Merkez Bankası’nın faiz politikası enflasyonu resmi rakamlara göre dahi yüzde 70’e getirirken, bankaların ihtiyaç ve ticari kredilere uyguladığı faizi de yaklaşık olarak 3’e katladı. Hayat pahalılığı ve yoksulluk arttı, doların 20 lirayı bulmasının önüne geçmek için getirilen kur korumalı mevduatın Hazine’ye ilk 3 aylık maliyeti 14 milyar lirayı buldu. Yıl sonunda Hazine’nin kasasından çıkacak paranın ise 500 milyar lirayı geçeceği hesaplanıyor.
İktisatçı Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası’nın faiz politikasını eleştirdiği Faiz, Kur ve Fiyat Dengesi başlıklı yazısında, piyasa dengesini sağlamak için ne yapılması gerektiğini anlattı:
“Dolarizasyon etkisindeki bir ekonomide piyasalarda dengeyi sağlayan üç unsur vardır: Mal piyasaları için fiyat, para ve sermaye piyasaları için faiz ve döviz piyasası için kur. Bu üçlü bir tahterevalli üzerinde gibi düşünülebilir. İdeal denge halinde faiz bir uçta, fiyat bir uçta ve kur da tam ortadadır. Bu durumda tahterevalli dengededir.
Piyasalar bu durumda dengedeyken merkez bankasının faizi indirmeye karar verdiğini düşünelim. Bu durumda tahterevallide faizin bulunduğu kısım aşağı inecek, kur, fiyatın yerini alacak, fiyat da yukarı gidecek ve para hem iç hem de dış değerini kaybedecektir (enflasyon ve dış değer kaybı.)
Enflasyonun sıkıcı etkilerinden kurtulmak için bu kez faiz artırmaya karar verildiğini ve merkez bankası faizi aracılığıyla piyasa faizlerinin artırıldığını varsayalım. Bu durumda kur yine fiyatın yerini alacak fiyat da onunla birlikte aşağı gidecektir.
Bu operasyon yalnızca kısa vade için geçerlidir, süre kazandırır. Bunun ardından ülke riskini artıran ve çözülmesi ülkeye zarar vermeyecek olan risklerin azaltılmasına girişilirse denge yeniden şu şekle dönüşecektir:
Durumun en basit şekilde özeti budur.”
‘BÜTÜN ŞİRKETLER ELLERİNDE KALIR’
Eğilmez, bir okurun “Faiz, kur ve doları dengede tutmak için ne yapılması lazım?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: Faizi düşürmeyip artırmak lazımdı. Bu fırsat kaçtı. Şimdi faizi enflasyon düzeyine çekseler yüzde 70 yapmaları lazım ki bu durumda bütün şirketler ellerinde kalır. Yapılacak tek şey var. Hemen yapısal reformlara başlamak” yanıtını verdi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***