ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs, Türkiye’nin bu yılki cari açığının 32 milyar dolar ile GSYİH’sinin yüzde 4’üne ulaşmasını beklediklerini açıkladı.
Artışın nedeni olarak Ukrayna’daki savaş nedeniyle artan emtia fiyatları ve Türkiye’nin faiz artırmadaki isteksizliği gösterildi.
Banka Türkiye’nin turizm ve Ruslara mülk satışı ile döviz kazanacağını fakat bunun cari açığı kapatmakta yetersiz kalacağını belirtti ve ekledi:
“Bütün bu nedenlerden ötürü Merkez Bankası rezervleri ve Türk Lirası üstündeki baskı artacak.
“Yetkililer talebi azaltacak adımlar atmayıp ekonomik büyümeyi hızlandırmaya çalışırsa cari açık daha da artabilir.”
Bankanın önceki tahmini, cari açığın GSYİH’nin yüzde 2,5’u civarında olacağı yönündeydi.
Banka, Türkiye’de reel faizin yıllık eksi yüzde 40 civarında olduğunu hatırlattı ve buna rağmen faiz artırımı beklemediklerini belirtti:
“Fakat elbet bir noktada müdahale gerekecek. O zaman da bu muhtemelen yeni enstrümanlar, makro ihtiyati önlemler ve diğer heterodoks önlemlerle yapılacak.
Türkiye’de Ocak ayındaki cari açık 2017’nin sonundan bu yana en yüksek düzeyine ulaştı.
12 aylık cari açık ise 20 milyar doların üzerine çıktı.
Merkez Bankası’nın açıkladığı rakamlara göre, Ocak ayında cari açık bir önceki yılın aynı dönemine göre 5,3 milyar dolar artış göstererek 7,1 milyar dolara çıktı.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) bu gelişmeyi dış ticaret açığının artmasına bağlıyor.
TCMB’nin değerlendirmesi, bu gelişmede, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığının 6,43 milyar dolar artarak 8,33 milyar dolara yükselmesinin etkili olduğu şeklinde.
Ocak ayında portföy yatırımlarında ise 766 milyon dolar tutarında net çıkış görüldü.
Alt kalemler itibarıyla yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında 352 milyon dolar net satış ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 98 milyon dolar net satış yaptığı belirlendi.
TCMB’nin açıkladığı rakamlar, ekonomistlerin beklentileriyle de uyumlu.
Piyasanın beklentisi, ortalama olarak 7 milyar 200 milyon dolar açık verileceği yönündeydi.
Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki yükseliş etkili oldu
Cari açığı azaltmak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyüme, ihracat, istihdam ve düşük faiz oranlarına ağırlık veren yeni ekonomi programının başlıca hedeflerinden biri.
TCMB, Erdoğan’ın ekonomi programı uyarınca politika faizini Eylül’den bu yana 500 baz puan indirdi.
Bunun üzerine TL, geçen yıl ABD doları karşısında yüzde 44 değer kaybına uğradı.
Enflasyon da Şubat ayında yaklaşık yüzde 55’e yükseldi.
Ocak ayında cari açıkta meydana gelen artışta, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali üzerine petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki yükseliş de etkili oldu.
Rusya-Ukrayna krizinin Türkiye’nin turizm gelirlerini de etkilemesi bekleniyor.
Reuter ajansına görüş bildiren ekonomistler, Rusya’nın Ukrayna’ya girmesinden sonra yıl sonu beklentilerini değiştirdi.
Sekiz ekonomistin 2022 için yıllık cari açık beklentisi ortalama 29 milyar dolar düzeyinde.
Hükümetin ekonomik programında ise bu açığın 18,6 milyar dolar olması öngörülüyor.
Bürümcekçi: Kötüleşme eğilimi devam ediyor
Ekonomist Haluk Bürümcekçi’nin değerlendirmesine göre Ocak ayına dair veriler, kötüleşme eğiliminin devam ettiğini yansıtıyor.
Son dönemde TL’nin değer kaybının beklenen ithalat azalışını getirmediğine dikkat çeken Bürümcekçi, buna karşılık doğal gaz ve petrol fiyatlarındaki belirgin artışla enerji ithalatı tutarlarının ciddi boyutta artarak cari açıktaki kötüleşmeyi hızlandırdığını ifade etti.
Bürümcekçi’ye göre, ilk aylardaki eğilimler korunursa bu yıl cari açık 30 milyar doları aşabilir.
Tera Yatırım’dan Enver Erkan da Ukrayna’daki savaş durumu nedeniyle petrol fiyatlarındaki hızlı yükselişin enerji faturasını artıracağına dikkat çekiyor.
Bunun ağırlıklı etkisinin Mart ayından sonraki dönemde gözlemleneceğini belirten Erkan, kriz yaz aylarına doğru çözülmezse turizmden kaynaklı gelirlerin düşmesinin de hizmetler dengesi katkısını azaltacağını belirtiyor.
Erkan, yıllık bazda bakıldığında cari açık/GSYH oranının büyük olasılıkla 2020 seviyelerine doğru gerçekleşme eğiliminde olacağı yorumunu yapıyor.
Emtia fiyatlarındaki artış baskı yaratıyor
FX Pro’dan mali analist Alex Kuptsikevich de TL üzerindeki baskının Türkiye’nin buğday başta olmak üzere tarım ürünleri, gaz ve petrolde büyük ölçüde dışa bağımlı olmasından kaynaklandığını ifade ediyor.
Kuptsikevich, “Şubat ayında ve Mart başında emtia fiyatlarında daha karamsar bir tablo görüyoruz ve bunun ödemeler dengesi üzerinde daha da fazla baskı oluşturacağı kesin” diyor.
Temel emtia fiyatlarındaki artış, sanayi üretiminde düşüşe neden oluyor ve durumun önümüzdeki aylarda daha da kötüleşebileceği belirtiliyor.
Kuptsikevich’e göre bu durumda döviz kuru, müdahaleler veya ciddi sermaye kontrolleriyle yapay olarak belli bir düzeyde tutulmadığı sürece bir doğal damping mekanizması işlevini görüyor.
Kuptsikevich sermaye kontrollerinin ise ekonominin zamanla duruma uyum sağlaması sürecini uzattığını söylüyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***