Biden’ın gayretleri sonuç bulacaktır. O yüzden gecikmeden ayrıca bir heyeti de göndereceğiz.
İsveç ve Finlandiya ile yapılan anlaşma konusunda süreç nasıl olacak. Adımların atıldığını görmezseniz tekrar veto hakkınızı kullanacak mısınız?
Tekrar gerek yok. Biz parlamentomuzda bu işi geçirmezsek bu iş yürümez. Onlar bu gçrevlerini yerine getirmeleri halinde biz ne yaparız, parlamentoya göndeririz. Ancak getirilmezse bunun gönderilmesi söz konusu değil.
İsveç de biliyor Finlandiya da biliyor. Öncelikle bu PKK, YPG, FETÖ’nün silinip atılması lazım.
Başkan Biden Rusya konusunda çok sert ifadeler kullandı. Diğer liderler de aynı şekilde. Bu açıklamalar sonrasında Türkiye’nin ilişkilerini nasıl etkiler?
Tabii oluşan bir hukuk var. Ancak bunun yanında Ukrayna ile de ikili ilişkilerimiz var. Biz siyaseti denge politikaları üzerinden yürütmek istiyoruz, öfke politikaları üzerinden değil. Aynı şekilde nükleer enerji santralimizi Rusya ile yapıyoruz. Bunlar bizim için önem arz ediyoruz. Bunları bir kenara atamayız. Siyasetin kazan kazan üzerinden şekillendiğini kabul ettiğimiz an sorun kalmaz.
Emek sarf eden çok az sayıda lider arasındasınız. Sayın Johnson, Sayın Biden daha fazla silahtan bahsediyorlar. Bu yolun savaşı uzatacak yol olduğunu düşünüyor musunuz?
Bizde bir söz vardır. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır. Tabii burada onun bakışı öyledir, benim bakışım böyledir. Denge politikasını işletmenin çok daha faydalı olacağına iniyorum. Yoğun biçimde Sayın Putin ile Sayın Zelenskiy ile görüşüyorum. Haftada bir 10 günde bir görüşmelerimiz oluyor. Bundan da sonuç alacağımızı düşünüyorum.
Zirvede Yunanistan’ın adaları silahlandırması konusu gündeme geldi mi? Biden ile görüşmenizde bu konu gündeminize geldi mi?
Yunanistan’ın son dönemdeki tutumu bizim siyaset anlayışımıza asla uymuyor. Kendisine İstanbul’da verdiğim yemekten sonra teklifte bulundum: Bundan sonra ikili ilişkileri birlikte yapalım. Üçüncü kişileri araya sokmayalım dedim. Ancak ABD’de Kongre’de ne yazık ki bunun tersini yaptı. Bununla da kalmadı Davos’ta da aynısını yaptı. Onunla da kalmadı adalara adacıklara ziyaretler yaptı, silahlandırma gayretine girdi. Bu Lozan Anlaşmasına ters bir anlaşmadır. Buraları silahlandıramazsınız. Ancak ABD’nin burada üs kurma olayları, ki bunları sorunca aldığımız cevap Rusya’ya karşı olduğuydu. Tabii benim halkım bunlara inanmiyor pek. Biz bunlara olumlu bakmıyoruz, bunu ikili görüşmelerde de liderlere söyledik.
Zirve öncesi muhalefetten neden eleştiriyoruz karşılıklı bir eleştiri geldi. Mutabakat ile geri adım ve taviz olarak yorumlandı. Siz bu konu hakkında ne diyorsunuz?
Muhalefeti siyaha beyaz der, beyazsa siyah der. Hiçbir zaman olması gerekeni söylemez. Türkiye muhalefeti böyledir. Dünya bu olaya nasıl bakıldığını çok açık bir şekilde görüyor. Bizim attığımız adımlar ilgi uyandırdığı gibi, takdirle de karşılandı. Bizler de terörle mücadelemizin kendilerinizi video kayıtlarla paylaştık ki izledikten sonra çok iyi anlayacaklar. İsveç’teki terör yanlıları ciddi manada manyaktalar. Onlara da dönünde anlatırız.
