YORUM | M. NEDİM HAZAR
Her şeye rağmen başlığa koymaya gönlüm razı olmadı.
“Sürtük” kelimesinden bahsediyorum…
Bu konuda diyeceklerim var çünkü.
Hatırlayalım…
28 Şubat dönemi Ergenekon gemi azıya almış, sağolsun siyasal İslamcılar da ellerine koz verdikçe veriyorlar.
Dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş’ın hazırladığı iddianamede hukuki suçlamalardan ziyada aşağılamalar ve hakaretler dikkat çekiyordu.
Savaş, mütedeyyin insanlar için “habis ur, sülük, kan emici vampirler” benzetmesi yapmaktan çekinmediği gibi, bunu savunuyordu. Ve elbette başta Perinçekçiler olmak üzere CHP, sol kesim ve laikler de bu bayağılığa destek çıkıyordu.
Hele hele Başbakan Mesut Yılmaz’ın imam hatipliler için “yarasa” ifadesini kullanması unutulacak gibi değil. Sıkmabaş, yobaz, takiyyeci, örümcek kafa vesaire…
Dönemin muktedirinin kullandığı dil bu idi…
Aradan neredeyse otuz yıl geçti.
Otuz koca yıl.
Dönemin mağdurları şimdinin muktediri oldular..
Özellikle Bahçeli ve Erdoğan’ın Meclis’te yaptığı konuşmalar hakaretten geçilmiyor.
Hainlik, namussuzluk standart suçlama.
Her hafta birilerini hain ilan etmeden duramıyorlar zaten.
Vaktiyle bundan canı yanan mağdurların böylesine zalim ve ahlaksız bir dil kullanması çok trajik.
Enes Kanter…
Bu rejimin ve Erdoğan’ın en önemli mağdurlarından.
Kariyeriyle, ailesiyle özel olarak uğraşıyor siyasal İslamcılar.
Ve elhak büyük haksızlıklar yapıyorlar.
Geçtiğimiz gün Kanter, Erdoğan’ın resmini yere atıp üzerinde yürüdü.
Bana ters geldi bu hareket. Bunu sosyal medyada da paylaştım.
Ve gelen bazı tepkilerden gördüm ki, sadece siyasal İslamcılar değil, bugünün mağduru olanlar Kürtler, Cemaat ya da diğer mağdurlar da gücü ele geçirseler benzer bir ruh haline girecekler.
Muktedir olmak ahlaksızlaşmayı meşrulaştırıyor sanıyorlar.
Bir de, mağdur olunca edepsizleşmek normalize edilmeye çabalanıyor.
Ömer Muhtar filmini hatırlıyorum.
Libyalı direnişçiler emperyalist İtalyan ordusunun askerlerini bağlayıp işkence edecekken Ömer Muhtar buna izin vermiyor ve “iyi davranın” diyor. Müslümanlar, “Ama onlar bizi yaşatmazlardı, işkenceden geçirirlerdi” deyince Libya’nın efsanevi lideri muazzam bir cevap veriyor:
“Onlar bizim öğretmenimiz değil!”
Daha sonra benzer bir ifadeyi Merhum Aliya’dan işitmiştim.
Bir ahlakı olmalı her şeyin.
Direnişin, dik duruşun ve hatta isyanın.
Hele hele zalime karşı.
Zalim, edepsizleşmeyi hak olarak görüp, sürtük de diyebilir size, çürük de, hain de, namussuz da…
Ama üslubumuzdur bizi biz yapan.
28 Şubat’çılardan artık zerre farkı kalmayan siyasal İslamcılarla hiç olmazsa bu alanda aynı olmayalım…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***