Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Asya’da görülen maymun çiçeği virüsünün tespit edildiği ülke sayısı 18’e çıktı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, şu anda Türkiye’de maymun çiçeği vakasının olma olasılığının çok yüksek olmadığını belirtmekle birlikte “Ancak bu Türkiye’ye gelemeyecek anlamına gelmez. Özellikle insan teması vakalar gelebilir. Bunun için mutlaka ülkeye giriş çıkışlarda iyi tedbirler almalıyız” uyarısında bulundu. Ceyhan, ülkelerin çiçek aşısına ilişkin geçmişte verdikleri sözleri tutmadığına dair bilgiler de vererek “Herkes ne olur ne olmaz diye virüsü saklamış” dedi.
DHA’nın haberine göre Prof. Dr. Ceyhan, yeni, duyulmayan ya da çok az görülen hastalıkların birdenbire görülebileceğini belirtti. “Bunun birincil nedeni, pandemi sırasında kendimizi iyi korumamız, hastalıklardan uzak durmamız, o nedenle de bu tip hastalıklara karşı bağışıklığımızın tam gelişmemesi, sonra da birdenbire bütün tedbirleri kaldırmamız” diyen Prof. Dr. Ceyhan, “Böyle olunca da bağışıklığı yetersiz olan, birdenbire temasa son derece açık toplum haline geldik. Maymun çiçeği hastalığı da aslında insanda çiçek yapan, sonra ortadan kaldırılan ama milyonları öldüren, kör bırakan virüsün akraba virüslerinden bir tanesi” diye ekledi.
‘MUHTEMELEN DÜNYANIN BAŞKA YERLERİNDE DE BU HASTALIK VAR’
“İzole edildiği hayvanın adı ile anılan, ‘sığır çiçeği’, ‘maymun çiçeği’, ‘domuz çiçeği’ diye adlandırdığımız değişik akrabaları var” diyen Ceyhan, şöyle devam etti: “Bu maymun çiçeği virüsü de maymunlarda yoğun olarak hastalık yapmış ama sonra kemirgenler dahil birçok başka hayvandan da bulaştığı gösterilmiş. Genelde endemik salgın şeklinde değil tek tek vakalar şeklinde görülen hastalık oluşturdu. Pandeminin ardından ABD ve Avrupa’ya sıçradı. Onlar vakalarını sıkı takip ettikleri için rapor ettiler. Muhtemelen dünyanın başka yerlerinde de hastalık var.”
‘SÖZLER TUTULMAMIŞ, HER ÜLKE ÇİÇEK AŞISINI SAKLAMIŞ’
Prof. Dr. Ceyhan, maymun çiçeği için özel aşı olmadığını ancak diğer akrabaları olan virüsler için geliştirilmiş aşıların yaklaşık yüzde 85 koruyucu olduğunu vurgulayarak, “Bunların içinde tabii en yaygın kullanılanı insan çiçek virüsü aşısı, sığır çiçek virüsü aşısı. Normalde insanların elinde çiçek aşısı olmaması gerekir; çünkü çiçek hastalığı ortadan kaldırıldıktan sonra 1972’deki son görülen vakadan sonra bütün dünya, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) liderliğinde ülke liderleri bir araya geldi, kararlar imzalandı. Bunların yok edileceğine dair bütün ülkeler söz verdi. WHO, laboratuvarları denetledi; çiçek aşısı, çiçek virüsü olmadığına dair denetimler yapıldı. İlk defa bunun doğru olmadığını 1990’da Körfez krizinde gördük. Bütün dünyada bir laf çıktı ‘Saddam’ın elinde biyolojik silah olarak hazırlanmış çiçek virüsü’ olduğuna dair. Bu korkunç bir şey; bir hastalığı ortadan kaldırmış, sonra önlemleri ortadan kaldırmışsınız. O vahşi virüsü ortama salarsanız çok sayıda insan ölür. Bunun üzerine bakıldı ki ABD aşı hazırladı, Batı Avrupa ülkeleri hemen çiçek aşısı üretmeye başladı. Öğrendik ki sözler tutulmamış. Her ülke aşısını saklamış” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’DE DE 1 AŞI SAKLANMIŞTI AMA ÖLMÜŞ’
Prof. Dr. Ceyhan, o yıllarda Türkiye’de kendisinin de içinde olduğu bir komisyon kurulduğunu kaydederek şu bilgileri verdi:
“Biz gerekli tedbirleri aldık. O arada da o zamanın adıyla Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’nde bir çiçek aşısının çok az miktarda saklandığını söylediler sonra onu çoğaltmaya kalktık, çoğalmadı; çünkü canlı değildi virüs. Bizim elimizde yoktu yani. Dünyanın bazı ülkelerinde bu virüsün yasak olmasına rağmen saklandığını o dönem öğrendik. Şu anda ABD ve Batı ülkelerinin birkaç tanesi bu aşıyı geliştirip çoğaltabilme imkanına sahip ama şimdilik daha çok sığır çiçeği virüsü kullanılıyor. Daha fazla yayılım gösterilirse insan çiçek virüsü de geliştirip aşı halinde uygulanabilecek durumda.
Herkes ne olur ne olmaz diye saklamış virüsü. Şu anda bizim elimizde canlı çiçek virüsü yok, dolayısıyla aşı geliştirecek bir virüs yok elimizde ve başka bir ülke de size vermiyor aşıyı. Böyle bir tehlike durumunda önce kendisini aşılıyor. Gerekirse belli gruplara herkese değil pandemide olduğu gibi herkesin aşılanması durumu söz konusu olmaz.”
‘TURİZM SEZONU BAŞLADIĞI İÇİN YAYILABİLİR’
“Özellikle hayvan temaslılarına, risk atında bulunan hayvanat bahçesi çalışanları, yurt dışında bu işin yaygın olduğu bölgelere gidip gelenlere uygulanması lazım ama hemen bir protokol oluşturulup, turizm sezonu başladığı için eğer o yolla girerse bizde de yayılabilir, buna yönelik önlemler de alınması lazım.”
‘TÜRKİYE’YE GİRİŞ ÇIKIŞLARDA ÖNLEM ALINMALI’
Prof. Dr. Ceyhan, şu anda Türkiye’de vaka olma olasılığının çok yüksek olmadığını belirterek, “Ama bu Türkiye’ye gelemeyecek anlamına gelmez özellikle insan teması vakalar gelebilir. Bunun için mutlaka ülkeye giriş çıkışlarda iyi tedbirler almalıyız. Vahşi hayvanlardan uzak durmak birincil tedbir. Maymun beslemek, kemirgenler beslemek, bunlar riskli. Bir de bu hayvanların doğal yaşam alanlarına yerleşim merkezi kurmak sağlık açısından çok akla yatkın değil. Onlardan insana bulaşacak yüzlerce virüs var” diye konuştu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***