Konuşmanızın başında 73 teröristin iadesi için söz verdi demişti. Bunu açar mısınız? Bu süreç nasıl işleyecek?
Daha önce 60 teröristin iadesi konusunda müzakere içindeydiler. Şimdi de bu sayıyı artırdık. Bakalım bunlara uyacaklar mı göreceğiz.
Bize yasaları değiştireceğinize söz veriyorsunuz. Bunlar yerine gelmezse kusura bakmayın.Şahsiyetli siyaset, şahsiyetli dış politika budur. İsveç ve aynı şeyi söyledi, Finlandiya da aynı şeyi söyledi. Erdoğan da sözünü tutmazsa Erdoğan’a da hesabını sorun.
Demokrasi bireysel özgürlük temelinde NATO demokratik haklara önem vermekte. Ancak Türkiye pek çok listede en fazla gazeteciyi gözaltına alan ülke konumunda. Bu konuda görüşleriniz nedir?
Bunlar öncelikle Türkiye’de 40 bin vatandaşımız öldürüldü. Diyarbakır anneleri 1100 gündür HDP önünde bekliyor. Bu anneler çocuklarını bekliyor. Önce Freedom House buraları ziyaret etsin. Bu evlatları kaçıran PKK’lılar, YPG’liler bunu özgürlük adına mı yapıyor? Özgürlük tanımını iyi bileceğiz.Sizin özgürlük tanımınız benim özgürlük alanıma kadardır. Bugün Kandil’de 15 yaşındaki kız çocuklarına boyları kadar silah veriliyor. Bunlara bakalım önce.
Şu anda ülkemde cezai bir durum olmadıktan sonra gazeteci, kalemşör, fikir… Bunlardan cezaevinde olan yok. Bunların hepsi dezenformasyon.
Sayın Cumhurbaşkanı, İsveç Başbakanı ve Finlandiya Cumhurbaşkanı’ndan aldığınız garantilerle ilgili konuşmak istiyorum. 73 kişinin iadesine değindiniz. Bu konuda hakkında soracaktım.
73 kişi. 73 kişiyi iade edecekler. Verdikleri sözü yerine getirecekler.
Sizin uyguladığını diplomasi çok yeni ve nadir bir diplomasi.Buna bir açıklama getirir misiniz?
Ben bir siyasetçiyim. Belediye başkanlığından cumhurbaşkanlığına kadar bu süreci yaşadım. Bir şeyi öğrendim: Siyaset kavga gürültü işi değildir. Siyaset daha çok eğer barışa endeksliyse, ne kadar dost kazanırsanız o kadar kayıpsınız. Benim Sayın Putin ile geçmişim eski. Sayın Zelenskiy ile daha yeni. Fakat siyasette Ukrayna’da iş başına geldiği andan itibaren ilişkilerimiz devam etti. Ortada bir gerçek var: Biz arabuluculuk yapacaksak en önemli adımlarımızdan birisi ne oldu? İki tarafın temsilcilerini bir araya getirdik. Onlar da yeni süreci başlattılar. Ben istiyorum ki bu süreci hızlandırarak devam ettirelim. Hele ki tahıl krizinin olduğu bir dünyada Ukrayna’dan bunu çıkartabilirsek, krizi çekenler bir rahatlama yaşayabilirler.
İspanya Başbakanı Sayın Sanchez ile görüşmenizi sormak istiyorum
Biz İspanya ile bir adım gerçekleştirdik. Uçak gemisi yaptık. Gemimiz suya indirildi. Umuyorum ki seferlere de başlayacak. Daha çok SİHA’ların kalktığı bir uçak gemisi. 15 milyar dolara aşkın bir ticaret hacmine sahibiz. Hedefimiz bunu artırmak. Sayın Sanchez’in devlet adamlığı büyük rol oynuyor. Kendisine de Kral Felipe’ye de şükranlarımı sunuyorum.
