YORUM | M. NEDİM HAZAR
Hemen başlığa bir ekleme yapmam lazım: “Bir perişan zihniyetin evrak-ı metrukesi ya da DEVA Partisi’nin KHK politikası!”
Siyasal İslam’a kıyısından ucundan bulaşmış bile olsa, o zihniyetin asla iflah olmayacağını ve haddizatında mevcut iktidardan çok farklarının olmadığına dair bir önyargım var maalesef.
Ve sağolsun yaptıkları her açıklama, içinde oldukları her durum bu fikrimi pekiştiriyor.
Ali Babacan’ın büyük bir maharetmiş gibi açıkladı KHK stratejisi de bunu pekiştirdi maalesef.
En sonda söyleyeceğimi en başta ifade edeyim. Bu açıklamalardan anlıyoruz ki, Ali Babacan ve partisinin Erdoğan ve partisinden milim farkı yoktur!
Şimdi ayrıntılara bakabiliriz.
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), 15 Temmuz darbe girişimi sonrası olağanüstü hal (OHAL) sürecinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin (KHK) doğurduğu mağduriyetleri gidermeyi hedefleyen eylem planını açıkladı.
Parti Genel Başkanı Ali Babacan ve partinin Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu’nun bir basın toplantısında duyurdukları ve iktidara geldikleri ilk 90 içinde hayata geçireceklerini ifade ettikleri 18 maddelik eylem planı üç ana başlıkta toplamışlar.
Önce bunlara bakalım, sonra söyleyecek birkaç çift sözümüz var elbette.
Açıklamaya şöyle güçlü bir iddia ile başladı Babacan: Haksız yere ihraç edilen kamu görevlileri yeniden görevlerine iade olacak!
Oysa açıklamaya baktığımızda bunun büyük bir kandırmacadan ibaret olduğunu anlayabiliyoruz.
Sanırım Babacan da Erdoğan gibi bu milleti haddinden fazla saf zannediyor.
Keza Yeneroğlu da şöyle demiş:
“Deva Partisi olarak iktidara geldiğimizde OHAL KHK’larına ekli listelerle, OHAL KHK’larının verdiği yetkiye dayanılarak veya 375 sayılı KHK’nın geçici 35. maddesince ihraç edilenler hakkında kanuni bir düzenleme yapacağız.”
Peki nedir bu “düzenleme”?
Bakalım…
“Bu kişilerden hakkında soruşturma veya kovuşturma olmayanlar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair yahut beraat kararı verilmiş kişiler başvuruları üzerine kamu görevine doğrudan iade edilecek.”
Nasıl, yakışıklı ifadeler değil mi?
Oysa turpu heybede saklamışlar… Devam ediyor çünkü:
“Eski kadrolarına atanmaları fiilen ya da hukuken imkansız olanlarla kamu düzeni ve milli güvenliğe ilişkin doğrudan görev ifa eden kurumlar bünyesinde görev yapmış kişilerin mükteseplerine uygun kadro ve dereceleri ile mali özlük haklarını koruyacak şekilde ilgili idarenin uygun göreceği bir göreve başlaması sağlanacak.”
Yani şunu söylüyor eski siyasal İslamcı ve Tayyip Erdoğan’ın vebal ortağı Babacan:
“AKP’nin dünyanın en adil olmayan yargısının bile beraat kararı verdiği kişiler eğer güvenlik ya da kamu düzeni alanında memur idiyseler, onları o göreve atamayacak, haklarında başka bir göreve başlatma kararı vereceğiz!”
Örnekleyelim..
Mesela bir polis memurusunuz ve şerefsizin teki sizi jurnalledi, hakkınızda iftiralarla dolu mesnetsiz bir iddianame hazırlandı.
O kadar ki Perinçekçi ve siyasal İslamcı siyasetin uşağı olmuş yargı bile sizi suçlu bulamadı. Berat ettiniz ama yine de sizi görevinize geri almıyorlar.
Babacan ve partisi iktidara gelirse AKP yargısının bu kararına güvenecek ama sizi polis olarak değil, mesela toprak reformunda memur olarak işe almayı teklif edecek!
Nasıl, tam siyasal İslamcı adaleti değil mi?
Size açıklıkla şunu söyleyeyim, sözde hak ve adalet adına tafra satarak ilan ettikleri bu plan despot ve Tek Parti diyerek aşağıladıkları CHP’nin KHK politikasından bile fersah fersah geridedir.
Daha fenası var çünkü…
Devam ediyor babacan ve partisinin hak ve özgürlükleri birer lütuf olarak gören ekibi:
“İdarenin bu kararlarına karşı yargı yolu da açık tutulacak. Belirli şartlarda erken emeklilik tesis edilebilmesi de mümkün kılınacak…”
Bak bak bak…
Lütfa bak.
Hani sen masumsun ama bizde öyle bir hissiyat var, senin haklarını sana vermeyelim de emekli edelim!
Nasıl zihniyet ama!
En komiğime giden kısmı ise şurasıydı yalan yok:
“Darbe teşebbüsüyle hiçbir ilişkisi bulunmayan örgütün niteliğini bilmeyen silahlı terör örgütüne üye olma kastı olmadığı halde silahlı örgüt üyeliği ve silahlı terör örgütüne yardım etme suçları nedeniyle hukuka aykırı şekilde haklarında mahkumiyet kararı ve ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş kişilerin yeniden yargılanması sağlanarak haksızlıklar sonlandırılacak!”
Başta Babacan ve Yeneroğlu da çok iyi biliyor ki, Erdoğan ve Saray, kendileri gibi düşünmeyen herkesi darbeci olarak görmekte ve rahatlıkla suçlamaktadır.
Gofret reklamından darbe organizasyonu çıkaran bir zihniyete böyle bir madde ile cevap vermeye kalkışmak mukavvadan kılıçla adalet muamelesi yapmak kadar komiktir.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:
Eğer Erdoğan Babacan ve partisini kendi iktidarı için tehlikeli görmüş olsa, o andan itibaren ne Babacan ne sülalesi kalır. Yedi ceddini terörist diye tutuklatır.
Kermesçi teyzelerin binlercesine hain ve darbeci diye hapse attıran zihniyet potansiyel rakip olan Babacan’a mı acıyacak?
Geçiniz…
Bir tür komedi dizisi tadında geçen toplantıda sunumu yapan Mustafa Yeneroğlu, konuşmasının sonunda Türkiye’de ‘cadı avı’na son verileceğini vurguladı. Genel Başkan Ali Babacan da “Bizim ilk sözümüz de son sözümüz de daima adalet olacak. Türkiye’yi insan haklarının ülkesi yapacağız” demiş.
Sanırım kendileri bile gülüşmüştürler bu tür iddialı laflara.
Ben Babacan ve partisinin bu zihniyetini gördükten sonra şundan emin oldum:
Siyasal İslam’a ucundan bile bulaşmış olsa, hiç ama hiçbir bireye bu ülkenin idaresini asla teslim etmemek lazım.
Bunlar muhalefetti olan Tayyip Erdoğan’ın söylemlerinin aynısı bile değil, çok daha gerilerde.
Bir zihniyetin perişaniyetinin ilanı adeta!
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***