Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Açıklamalarında dünyada yaşanan göçöen kriizne değinen Karamollaoğlu, Daha önce Yunanistan sınırında şahit olduğumuz insanlık dışı görüntüler maalesef bu kez de İspanya’nın Kuzey Afrika’daki topraklarında yaşandı. Fas’ta bulunan 20 kilometre karelik İspanya topraklarına girip, AB’den sığınma talebinde bulunmak isteyen 2000 Afrikalı mülteci, İspanya ve Fas polisinin açtığı ateşe maruz kaldı. Olaylarda ilk belirlemelere göre maalesef 37 kişi yaşamını yitirdi” diye konuştu.
“İspanya Başbakanını şiddetle kınıyor ve lanetliyorum”
Göçmenlerin karşılaştığı bu “acımasız müdahale ve insanlık dışı görüntülerin” dünyada göçmenlere karşı yükselen nefret dalgasının bir uzantısı olduğunu kaydeden Karamollaoğlu şunları kaydetti:
“Elbette her ülkenin sınırlarını korumak gibi bir görevi vardır. Ancak masum ve savunmasız insanların ölümüne sebep olacak hiçbir müdahaleyi meşru göremeyiz. Göçmenlere yönelik bu sert müdahaleyi gerçekleştiren güvenlik güçlerini tebrik eden ve olaylardan ötürü memnuniyetini dile getiren İspanya Başbakanını da şiddetle kınıyor ve lanetliyorum.
Her fırsatta dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’ye ahlak ve insan hakları dersi vermeye kalkan Avrupa ve uluslararası kuruluşlar, Fas’ta yaşanan bu vahşete neden ve nasıl sessiz kalıyorlar; anlamakta zorluk çekiyorum. Daha doğrusu tarihe baktığım zaman anlıyorum da, bunu içime sindiremiyorum. Bunlar insanlıktan nasibini almamış manasına gelir bu tavır…”
“Bu arkadaşların cemâziyelevvelini gayet iyi biliyoruz”
Konuşmasında yılın ilk 6 ayı geride kaldığını anımsatan Karamollaoğlu, “Son 5-6 yıldır Sayın Erdoğan başta olmak üzere iktidar partisinin yöneticileri sürekli olarak her 6 ay sonra Türkiye’nin düze çıkacağını, hatta abartılı ifadelerle ‘çağ atlayacağını, uçacağını’; bu durum karşısında da birilerinin ‘çatlayacağını, patlayacağını’ ifade ediyorlar. Fakat bugüne kadar hiçbir öngörüsü tutmayan iktidarın, bu öngörüleri de tek bir kez olsun tutmadı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pazartesi günü gerçekleştirilen kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamalara işaret eden Karamolaoğlu konuşmasına şu ifadelerle devam etti:
“İnsanın aklına Nasrettin Hocanın şu fıkrası nasıl gelmesin…
Hani Nasrettin Hoca bir gün ata binmek istemiş. Sağdan atlamış olmuyor, soldan sıçramış olmuyor; hasılı o kadar uğraşmasına rağmen ata binememiş.
Kendi kendine: “Hey gidi gençlik!” diye mırıldanmış.
Sonra sağına soluna bakınıp kimsenin olmadığını görünce kendi kendine: “Ya Nasrettin ben senin gençliğini de bilirim!” demiş..
İşte biz de bu arkadaşların cemâziyelevvelini gayet iyi biliyoruz.
6 ay öncelerini, 16 ay öncelerini, 6 yıl öncelerini de, hatta çok daha eski tarihlerde attıkları adımları da çok iyi biliriz…”
“Bahçeli’nin sarf ettiği sözler gösteriyor ki, bu yüz binde bir ihtimal dahi yoktur”
İktidara “son bir çağrı” yapan Karamollaoğlu, “İşte bu iktidarın en fazla 1 yıl ömrü kaldı, önlerinde son bir fırsat var. Çok kısa demeyin buna, çünkü az önce 11 aylık Refah-Yol Hükümeti de kısa zamanda büyük başarılara imza atılabileceğini gösteren örneği verdim. Buyurun, 20 yılda yapamadıklarınızı kalan 1 yılda gerçekleştirin” diye konuştu.
Hafta sonu yaptığı açıklamada seçimleri yüzde 99,99 kazanacaklarını ifade ettiğini hatırlatan Karamollaoğlu şunları belirtti:
“Fakat iktidar ortağı Sayın Bahçeli’nin bunun üzerine sarf ettiği nezaketsiz sözler gösteriyor ki, bu yüz binde bir ihtimal dahi yoktur! Çünkü mantık aynı mantık, zihniyetlerini değiştirmeye de hiç niyetleri yok!
İşte bugün diyorum ki, seçimleri Allah’ın izniyle iktidar kaybedecek ve biz kazanacağız! 20 yıllık Ak Parti iktidarının enkazı da kaldıracak, son 5-6 yıldır Cumhur İttifakının sebep olduğu nezaketsizliğe, hoşgörüsüzlüğe ve kutuplaşmaya hep birlikte bir son vereceğiz!
Şahsi ikballerimiz ve partilerimizin çıkarları için değil; ülkemizin istikbali ve menfaatleri için sorumluluklarımızı kuşanacak, bu kötü gidişata son vereceğiz.
İnsanımızın kasabın yolunu unuttuğu, bayram sevinci yaşamak yerine artan ulaşım maliyetleri nedeniyle bayramda memleketine gidememenin hüznüne kapıldığı bu düzen mutlaka değişecek!”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***