Mersin’de Demokrasi İttifakı çalışmaları kapsamında Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Devrimci Parti (DP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi ile Halkevleri, “Birlikte Değiştireceğiz” konulu panel gerçekleştirdi. Yenişehir Belediyesi’ne bağlı bir salonda düzenlenen panele, yazar ve Demokrasi İçin Birlik (DİB) Eş Sözcüsü Ayşegül Devecioğlu ile HDP Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç konuşmacı olarak katıldı.
“Halkların, emekçilerin ve ötekilerin seçeneğini inşa edeceğiz” pankartının asıldığı panelde ilk olarak konuşan Devecioğlu, DİP’in 6 yıl önce demokrasi ve birlik için, siyasal meselelerin çözümüne dair doğduğunu belirtti.
HDP’li Saruhan Oluç ise “Yasama ve yürütmenin tepesinde Cumhurbaşkanı sıfatında bir adam var. Her türlü kararı veriyor ve kimse de ‘nasıl oldu’ diyemiyor. Kanunlar saray rejimi tarafından yapılıyor. Yargı hiçbir zaman bu kadar pespaye hale gelmemişti. Sıkıyönetim var, ortada bir hukuk falan yok” ifadelerini kullandı.
‘KAPİTALİZM DÜNYANIN SONUNU GETİRİYOR’
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre kapitalizmin sonunun yaklaştığını kaydeden Devecioğlu, kapitalizmin her türlü baskı ve zorbalığı yarattığını, buna karşı ise işçilerin yeni mücadele dinamiklerini ortaya çıkardığını söyledi. Devecioğlu, şöyle devam etti: “Kapitalizm dünyanın sonunu getiriyor. Ülkede kapitalist rejim, ABD tarafından desteklenen saray rejimi tarafından iktidarını sürdürüyor. Bu sistem kadın, Kürt, işçi düşmanlığıyla ayakta kalıyor. Üretemiyor. İktidara yapışanlar her türlü gayrimeşru işler yapıyor. Bu durum baskıyı arttıracaklarına işaret ediyor. Seçim sürecinde olduğu için mücadele, bu ortaklığın önünde büyük engel. 6’lı masa sistemi ise, devam etmesi için egemenlerin alternatifidir” diye belirtti.
‘TOPLUMSAL BARIŞ SAĞLANMAZSA DEVLETİ YÖNETMEYE ÇALIŞAN BU KARANLIK YAPILAR KALIR’
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin “tek adam” rejiminin “def” edilmesine alternatif olmadığına dikkat çeken Devecioğlu, ülkede 50 yıldır süren Kürt sorununda eşit yurttaşlık hakkının en büyük sorun olduğunu söyledi. Kontrgerillaya dayanan bu devletten kurtulmak gerektiğinin altını çizen Devecioğlu, “Toplumsal barış sağlanmazsa devleti yönetmeye çalışan bu karanlık yapılar kalır. Ülkenin en önemli ihtiyacı barış. Demokrasi güçleri savaşa karşı barışta ortaklaşmalı, onurlu bir dış politika yaratmalı. Seçim öncesi en ihtiyaç duyulan şey; toplumda ötekileştirilenlerin ortak taleplerinin ortak mecraya akıtabilmek” ifadelerini kullandı.
OLUÇ: BU GİDİŞAT DEĞİŞTİRİLMELİ’
Ardından konuşan HDP’li Saruhan Oluç ise, çok kritik bir seçime gidildiğini belirterek, “tek adam” rejiminin bütün ağırlığıyla muhalefetin üzerine çöktüğünü söyledi. Çoklu bir kriz yaşandığını dile getiren Oluç, şöyle konuştu:
“Türkiye uzun zaman sonra ekonomik ve sosyal açıdan baktığımızda ekonomik bir çöküşle karşı karşıya. Makro ekonomik veriler felaket, bunun yanında inanılmaz bir zenginleşme var iktidar yandaşlarında. Asgari ücret açlık sınırının üzerinde. Bunların tercihleri işçiden, emekçiden yana değil yandaş holdinglerden yana. Ülkeyi batırıldı ama birileri acayip zenginleşti. Bütçeden, hazineden servet aktarımı yapıyor. Bu durumu ve ortamı değiştirmemiz gerekiyor. Ekonomiden demokrasiye, adalete, hakça paylaşıma ihtiyaç var.
‘KANUNLAR SARAY REJİMİ TARAFINDAN YAPILIYOR’
Bugünkü gibi bir dönem yaşanmadı. Yasama ve yürütmenin tepesinde Cumhurbaşkanı sıfatında bir adam var. Her türlü kararı veriyor ve kimse de ‘nasıl oldu’ diyemiyor. Kanunlar saray rejimi tarafından yapılıyor. Yargı hiçbir zaman bu kadar pespaye hale gelmemişti. Sıkıyönetim var, ortada bir hukuk falan yok. Yargı mekanizmasına baktığımızda; binlerce AKP’liyi savcı ve hakim yaptılar. Adalet mekanizması AKP’lilerle dolmuş durumda. Bu durum siyasi davalarda net bir şekilde görülüyor. Türkiye’de güçlü bir demokrasiye ihtiyaç var. Bu hukuksuzluklara ‘dur’ demezsek her alana sirayet edecek. Güçlü demokrasi için yerel demokrasiye, yerel yönetmeliklere ihtiyaç var. Kürt sorunu demokrasiden ayrı düşünülemez. Demokratik çözüm olmazsa demokrasi de olmaz. Anayasal düzenlemeler yapılmalı. Dış politikanın yolu Erdoğan’ın iki dudağı arasında geçiyor. Barışçıl bir dış politika, demokratik çözümlerle başlanması gerekiyor.
‘SEÇİM ÖNCESİ BİR ADIM İNŞA ETMELİYİZ’
Ekolojik dengeyi alt üst eden iktidarla karşı karşıyayız, bütün bunları toplamanın yolu iktidarı demokratik yollarla değiştirmek. Seçim öncesi bir adım inşa etmeliyiz. Değişimin işareti olarak mücadele azmini göstermemiz gerekiyor. Atılması gereken adımları hep birlikte atacağız, daha eşitlikçi bir döneme adım atabiliriz. Güncel sorunları krizi aşmak açısından önemli adımlar atabiliriz. Çok umutluyum Demokrasi İttifakı’ndan. Yerellerde de güçlü bir şekilde çalışır, desteklersek başarmamız için hiçbir neden yok.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***