HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Haftada iki kez gelen benzin-mazot zammını konuşmaz olduk. Elektriğe yüzde 15-25, doğalgaza yüzde 30-40 zam geldi. Her şeyde fiyat artışının tetikleyicisi olan bu zamlar, aslında elektrik ve doğalgaza önümüzdeki bir iki ay içinde yapılacak zamların fragmanı durumunda. Öne çekilip bu kadar düşük tutulup bu ay yapılmasının başka anlamı var.
Önce büyüme rakamları…
2021 yılını TÜİK verileriyle yüzde 11 büyüme ile kapatan Türkiye, 2022 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7,3 oranında büyüdü. Büyüme olduğuna göre bir katma değer oluşmuş demektir. Bu katma değerin de bir kesimi mutlaka rahatlatması gerekir.
Kimi rahatlattığını anlamak için Kur Korumalı Mevduata (KKM) ödenen faizlere bakmak yeterli. Bu sistemle sıradan halktan toplanan vergilerle para sahiplerine servet transferi yapılıyor. KKM’ye baktığınızda kime refah sağladığını görebilirsiniz.
İlk çeyrekteki yüzde 7,3’lük büyümeye dönersek… Büyümenin lokomotifliğini iç tüketim oluşturuyor. Enflasyondan kendini korumaya çalışan insanlar, tüketeceği ve ihtiyaç duyacağı mallara parasını harcıyor. Kendince bir tür “yatırım” yapıyor.
TÜİK’in verilerinin sağlıklı/sağlıksız tartışmalarını bir kenara bırakalım ve büyüme bu ölçüde sağlandı diyelim.
Yatırım nerede? Yok.
Bütün büyüme tüketim ve ihracat üzerine oturmuş durumda. İhracattaki verimlilik de yıllardır tartışılıyor.
3 Haziran’da açıklanacak enflasyonun yüzde 70’lerin hayli üzerine çıkacağı sıradan bir beklenti. Yılın ikinci yarısında yüzde 90’ı bulacağı endişesiyle insanlar, satın almasını öne çekiyor.
Enflasyonun düşmesi için ekonomi yönetimi, yıl sonunda yaşanması öngörülen “baz etkisinden” giderek daha az söz eder hale gelmek zorunda. Büyümenin lokomotifliğini yapan “öne çekilmiş satın almanın” devam ettirilebilme imkanı yok.
Görevi enflasyonla mücadele etmek ve TL’nin değerini korumak olan TC Merkez Bankası, umudunu küresel barışın sağlanmasına bağlamış durumda.
Kısa vadede barış gelmezse;
⭐ daha hızlı yükselen enflasyon,
⭐ artan dış borçlanma maliyeti,
⭐ katlanarak devam eden cari açık,
⭐ daha hızlı tırmanan risk primi (CDS),
⭐ ve tüketicinin alım nefesinin kesilmesiyle yavaşlayan büyüme ortaya çıkacak demektir.
Nisan ayında dış ticaret açığı yıllık bazda yüzde 98,5 yükseliş kaydetti. Ocak-Nisan ayları olarak hesaplandığındaki artış oranı çok daha yüksek: Yüzde 130.
Kuzey denizinden çıkarılan brent petrolün;
👉 4 Ocaktaki varil fiyatı 79 dolar,
👉 1 Nisandaki fiyatı 104 dolar ve
👉 bugünkü fiyatı 120 dolar.
Bilindiği gibi Brent petrol, dünya petrol fiyatlarının belirlenmesinde öncü konumunda. Bu dolar bazlı yükseliş. Bir de TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesiyle oluşan fark olduğunu unutmamak gerekiyor.
Bu iki önlenemez yükselişi hesaba katarsanız önümüzdeki günlerde bizi bekleyen tablonun ne olacağına ilişkin tabloyu size bırakıyorum.
YAPILAN DOĞALGAZ VE ELEKTRİK FİYATLARININ ANLAMI
31 Mayıs itibariyle elektrik ve doğalgaz fiyatları farklı oranlarda artırıldı.
Konutlarda kullanılan elektrik tarifesi yüzde 15, sanayi ve ticarethanelerde kullanılan elektrik fiyatlarıysa yüzde 25 oranında artırıldı.
Doğalgazdaki fiyatlarsa konutlarda yüzde 30, sanayideki tüketim için yüzde 10,22 yükseltildi. Elektrik üretiminde kullanılan doğalgaz fiyatlarına da yüzde 16,51 zam yapıldı.
1000 m³ için;
Konut: 2.511’den 3.264 TL’ye +yüzde 30
Sanayi: 9.450’den 10.416 TL’ye +yüzde 10
Elektrik üretimi (Doğalgaz Çevirim Santrali): 10.750’den 12.500 TL’ye +yüzde 16
Mazot ve benzine yapılan “mini” zamla litre fiyatları takip etmek bile güçleşti.
TPAO’nun iki yıl önce Karadeniz’de zengin doğalgaz rezervleri bulduğu açıklanmıştı. İktidar yandaşları, bulanları alkışlamayanı neredeyse linç edeceklerdi.
Meğer biz Karadeniz’de doğalgaz değil, zam kaynağı bulmuşuz.
Bunlar işin başka tarafı.
Beştepe iktidarı, Temmuz ayında memur ve emeklilere verilecek zam hesaplamasında artışların ortaya fazla çıkmaması için Haziran başındaki zamları düşük tuttu.
Siz memur ve emekliye verilen zam düşük olarak belirlendikten sonra asıl zamları o zaman görün.
Yılbaşında yapılan zamlarla yarışan, belki o zamları bile aratan fiyat artışlarını gördüğünüzde şaşıracak haliniz kalmadı sanırım.
Bugüne kadar yaşadığımız enflasyonda küresel fiyat hareketlerinin payı üçte bir kadardı. Şimdi Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan gerginliğin yansımalarını yaşamaya başlıyoruz.
Dünya bir yaşayacak biz iki. Hem emtia fiyatlarının yükselmesinden kaynaklanan zamları, hem de TL’nin dolar karşısındaki erimesinin fiyat artışlarını göreceğiz.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***