HABER ANALİZ | YUSUF DERELİ
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yerel seçimlerden hemen önce, 28 Mart 2019’da Ankara’da yaptığı mitingde, “Türkiye ekonomisinin sorumlusu benim ben. Şu anda devletin başında kim var? Tayyip Erdoğan var,” diyordu. Aylarca, yüksek enflasyondan şikayet etti. Hiçbir ekonomik temeli olmayan, “Faiz enflasyonun sebebidir,” görüşünü dile getirdi. Faizleri düşürmediği için MB başkanını bile görevden aldı. Yeni gelen başkan faiz oranlarını düşürdü. Negatif reel faiz uygulandığı için insanlar dolara ve altına hücum etti.
5,54 TL’DEN 7,50’YE!
İnsanların ‘güvenli bir liman’ olarak gördüğü dolara akın etmesi üzerine kuru belli bir seviyede tutmak için milyarlarca dolar buhar oldu! Sonuç; pandeminin de etkisiyle zaten krizde olan ekonomi daha da daraldı, işsizlik arttı, TL hızla değer kaybetti. 2013’te 12 bin doları aşan kişi başına milli gelir 8 bin dolar seviyelerine geriledi. Erdoğan o konuşmayı yaptığı gün dolar kuru 5.54 TL’ydi… Bugün 7,50’yi zorluyor. Aylardır dolar kafalarına göre belirledikleri sınırları geçmesin diye Merkez Bankası’nın rezervlerini eriten iktidar temsilcileri şimdi çıkmış, ‘cari dengeyi rekabetçi kurla’ sağlayacaklarını anlatıyor. Madem kurun yükselmesi ‘rekabet’ gücümüzü artırıyordu o halde milyarlarca dolar neden heba edildi?
REZERVLER ERİMEYE DEVAM EDİYOR
Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası’nın brüt rezervi 41,5 milyar dolar seviyelerindeydi. Net rezervi ise 15.9 milyar dolar civarındaydı. SWAP’lar (1 yıllık) hariç net rezervi ise yaklaşık -37 milyar dolardı. SWAP hariç net rezervlerin hesaplanmasında genel kabul 4 ay-1 yıl arasındaki miktarı almamak şeklinde oluyor. 4 ay-1 yıl arasındaki SWAP miktarı 24.2 milyar dolar. Bu durumda ise geçtiğimiz ayın sonu itibariyle Merkez Bankası’nın SWAP’lar hariç net rezervi yaklaşık olarak eksi (-) 12,8 milyar dolardı.
Peki bu hafta durum ne?
Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervleri geçen hafta 3.3 milyar dolar artarak 44.9 milyar dolara tırmandı. Net rezervi ise 12,2 milyar dolar civarında. SWAP’lar hariç net rezerv ise (4 ay-1 yıl hariç) eksi (-) 16,5 milyar dolar seviyelerinde. 1 yıl vadeli swapları da dahil ettiğinizde rezerv miktarı eksi (-) 40,7 milyarı buluyor. Yani kısaca iktidar Merkez Bankası’nın dibini sıyırıyor!
İŞSİZ SAYISI TÜİK’E GÖRE BİLE 9 MİLYONA DAYANDI!
TÜİK dün Haziran ayına ait işgücü istatistiklerini açıkladı. Buna göre işsiz sayısı 2020 yılı Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 152 bin kişi azalarak 4,1 milyon kişi olmuş! İstihdam edilenlerin yani çalışanların sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 981 bin kişi azalarak 26 milyon 531 bin kişi olarak açıklandı. Bu arada çalışabilecek nüfus ise 61 milyon 426 binden 62 milyon 525 bine çıkmış.
HEM İSTİHDAM, HEM İŞSİZLİK AZALMIŞ!
Geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 18,9’dan yüzde 24,9’a yükselmiş. Geniş tanımlı işsiz sayısı geçtiğimiz yıl 6,6 milyonken, bu yıl 8.8 milyona dayanmış durumda. Tartışmalı TÜİK’in verilerine göre, çalışan sayısı 1 yılda yaklaşık 2 milyon azalıp, iş gücü ise 1 milyon kişi artarken işsiz sayısı da azalmış! Peki bu nasıl mümkün olabilir? Uzmanlara göre iki nedeni var; insanlar umudunu kaybettiği için artık İşKur’a kayıt bile yaptırmıyor ve TÜİK’in rakamları gerçeklikten uzak.
DİSK AK: İŞSİZ SAYISI 14,2 MİLYON
DİSK-AR da Eylül 2020 İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu yayımlandı. Rapora göre Covid-19’un istihdam ve işsizlik üzerindeki olumsuz etkisi devam ederken, geniş tanımlı işsiz sayısı ve iş kaybı Haziran 2020’de 14,2 milyona yükseldi. Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 28,9 olarak gerçekleşti. İşbaşında olanların sayısı son bir yılda 3 milyon 830 bin kişi azaldı. Ümitsiz işsizlerin sayısı bir yılda 583 binden 1 milyon 377 bine yükseldi.