Binlerce emniyet mensubunu fişleyen ‘Garson’ kod adlı iftiracının teslim ettiği dijital materyallerde, davacının isminin yer almasının ‘irtibat ve iltisak’ açısından yeterli olmadığına dair kararlara bir yenisi daha eklendi.
Avukat Mustafa Özkan’ın paylaştığı son karara göre İdare Mahkemesi, ‘Garson’ kod adlı gizli tanık tarafından teslim edilen dijital materyallerde davacının isminin yer almasının irtibat ve iltisak açısından yeterli olmadığını belirtiyor. Özkan, “25 Mart 2022 tarihli kararda, kişi hakkında adli soruşturma devam ederken göreve iade kararı verilmiştir.” diyor.
Hizmet Hareketi’ne yönelik soruşturma ve davalar kapsamında bugüne kadar binlerce insan sadece ‘gizli tanık’ ifadelerine dayanılarak mahkum edildi. Ankesör soruşturmasında ‘gizli tanık’ beyanlarıyla yüzlerce insan işinden, özgürlüğünden oldu. Yetmedi mahkumiyet kararlarında gizli tanıkların ifadeleri dayanak yapıldı.
Aynı şekilde ‘Garson’ kod adlı ‘gizli tanık’ beyanları ve dijital fişleme listeleri üzerine Emniyet’te binlerce insan gözaltına alındı, tutuklandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, geçtiğimiz yıllarda ifadeleri çelişkilerle dolu ‘Garson’ isimli iftiracının iddialarını dayanak göstererek tek seferde 731 kişi hakkındaki ‘copy-paste’ iddianame bile hazırladı.
Gizli tanıkların nerede, ne zaman ve nasıl verdiği belli olmayan beyanlarıyla insanlar mahkum edildi. Bazı mahkemeler, ‘gizli tanıkları’ dinleme gereği bile duymayarak hükmünü açıkladı ve söz konusu kararlar Yargıtay tarafından onandı.
Konya Barosu avukatlarından Mustafa Özkan, ‘Garson’ kod adlı iftiracının beyanları ve sözde dijital delilleriyle ilgili önemli bir kararı sosyal medya hesabından paylaştı. Karara göre İdare Mahkemesi, ‘Garson’ kod adlı gizli tanık tarafından teslim edilen dijital materyallerde davacının isminin yer almasının irtibat ve iltisak açısından yeterli olmadığını belirtiyor.
YAPILAN İŞLEM HUKUKA AYKIRI
Kararda, davacı hakkında ‘Garson’ kod adlı iftiracının hazırladığı Micro SD kartta isminin yer alması dışında başkaca delil elde edilemediği vurgulanıyor. Davacının ‘örgütle irtibat ve iltisakını gösteren hiç bir delil bulunamadığı’ kaydediliyor. “Hakkında düzenlenmiş bir iddianame veya devam eden bir kovuşturma da bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.” deniliyor.
Ardından da hatalı işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine hükmediliyor. ‘Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline’ karar veriliyor.
İFTİRACI ‘GARSON’ HAKKINDA DAHA ÖNCE DE BENZER KARARLAR VERİLDİ
Ankara 27. İdare Mahkemesi de 22 Ocak 2022 tarihli kararında ‘Garson’ kod adlı gizli tanık tarafından teslim edilen listede ismin yer alması ile olumsuz kurum kanaatinin irtibat ve iltisak açısından yeterli olmadığını belirtmişti. 27. İdare Mahkemesi de ‘yapılan işlemin iptaline hükmetmişti.
Geçtiğimiz yıl da Ankara 25. İdare Mahkemesi benzer bir karara imza atmıştı. Kararda, ‘Garson’ kod adlı gizli tanığın sunduğu SD kartta davacının bilgilerinin yer almasının, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak veya irtibatını ortaya koyacak derecede somut bir delil olarak esas alınamayacağı’ belirtilmişti.
Mardin 2. İdare Mahkemesi de yine ‘Garson’ kod adlı iftiracının dijital fişleme belgeleriyle ilgili benzer bir karar almıştı. Mahkeme, 2007-2012 yıllarında sohbetlere katılmaya dair tanık beyanları, ‘Garson’ kod adlı gizli tanık fişlemesi ve Bank Asya’da hesabın olmasının irtibat ve iltisak açısından yeterli olmadığını açık ve net bir şekilde hükme bağlamıştı.
Kararda ayrıca, 2014 öncesi eylemlerin aleyhe değerlendirilmesinin mümkün olmadığı da ifade edilmişti.
HUKUKTA ‘İRTİBAT VE İLTİSAK’ DİYE BİR KAVRAM YOKTUR!
İdare Mahkemelerinin ‘Garson’ kod adlı gizli tanıkla ilgili kararı önemli ancak ondan daha önemlisi hukuk literatüründe ‘irtibat ve iltisak’ kavramlarının aslında hiç olmaması gerektiği.
Ceza hukuku profesörü İzzet Özgenç, on binlerce insanın gözaltına alınmasına, tutuklanmasına ve hüküm giymesine gerekçe yapılan ‘irtibat ve iltisak’ kavramlarıyla ilgili geçtiğimiz ocak ayında önemli bir açıklamada bulunmuştu. Özgenç, “Bu iki kavramın, belirlilik ilkesiyle bağdaşmadığını, bu iki kavrama izafeten kişilerin herhangi bir hak yoksunluğuna maruz bırakılamayacağını ve özellikle nevzuhur ‘iltisak’ diye hukuk literatürümüzde bir kavram bulunmadığını belirtmek isterim.” ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***