Türkiye basın dünyasının duayen isimlerinden Aydın Engin 81 yaşında, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Engin, 8 Mart günü safra kesesinden geçirdiği bir ameliyatın ardından gelişen komplikasyonlar nedeniyle yoğun bakımda tedavi görüyordu. Oğlu Ekim Engin, babasının sağlık durumuna dair paylaştığı son mesajında sevenlerinin telefon etmemesini rica etmişti.
Aydın Engin “Tırmık” isimli köşesini yazdığı her gazete, dergi ve internet sitesinde insan haklarına, evrensel hukuk değerlerine ve adalet mücadelesine adadı.
Nüktedan diliyle kendine has bir okur kitlesi yaratan Engin, son yıllarda Türkiye’deki insan hakları ihlallerini t24’teki köşe yazılarıyla sürdürüyordu.
SON YAZISINDA “UMARIM NADAS KISA SÜRER” DEMİŞTİ
Aydın Engin, 11 Şubat Cuma günü T24’te yayımlanan son yazısında, “kişisel bir not” olarak şu satırları paylaşmıştı:
“Aydın Engin’i bir süre nadasa bırakmak iyi olacak.
Nadas’ın ne olduğunu bilmeyen kentli okurlar için bilgi notu: Nadas tarlanın sürülüp, sulanıp ekime hazırlanması ama o yıl ekilmemesidir.
Ben de beni nadasa bırakıyorum.
Ne kadar sürer bu nadas?
Bilmiyorum. Umarım kısa sürer.
Şey…
Bugün benim 81 yaşımdaki son günüm.”
‘ONSUZ NASIL OLACAK…’
Gazeteci-belgeselci Ümit Kıvanç, Aydın Engin’in ardından, “Aydın Abi… Ona duyduğumuz güvenle ayakta kaldığımız çok olmuştur. Çoğumuzda emeği vardır. Çok. Çok vardır. Onsuz nasıl olacak…” paylaşımında bulundu.
‘O DA BU İKTİDARDAN ALACAKLI GİTTİ’
Gazeteci İrfan Aktan ise “Aydın Engin’in gidişi ayrı bir acı, ömrü boyunca bu ülkeye güzel günlerin geldiğini göremeden gidişi ayrı acı. O da bu iktidardan alacaklı gitti” yorumunda bulundu.
HUKUKU BIRAKIP TİYATROYA GEÇTİ
Aydın Engin, 12 Şubat 1941 tarihinde İzmir, Ödemiş’te dünyaya geldi. 1957 yılında ortaöğrenimini Ödemiş Lisesi’nde okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Hukuk öğrenimi sırasında Gençlik Tiyatrosu’nda amatör tiyatroya başladı. Hukuk öğrenimini bırakıp tiyatroculuğu meslek olarak seçti.
Aydın Engin, üniversite yıllarında Adalet Cimcoz, Tahir Alangu gibi ünlü yazar ve çevirmenlerin ürünlerini daktiloya çekerek yazarlık mesleğine adım attı. O günden itibaren de yaşamını yazı yazarak kazandı.
1963 – 1964 senelerinde Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) kuruluş yıllarında Kadıköy İlçesi Gençlik Kolları başkanlığı yaptı.
Askerliğini 1964 yılında yedek subay öğretmen olarak Erzincan’da yaptı. O dönemde “Aykırı” adlı tiyatro oyununu yazdı. Bu oyun Gülriz Sururi – Engin Cezzar Topluluğunun 1965 mevsiminde açılış oyunu oldu. Başrolünü Tuncel Kurtiz oynadı. Bu toplulukta dramaturg ve oyuncu olarak işe başladı.
Bu arada senaryolar ve radyofonik oyunlar yazdı. Yılmaz Güney’in özel senaristi olarak çalıştı. Yeşilçam için pek çok senaryo yazdı ancak imzasını koymadı.
Partinin kurucularından, akademisyen/edebiyatçı ve aktivist Oya Baydar ile evlendi. Bu evlilikten oğlu Ekim dünyaya geldi.
