Bilgehan Uçak
Olmayan şeyleri konuşmak zor ama eğer bu olmayan şey hukuk ise konuşmak mecburiyetindesiniz. En nihayetinde bir yeri yaşanabilir kılan şey hukuk sisteminden başkası değil çünkü. Her şey dönüp dolaşıp hukukun üstünlüğünde, adaletin ne kadar hızlı ve hakkaniyetli sağlandığında bitiyor.
Son yıllarda, Türkiye’de hukuk hiç olmadığı kadar yıprandı. Artık iyice siyasetin bir altbaşlığı gibi görülmeye başlandı. Evet, belki İstiklal Mahkemeleri’nden bugüne hiçbir zaman doğru dürüst bir hukuk anlayışı olmadı bu ülkede ama böylesine rastlanmadığında hemen herkes hemfikir.
Son kertede hukuk da insanların ürettiği bir ürün. Hizmet arzı.
Bunun “değerli” olabilmesi için de talebinin olması gerekiyor. Oysa, bu ülkede böyle bir hukuk talebi gelmiyor. Talep gelmeyince de nicelik çoğalsa da -her yerde hukuk fakülteleri, binlece avukat, hukukçu, devasa adalet sarayları…- nitelikte yerlerde sürünüyoruz. Evrensel hukuk standartlarında çok altında hukuk üretiyoruz.
Bunu da AİHM’in verdiği kararlar ortaya çıkarıyor.
Avukat Çiğdem Koç, bu topraklarda hukukun tesis edilememesini ahlak yoksunluğuna bağlıyor ve açıkçası iktidar değişse de düzen değişmeyeceği için hayli karamsar.
Türkiye, Çiğdem Koç’un adını netameli davaların avukatı olarak öğrendi. “Lyon kasabı” olarak anılan Klaus Barbie adlı Nazi’nin avukatı olan Jacques Verges’in “düşmanın hukukunu da savunmak” sözüne atıf yapan Koç, savunma hakkının kutsal olduğunu ve avukatların da müvekkillerine bu şekilde yaklaşması gerektiğini söylüyor.
Kendine muhalif diyen kanalların da aslında birçok olayda benzer tavır takındığını söyleyen Çiğdem Koç, kendisinin mesela müvekkili Mehmet Baransu’nun hakkını savunmak için asla ekrana çıkamadığını ifade etti.
Çiğdem Koç, cezaevindeki hasta tutuklulara da çok üzüldüğünü ifade ederken bu insanların bir an önce bu ortamdan çıkarılmaları gerektiğini, bunun da zaten bizim kanunlarımıza uyan bir karar olacağını hatırlattı.
Yüzde 90 engelli bir hastanın koğuşta sürünmesinin hiçbir insani tarafı olmadığını, bunun asla kabul edilemeyeceğini söyleyen Çiğdem Koç, alzheimer’a yakalanan Aysel Tuğluk’un da bu insanlardan biri olduğunu vurguladı.
Silivri’deki işkence iddialarına dair konuşan Çiğdem Koç, işkence dediğimizde bir insana değil insanlığa karşı işlenmiş suçlardan konuştuğumuzu hatırlattı ve “bu dünyada 8 milyar insanız, bir kişiye dahi işkence yapılsa bu hepimizin meselesidir” dedi.
İşkencenin, işkence yapanların, emri verenlerin cezalandırılmadığını, yapanların yanına kâr kaldığının altını çizen Çiğdem Koç, yarın sıranın hepimize gelebileceğini söyledi. İşkence olduğuna dair iddiaların sadece Silivri’den değil başka illerdeki hapisanelerden de geldiğini söylerken hiçbir şekilde taviz verilmemesi ve yapanların mutlaka cezalandırılması gerektiğini de ekledi.
https://www.youtube.com/watch?v=SHZCBZAi3j0&t=2s
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***