CHP Lideri kemal Kılıçdaroğlu haftalık grup toplantısında iktidara yönelik sert eleştirilerini sürdürdü.
“MİLLET UYANDI. MİLLETİN SESİ VAR”
İktidarın ekonomiyi yönetemediğini yineleyen Kılıçdaroğlu, “oy peşinde kısır siyaset yapmıyoruz” dedi ve iktidara “Millet uyandı” diyerek seslendi:
“Ekonomik olarak yönetemiyorlar Türkiye’yi, gerçekten batırdılar. Şekerde hiçbir sıkıntımız yoktu. Durduk yere kalktılar IMF’nin talimatına uydular. Ne diye, efendim şeker pancarı üretiminde kota getireceğiz. Esiyor ya bazen dinlemeyiz falan filan onu bakmayın millete söylüyor. Öbür taraftan gelen her talimatı aynen uyguluyor. Kotayı uyguladılar şeker üretimimiz düştü. Yetmedi şeker fabrikalarını satın dediler sattılar.”
“AK Parti iktidarı döneminde her yıl ortalama 20 bin ton çay ithal edildi. Bugüne kadar 183 bin ton ithal edildi. 434 milyon dolar para ödendi. Bu kadar parayı biz Rize’ye Artvin’e Trabzon’a verseydik ne olurdu? Bu iktidar size değil yabancı çay üreticilerine çalışıyor. Sözüm söz bize oy versinler vermesinler, biz adaletten yanayız. Kim çalışıyorsa alın teri döküyorsan ondan yanayız. iktidar olacağız Rizeli kardeşim sen de duy bunu .İktidar olacağız kaçak çayla nasıl mücadele edilir göreceksin. Sözüm var, Rize’nin meydanında kaçak çayların tamamını yakacağım. Biz oy peşinde kısır bir siyaset yapmıyoruz. Bizim için her şeyden önemli bu ülkede yaşan insanların refahı, mutluluğudur. Rizeliyi, Tarabzonluyu, Orduluyu çantada keklik görüyor. Unutma unutma bu millet artık uyandı. Milletin sesi var artık bil bunu artık!”
“SÖKÜLEN RÜTBELERİ İADE EDECEĞİZ”
CHP Lideri’nin dikkat çeken açıklamalarından biri de yaptıkları açıklamalar nedeniyle rütbeleri alınan kamu görevlilerine ilişkindi.
Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın isimlerini anarak, “sökülen rütbeleri iade edeceğiz” dedi:
“Devlette görev yapan ve zamanı geldiğinde emekli olan insanların adaletsizlik gördüğünde itiraz etme hakları vardır. Belki kamu görevlisi olarak rahat konuşamaz ama ayrıldıktan sonra rahat konuşabilir. Düşüncesini rahatlıkla açıklayabilir. Sabri Uzun ve Hanefi Avcı’dan söz ediyorum. Sabri Uzun, Canan Kaftancıoğlu’nun haksız yere görevden alınması üzerine bir tweet attı. Vay sen misin bunu söyleyen. Arkasından Hanefi Avcı, Selahattin Demirtaş’la ilgili AİHM kararı uygulanması gerektiğini söylüyor. Vay sen misin bunu diyen. İkisinin de rütbeleri sökülecek. Gerekçe ise, FETÖ terör örgütü ile iltisaklı. Bunların ikisi de yazdıkları kitaplarla yaptığınız hataları sizin yüzünüze vurdular. Az kaldı, gelecek zaten sandık. Onlar da biliyor geliyor gelmekte olan. Onların sökülen rütbelerini aynen iade edeceğiz.”
“İntikam, öç alma duygusuyla devlet yönetilmez. TSK’nın 80-90 yaşındaki generallerini hapse atıyorsunuz. Bazıları hapiste olduklarını bile bilmiyor. Böyle devlet yönetimi olur mu? Böyle devlet yönetimi olmaz. KHK ile görevine son verilen akademisyenler, harp okulu öğrenciler, boşuna yatan siyasetçiler. Bazen insanlar bedel öderler, haksız yere ödenen her beden onun şerefidir.”
BAHÇELİ’YE ORMAN YANGINI CEVABI
Kılıçdaroğlu, yaz ayları ile beraber yeniden gündemin üst sıralarına yerleşen orman yangınları ile ilgili de konuştu. Kendisini eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye cevap verdi:
“Bahçeli ‘sen orman yangınlarının olacağını nereden biliyorsun?’ diyor. Bütün dünya biliyor, anladığım kadarıyla iklim değişikliğiyle ilgili tek bir makale bile okumamış. BM’nin dünya kadar yayını var. Allah akıl, fikir versin. Yangın çıktı, gittik oraya. Üç gün söndüremediler. Gece görüşlü helikopter yok, ihale yapılmış ancak 4 Temmuz’da gelecekmiş. Bu yangının çıkacağını bir yıl önceden bütün dünya söyledi. Gittim söyledim. Beşli çete olunca 10 dakikada ihale sonuçlanıyor. Ormanları korumak için açtığı ihale 4 Temmuz’u bekleyecek. Ben bunu söyledim diye kıyameti koparıyorlar. Ne söylerseniz söyleyin ben haklıyım.”
“ERDOĞAN ‘SEN-BEN AYRIMI’ YAPIYOR”
Orman yangınları ile ilgili olarak Erdoğan’ı da eleştiren CHP Lideri, Cumhurbaşkanı’nı ayrımcılık yapmakla suçladı:
“Çıkmış açıklama yapıyor Erdoğan, ‘Muğla’da Büyükşehir Belediyesi sende’ diyor. Bir kere şunu söyleyeyim ben senin gibi değilim. Muğla Büyükşehir belediyesi bende değil Muğla halkınındır. Senin anlayışınla devleti biz yönetmeyiz. Devlet ayrıdır siyaset ayrıdır. ‘Acaba ne yaptınız ne gibi bir çalışmayı ortaya koydunuz. Büyükşehir belediyelerinin itfaiyesi yok mu? Ama bizler burası CHP belediyesidir demedik bakanlarımızla tüm ekibimizle buraya indik atılması gereken tüm adımları attık’ Vallahi de billahi de devletin ne olduğunu ve nasıl yönetildiğini bilmiyor. Marmaris Belediyesi 328 personel görevlendirdi. 156 araçla yangına müdahale ettiler. Bunları vali biliyor. Su takviyesi yapıldı ayrıca. Veteriner ekipleri görevlendirdiler. Bunu da Muğla Büyükşehir Yaptı. Yiyecek, içecek sağlandı. Araçlar bozulursa diye mobil tamir ekipleri görevlendirdiler. Sadece Muğla değil, Ankara, İzmir, Aydın, Eskişehir, Antalya ve Burdur belediyeleri de doğrudan doğruya yardım gönderdiler. Bu adam devleti yönetmeyi bilmiyor. Sen ben ayrımı yapıyor. Ya orman yanıyor kardeşim o orman hem senin hem benim. Bunu söylemesi bile kafasındaki ayrımcılığın ne kadar derin olduğunu gösteriyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***