YORUM | BÜLENT KORUCU
Yaşar Kemal’in Anadolu’da anlatılan bir halk hikayesini, zamanına uyarladığı güzel bir roman “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca”… Ülkelerini istila ve işgal eden, karıncaları köleleştiren Fil Sultan ve düzenin devamından nemalanıp onu kışkırtan Başdanışman Hüdhüd bir yanda; halkının özgürlüğü için yerine göre halkına rağmen direnen Bilge Karınca öbür yanda.
Bu hikaye dünya kurulduğunda beri milyarlarca kez tekrarlandı. Belki hala milyonlarca ‘Sultan Fil’ sömürdüğü esir karıncaları uyandırmasın diye milyonlarca ‘Kırmızı sakallı Topal Karınca’yı yok etmeye çalışıyor. İşyerinizde, mahallenizde, şehrinizde ve ülkenizde ne kadar çok sultanlık heveslisi fil var; farkında mısınız? Karşısına dikilecek Topal Karınca varsa endişeye mahal yok, ancak herkes Sultan’a hizmet ederek fil olacağına inandırılmışsa işiniz, işimiz zor…
Sömürü düzenleri hep aynı mantık ve sistem üzerine kurgulanıyor ve benzer metotları kullanıyor. Güç ve baskıyla sindirmek, en güçlü ve akıllı görünenleri öldürerek diğerlerini köleliği razı etmek ilk aşama. Geride kalanları demir yumrukla kafesin içinde tutarken, verimlerini artırabilmek ve sultan saraylarının daha büyük inşa edilmesini sağlamak için önlerine hedefler koymak.
En işe yarar aldatmaca, Sultan’a hizmet ederek herkesin bir gün fil olabileceğine ikna etmek. ‘Elbette herkes kendince fil oluyor’, kabı kadar doldurabiliyor. Karınca fil olabilenler, gece gündüz çalışarak yığdıkları sultan ambarlarından karınlarını doyuracak kadar yiyebiliyor; tıpkı filler gibi kıçlarını ağaçlara sürterek keyif alabiliyor. Sultan, yer yer aç bırakarak veya verdiği imtiyazları alarak patronun kim olduğunu gösteriyor.
En gözde kullar, ambarlardan biraz fazla yeme hakkı elde edebilenler işbirlikçiler oluyor her zaman. Sarıca karıncalar, bazen bir sendika, bazen bir muhalefet partisi ya da gazete olarak karşımıza çıkıyor. Tek tek birey olarak aramıza karışanları söylememe gerek var mı? Bunlar, ortama göre bozgunculuk üretme konusunda mahirdir. ‘Ayaklanalım, ne duruyoruz’ diye diklendiklerinde bile satır arasında teslimiyetin tek yol olduğu tezinin taşları döşenir. Bozgunculukta en başarılıları, sakallarını boyayıp kırmızı sakallılar arasına karışanlardır.
Kırmızı Sakallı Topal Karınca en büyük düşmandır zira büyüyü bozacak, kitleyi hipnozdan uyandıracak anahtar ondadır. Sakalı kırmızıya boyalı sarıcaların ilk görevi, Topal Karıncayı bulmak, onun sözünün tesirini yok etmek ve sonunda da kellesini sultana sunmak. İşbilmezlik ve korkaklıkla suçladıkları Bilge Karınca’nın sesi duyulmaz olunca, kırmızı karıncaları fillerin ezebileceği alanlara sürüklemek kolaylaşır.
Sarıcaların ifşa olmuş bozgunculuğu, etkilerini sınırlamaktadır. O yüzden yeni doğan karıncaları alıp karıncafil olarak yetiştirmek gerekir. Fil olmayı en fazla hak edenler onlardır. Fil gibi düşünmeyi, davranmayı öğrenirler. Başlarına birini dikmeden yapılması gerekenleri, durumdan vazife çıkararak yerine getirirler.
Koca kulaklı Sultan’ın Saray’ında danışmanları vardır. Bunlar, köle karıncaların doldurduğu ambarlarda yemekten kımıldayamaz hale gelen Hüdhüdlerdir. Köle düzeninin devamı, Sultan kadar onlar için de yaşamsaldır. Hazır yiyicilik öylesine genlerine işlemiştir ki karıncalar olmasa açlıktan öleceklerine emindirler.
Hayat iksirini bulmak, zalim Sultan’ın hayali ve karıncalara verdiği en önemli görevdir. Zalimler aynı zamanda alabildiğine korkaktır. Debdebeli hayatın bir gün biteceği gerçeği, benzersiz hazların içine damlamış zehir gibidir. Her rüyayı kötü bitiren, kabusa dönüştüren bir hortlaktır. Ama hiçbir zalim sultan buna çare bulamamıştır.
Karıncaların tek silahı emekleri ve çabalarıdır. Bir gün zalim Sultan’ın düzenini yerle bir edecek bilince ulaştıklarında kaçınılmaz son gelir. O emek gücüne muhtaç olmak, lakin ondan ödü koparcasına korkmak Filler Sultanı’nın dilemmasıdır. Saray’ında uykularını kaçıran zihnindeki kocaman bir kıymıktır.
Kendi hikayemizde fil, hüdhüd, sarıca ya da kırmızı sakallı karınca olmak ihtimali her zaman var. Son perdede sahneden inerken boynumuza o yafta asılacak…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***