İki ülkedeki seçim sürecini yakından izlemeye çalışıyorum.
Türkiye’deki seçimlere daha bir yıldan fazla var ama herkes sabah akşam seçimleri konuşuyor, haklılar da çünkü bu seçimler sağlıklı bir biçimde yapılabilir ise milyonlarca insanın geleceğini doğrudan etkileyecek.
Fransa’da cumhurbaşkanlığı iki turlu seçimlerin birincisi iki gün önce yapıldı, ikinci tur 24 Nisan Pazar günü.
Bugün (Pazartesi) ilk turdan hemen sonra yapılan kamuoyu anketleri Macron’un oyların yüzde 52’sini, Le Pen’in de yüzde 48’ini alacağını söylüyorlar ama seçimlere daha 12 gün var, bu süreçte her şey yeniden şekillenebilir.
Bugünkü yazımda konum bu seçimlere ilişkin tahminlerimi falan sunmak değil ama önemsediğim bir gözlemimi aktarmak olacak.
Bu gözlemim sadece Türkiye ve Fransa ile de ilgili değil, başta ABD olmak üzere başka ülkeleri de kapsıyor.
Meşru siyaset ancak hukuk devleti temel ilkeleri çerçevesinde, siyasi rakiplerin üzerinde çok büyük oranda anlaştıkları bir hukuk temelinde yapılabilir.
Futbol maçları rakip takımların baştan mutlak anlamda, istisnasız kabul ettikleri FIFA kuralları ile oynanır; rakip takımlardan biri ofsayt kuralını diğerinden farklı yorumlarsa, kaleci dışında topla elle oynamanın yasak olduğunu kabul etmez ise sahada oynanan oyuna artık futbol demek mümkün değildir, bu durumda zaten hakem de maçı uzun süre sürdüremez, tatil eder.
Yakın geçmişin olumlu örnekleriyle başlayalım.
Ecevit-Demirel siyasi rekabeti de az sert değildi ama taraflardan biri seçimleri çerçeveleyen hukuk sistemi ile uyumsuz değildi, büyük ölçüde ortak kabul gören bir hukuk içinde yarışırlardı; Özal-SHP rekabeti de büyük ölçüde böyle idi.
Fransa’da da yakın geçmişte De Gaulle-Mitterand rekabetinde, Mitterand-Valery Giscard d’Estaing rekabetinde siyasete temel oluşturan hukuk, adayların temel tezlerinin evrensel hukuk ilkeleri ile ilişkileri hiç tartışmaya açılmıyordu.
ABD’de de Clinton-McCain, Obama-Romney yarışlarında da benzer bir ortam vardı, siyasi tartışmalar sertti ama kimse rakibini gayrimeşru olmakla suçlamıyordu çünkü zaten kimse meşruiyet çerçevesi, hukuk sınırları dışına çıkmıyordu.
Sonra bir şeyler oldu dünyada, ciddi bir analizi muhtemelen yapılacaktır bu durumun, nedenleri çok tartışılacaktır, siyasi yarış artık ortak kabul gören bir meşruiyet, ortak bir hukuk anlayışı temelinden büyük ölçüde saptı.
Önümüzdeki ilk seçim Fransa’da ve on iki gün sonra.
Mevcut Başkan Emmanuel Macron’un rakibi Marine Le Pen Fransa 5. Cumhuriyetin ortak kabullerinden, meşruiyet sınırlarından önemli ölçüde saparak siyaset yapıyor ve bu gerçek de siyasetin altındaki sağlam zemin olması gereken ortak hukuku ortadan kaldırıyor.
Fransa’da vatandaşlık hukukunun, AB üyeliğinin bu kadar tartışıldığı başka bir seçim ortamı hatırlamak zor, bu durumda altından hukuki ortak paydası alınmış bir siyaset çıkıyor karşımıza ve bu hukuki dayanağı azalan siyasetin meşruiyeti tartışmaya açılıyor.
Türkiye’de önümüzde sene yapılması düşünülen seçimler seçim kanunu yangından mal kaçırılır gibi değiştirilerek yapılacak, seçimlere az bir süre kalmış iken anahtar konumundaki bir partinin kapatılması konuşulabiliyor, seçim ortamının meşruiyetini sağlayacak silahların eşitliği ilkesi, mesela RTÜK üzerinden basın özgürlüğü, Diyanet üzerinden camilerin iktidar partisinin siyasi teşkilatlarına indirgenmesi, RTÜK ve Merkez Bankası üzerinden resmi verilerin kamuoyuna çarpıtılarak yansıtılması gibi faktörler üzerinden büyük yara almaktadır.
ABD’de son başkanlık seçimlerini, sonuçlara yapılan itirazları, 6 Ocak’taki Capitol baskınını, seçim sonuçlarının Yüksek Mahkemeye taşınmasını, ABD Yüksek Mahkemesi (Supreme Court) görevdeki hakimi Justice Thomas’nın eşinin Capitol baskınındaki ortaya saçılan rolünü bir düşünün.
Başka ülkelerden, mesela Macaristan, mesela Brezilya, sayısız benzer örnekler verilebilir.
Siyasetin altından hukuk çekilirse karşınızda bir kaos ve sonuçsuz kalmaya mahkum bir siyasi kavga çıkar.
Futbol siyaseti anlamak için çok iyi bir paralel örnektir, yazımın başında bahsettiğim komik gibi duran, rakip takımların maç kuralları üzerinde mutabakat sağlayamadan top oynadıkları takdirde ortaya çıkacak saçma manzara siyasette ve hukukta karşımıza çıkmaktadır.
Durum sıkıntılıdır.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***