Sayın Biden daha önce sizi kızdıracak sözler söyledi. Şimdi ise arkadaş gibisiniz. Ne değişti?
Siyasette dün dündür bugün bugündür. Siyasette 24 saatte çok şey değişebilir. ABD ile ilişkimizin geçmişi çok çok eski. Ben başbakan olmadan önce Syın Bush ile süreç başlatmıştım. İyi günler oldu, kötü günler oldu. Ama Türkiye ile ABD ilişkileri yolunda devam etti.
Herhangi bir garanti aldınız mı Kongre’den F-16 ile ilgili?
Burada bir çelişki var. Her iki taraftan da desteği almak gerekiyor. Sayın Biden ise ben buna inanıyorum dedi. Temennim odur ki dostluğumuza uygun bir sonuç çıkacaktır.
İadelerle ilgili sormak istiyorum. Finlandiya ve İsveç Türkiye’nin iade taleplerini yerine getirecek demiyor, değerlendirecek diyor.
Metni okudunuz. Ele alacaktır. Bizim nasıl değerlendirdiğimiz nasıl ele aldığımız önemlidir. İsveç bu 70 kişiyi güncelleyerek bize iade edeceğini belirtti.
Türkiye’nin dünyadaki hukuk sistemine saygı göstermesi gerektiğini söylediniz. İsveç ve Finlandiya’nın hukuk sistemi uymuyorsa…
Yargı sistemleri buna çanak tutuyorsa da tutmuyorsa da açıklasınlar. Bizim yargı sistemimiz teröre de teröristlere de asla çanak tutmaz. Gereği neyse de yapar. İsveç ve Finlandiya da bizim yasalarımız serttir gereğini de dilerim yaparlar.
Yunanistan ile yaşanan gerilimi sormak istiyorum?
Bizim hava sahamızı 147 defa ihlal eden Yunanistan hesap vermek zorundadır. Hem 147 defa ihlal edeceksin, sonra da silahlı kuvvetlerimiz gerektiğini yaptığında kızacaksın. Bu adımları Lozan Anlaşması’na terstir. Lozan Anlaşması’nı okusunlar ona göre de gereğini yapsınlar.
Türkiye ve NATO’nun Afganistan’daki terörizmle mücadele konusunda görüşlerini sormak istiyorum.
1000’e yakın askerimiz vardı ve NATO ile birlikte ABD ile birlikte koalisyon güçleri olarak ciddi manada bir mücadele verdik. Aynı şekilde Afganistan’daki yeni sürece katkıda bulunmak arzusuyla Kabil Havalanı’nın işletilmesine bir varız dedik. Altyapı üstyapı çalışmaları ile ilgili de gerekli destekleri verebiliriz dedik. Bu konuda Afganistan tarafının yaklaşımlarını merak ediyoruz. Ona göre de adımlarımızı atacağız.
Türkiye’nin AB ile belli sorunları var. Türk yargı sistemi içerisindeki terörist tanımı AB’de kabul edilmiyor. Bu da hep bir sorun oldu. İsveç ve Finlandiya da sizin terörist diye tanımlayıp kendilerinin terörist olarak tanımlamadığı kişilerin örgütlere üye olduğu temelinde onu iade edemiyorlar. Şiddet içeren suçlara bulaşmışsa tabii ki edecekler ancak Türkiye’nin bu konuda problemi mi var? Eğer derlerse ki bu kişiler AB tanımında terörist olarak kabul edilmeyecekse mesela. Bu noktada nasıl kabul ettiniz?
Sadece şiddete başvurmanın da ötesinde düşünün ki birçok insanı öldürmüş ve bu tür insanların terörle alakası yok diyorsa, bizim o ülkelerin yasalarına güvenmemiz mümkün değildir. İstihbarat örgütlerimizin verdiği sunduğu belgelerle, bu kişilerin iade edilmesini isteriz. Bu belgeler olmazsa zaten talep de etmeyiz.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***