HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Dün kavga ettiğimiz ülkelerle birer birer barışıyoruz. Barışma isteğinin hangi taraftan geldiği konusunda zihinler karışıkken, AK Parti Meclis Grup Başkanvekili Cahit Özkan örneği bize çok şey öğretti. Şimdi İsrail ile kucaklaşılıyoruz. İsrail ile kurulan ilişkilerde “diz çökme” durumunu gündeme getirecek iktidar cenahından bir yiğit çıkar mı dersiniz?
Türkiye İsrail ilişkileri yeniden ısıtıldı. Hem de en üst düzeyde. Gelinen noktaya bakarsanız ne geride “One minute” kalmış, ne Mavi Marmara baskını…
Her seçim dönemi öncesinde bir kriz çıkararak seçmeni konsolide eden AK Parti lideri, 2011 seçimleri öncesinde, önce 2009’da Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e canlı yayında, “One minute” çekip susturmuştu.
Erdoğan’ın bu çıkışı, İsrail devlet başkanına haddini bildirmek olarak algılandı. İsrail’e karşı ezik profil taşıyan İslam toplumları bu çıkıştan mest oldu.
Oysa gözden kaçırılan bir şey vardı. Erdoğan canlı yayındaki bu tavrıyla ilgili yarım saat sonra yaptığı açıklamada, sözlerinin muhatabının Peres olmadığını söyledi.
Erdoğan’ın birinci çıkışı kamuoyu, ikinci sözleriyse uluslararası kayıtlara geçirilmesi içindi.
Nitekim, Erdoğan aynı iki farklı tavrı bu olaydan 16 ay sonra bir kez daha sergileyecekti. İsrail’in “Yardım böyle meydan okunarak getirilmez. Gelirseniz vururum” tehditlerine rağmen yüzlerce insanı, İHH öncülüğünde Filistin’e gönderdi.
31 Mayıs 2010’da İsrail donanmasına bağlı savaş gemileri, içinde 800 kişi bulunan MV Mavi Marmara gemisine saldırdı. 10 yolcu baskında öldürüldü.
Bu olayda da iki farklı Erdoğan gördük. Önce Mavi Marmara’yı organize eden İHH’yı yere göğe sığdıramadı. Dahası “Gemiye gitmesi için izini biz verdik” dedi. Bir süre sonra İsrail ile ilişkileri düzeltme girişimlerinin olduğu 2016’daysa, “Benden mi izin aldınız” diye çıkıştı.
İSRAİL’LE İLİŞKİLERİ DÜZELTME GİRİŞİMLERİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, faiz inadı yüzünden ülkeyi bir batağa soktuktan sonra çıkış arayışlarında kapısı çalınan ülkelerden birisi de İsrail oldu. Aslında Türkiye’nin İsrail’e karşı tavrı, kamuoyu önünde kendi tabanına yönelik koyduğu tavırların aynısıydı.
İki ülke arasındaki esas konu ticari ilişkilerdi. Bu konuda Ankara da Tel Aviv de kararlı tavrını sürdürdü. Erdoğan’ın oğluna ait gemiler, bu dönemde en çok ciroyu İsrail’e yaptığı taşımacılıktan kazandı.
Türkiye ile İsrail, ilişkilerin düzelmeye başladığı 2022 yılı başında iki taraflı olarak en çok ticaret yaptıkları ilk 10 ülke listesinde yer aldı. Türkiye İsrail’e yaptığı ihracatı geçen yıl yüzde 35 artırarak 6,4 milyar dolara çıkardı. Aynı dönemde İsrail de Türkiye’ye 2 milyar dolarlık mal sattı.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi ve İsrail’den Türkiye’ye gelecek turist sayısına ilişkin bu yıl beklentiler hayli yüksek.
İSRAİL CUMHURBAŞKANI, ERDOĞAN’A EZAN HASSASİYETİNİ UNUTTURDU
Yapılan ön temasların ardından 14 yıl sonra Isaac Herzog, Türkiye’ye gelen ilk İsrail Cumhurbaşkanı oldu. İsrail’den yapılan bu ziyaret, Ankara’yı o kadar mutlu olmuştu ki, Erdoğan’a ezan hassasiyetini bile unuttu.
Beştepe Sarayında, “Siyon topraklarında ve Kudüs’te” diyen İsrail Milli Marşı Hatikvah’ın sesi ezanı bastırdı.
İsrail doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması düşüncesi, Ankara’nın başını döndürdü. Pahalı ve riskli Rus doğalgazına alternatif olması beklenen bu doğalgaz hattına, Washington yönetimi de “hayati önem” atfediyor.
Bu konuları görüşmek üzere Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, beraberinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile birlikte İsrail’e gitti. Önce muhafazakar seçmene selam çakılmak amacıyla Filistin tarafında görüşmeler yapıldı. Filistin’e daha fazla ekonomik destek sözü verildi.
İsrail ile kamuoyu önünde gergin geçen 15 yıldan sonra Tel Aviv’e giden ilk Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu oldu. Çavuşoğlu’nun İsrailli mevkidaşı Yair Lapid görüşmesi, beklendiği sıcaklıkta geçti.
Bakan Çavuşoğlu, geliştirilmeye uygun ticari ilişkileri anlattı ve İsrail-Filistin arasında yapıcı rol oynamaya hazır olduklarını söyledi.
Lapid, Türkiye’nin İsrail’i tanıyan ilk İslam ülkesi olduğunun altını çizdi. Amaçlarının karşılıklı avantajları kullanmak olduğunu söyledi. İsraillilerin Türkiye’yi çok sevdiğini belirten Lapid, Tevrat’tan alıntılar yaptı.
İslam ve Yahudilerin ortak peygamberi İbrahim’e, Harran’dan çıkıp, “Ülkenizden ailenizden ve atalarınızın evinden ayrılıp size gösterdiğimiz topraklara gidin” denildiğini hatırlatan Lapid, bundan dolayı her İsraillinin Türk pasaportu hakkı olduğunu söyledi.
15 yıl sonra İsrail’e ilk ziyaret.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, mevkidaşı Lapid ile görüştü. pic.twitter.com/rie87Pypgo
— FOX HABER (@FOXhaber) May 25, 2022
Lapid, ilginç bir kişilik. Koalisyon hükümetinde 2023 yılında, Yesh Atid Partisi Genel Başkanı olarak Başbakanlık görevini üstlenecek. Lapid’in pek çok şapkası bulunuyor. Aktör, televizyon sunucusu, haber spikeri, gazeteci, yazar…
Çavuşoğlu’nun daveti üzerine Lapid, esprili bir şekilde, “Döner kebap varsa gelirim” diyerek daveti kabul ettiğini bildirdi.
Görüldüğü gibi Birleşik Arap Emirliklerine (BAE) nasıl diz çöktürdüysek İsrail’e de diz çöktürmüşe benziyoruz.
Şimdi akıllara takılan bir soru var. AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, BAE’ye Türkiye’nin diz çöktürdüğünü söylemiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Aman BAE emiri bunu duymasın” diye Cahit Özkan’ı görevden almıştı.
Acaba, İsrail’in sergilediği bu tavrı gördükten sonra Milli Görüş kökenli ve eski Saadet Partisi Genel Başkanı olan Numan Kurtulmuş da çıkıp, “Türkiye İsrail’e diz çöktürdü” sözünü ne zaman söyleyecek diye merakla bekliyoruz.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***