AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) partisinin grup toplantısında yurtdışında yaşayanların tasarruflarını Türkiye’de değerlendirmelerini sağlamak amacıyla uygulamaya başlanan ‘YUVAM’ hesabına yönelik tartışma yaratan açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, “Bugün yeni bir uygulamayı duyurmak istiyorum. YUVAM adını verdiğimiz tasarruf hesapları bir finansal araçtır. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın, mavi kart sahiplerinin ve banlalarımızda hesap açtırma şartlarına sahip yabancı ülke vatandaşlarının yararlanabileceği bu hesap döviz cinsinden yüzde 4 getiri garantisi veriyor” dedi.
“BÜTÜN TARİHİMİZDEKİ EN FAİZCİ İKTİDAR”
Erdoğan’ın faize yönelik mücade iddiasıyla 2021 yılının Eylül ayından başlayan faiz indirimi kararlarının Dolar/TL kurunda ve enflasyonda artış ile sonuçlanması sonrasında gelen açıklamadaki “yüzde 4 getiri” ifadesi Karar yazarı Taha Akyol faiz olarak yorumladı.
AKP iktidarının “faizle mücadele” söylemlerini hatırlatan Taha Akyol, “Bütün tarihimizde “faiz”le en çok sözel mücadele veren bu iktidardır, rasyonel ekonomi yolu izlenmediği içindir ki, bütün tarihimizdeki en ‘faizci’ iktidar da bu iktidardır! 2022 bütçesine “244 milyar lira” faiz ödeneği koydu! 270 milyara çıkacağını söyleyenler var. Yeni “YUVAM hesabı” da faize dayanıyor: Yurt dışından döviz getirip Türk bankalarına yatıranlara yüzde 4 faiz verilecek! Dolar veya Avro ya da Pound üzerinden yüzde 4 gibi akıl almaz bir faiz!” ifadelerini kulalndı.
“BÜTÜN İKTİSAT TARİHİ DOPİNGLİ BÜYÜMELERİ İZLEYEN KRİZ DERSLERİYLE DOLUDUR”
AKP’nin ilk 10 yıllık iktidarının daha önce IMF ile gidilen işbirliğinin ardından Kemal Derviş’in politikalarının ekonomi yönetiminde etkili olmasıyla başarıya ulaştığını ileri süren Akyol, “AK Parti ilk on yılında, Kemal Derviş reformlarından devraldığı sağlam kurumsal yapı sayesinde ve buna AB politikalarını da ekleyerek ülkede sağlıklı bir büyüme sağladı. Fakat son on yılda yetkileri kendi elinde toplayıp iktisadi düşünce alanında da “benim tezim” diyerek ‘heterodoks’ politikalara yöneldi, kurumları “bizden”leştirdi, yanlışlar büyüdü.” diye yazdı.
Çözüm önerisini de sunan Akyol, “Bütün iktisat tarihi dopingli büyümeleri izleyen kriz dersleriyle doludur. Bunun içindir ki merkez bankaları bağımsızlaştırıldı, kurumlar güçlendirildi. En önemlisi modern iktisattaki yeni gelişmeler oldu. Türkiye için tek yol yüksek katma değerli ihracat sağlayacak bir sanayi hamlesidir. Bunun da yolu Özal imzalı 24 Ocak Kararları gibi, Derviş imzalı 14 Nisan 2001 Kararları gibi esaslı bir yapısal reformdur.” değerlendirmesinde bulundu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***