DEVRİ SÜLEYMAN KAPALI GİŞE OYNADI
Ardından 1967 yılında Tuncel Kurtiz, Tuncer Necmioğlu, Mustafa Alabora, Umur Bugay ve Müjdat Gezen’le birlikte Halk Oyuncuları tiyatrosu kurucularından oldu. Kadro kurulduktan sonra “Devri Süleyman” adlı oyunu yazdı. İki sene kapalı gişe oynandı. Hem oyunun yazarı, hem rejisörü, hem de tiyatronun idare müdürü görevleri yaptı. 1969 sonbaharına kadar devam ettiler.
GAZETECİLİĞE GEÇİŞ…
1969 sonunda tiyatro mesleğini kesin olarak bırakıp gazeteciliğe geçti. Bu meslekte de habercilikten köşe yazarlığına çapraz bulmacadan röportaja, köşe yazısından yıldız falına kadar hemen bütün dallarda çalıştı. Gazeteci olarak pek çok kez hapse girip çıktı.
Haftalık Yeni Ortam dergisinde başladığı yazılarını Yeni Ortam gazetesinde sürdürdü. 12 Mart 1971 Muhtırası sırasında tutuklandı. Salıverildikten sonra Yeni Ortam gazetesinde Yazı işleri müdürlüğü yaptı.
1974 yılında Oya Baydar ve Yusuf Bahadınlı ile İlke dergisini kurdu ve yönetti. Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’nin (TSİP) kurucuları arasına katıldı, Politika gazetesinde yönetmenlik ve fıkra yazarlığı yaptı.
1976 yılında Politika gazetesinin genel yayın müdürü oldu. Bu gazetede “Tırmık” adlı köşesinde yazdığı köşe yazılarından dolayı hakkında birçok dava açıldı.
SÜRGÜN YAŞADI
1980’de tutuklu olduğu sırada bir başka davadan ötürü 7.5 sene hapse mahkum oldu. Salıverildikten sonra Haziran 1980’de yurtdışına gitti. 12 Eylül darbesinden sonra yurda dönmedi. Bu arada sürmekte olan davaların sonuçlanması nedeniyle gıyabında ağır hapis cezalarına çarptırıldı. Aydın Engin Frankfurt’ta sonraki altı yıl boyunca geçimini taksi şoförlüğü yaparak sürdürdü.
CEZAEVİNDEN YANLIŞLIKLA SERBEST BIRAKILDI
12 Eylül darbesinden önce girdiği cezaevinden bürokratik bir boşluk nedeniyle yanlışlıkla tahliye edildi. Cezaevi müdürü, Engin’in şaşkınlıkla karşıladığı haberi, “Gazeteci bey, sen çıkıyorsun” sözleriyle verdi. Cezaevi kapısından dışarı adım atana kadar şaka olduğunu düşündü. Havaalanına gitti, ilk uçak Almanya’nın Düsseldorf şehrineydi. Çıktıktan iki saat sonra cezaevine yazı ulaşmıştı: “Aydın Engin’i sakın bırakmayın.” Ve fakat, artık çok geçti. Aydın Engin uçağın durdurulacağına neredeyse emindi ama korktuğu olmadı ve böylece 12 yıl sürecek sürgün hayatı o gün başladı.
12 Eylül 1980 darbesinde başlamak üzere sürgün olarak 12 yıl Almanya, Frankfurt’da yaşadı. Geçimini sağlamak için taksi şoförlüğü yaptı. Almanya’da çevirmenlik, fork lift sürücülüğü, hamburger işçiliği, taksi şoförlüğü yaptı. 1991 yılında Türkiye’ye döndü.
1991’de çıkan kısmi aftan yararlanarak Türkiye’ye döndü; kısa süre Sağmalcılar Cezaevi’nde hapis yattı.
1992 yılında İstanbul’a döndükten sonra 1992-2002 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesi’nde habercilik ve köşe yazarlığı yaptı. 2002 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nden ayrılarak Birgün Gazetesinin kuruluşunda yönetici olarak görev yaptı ve bir süre Tırmık köşesini yazdı. Daha sonra Agos’ta köşe yazıları yazmaya başladı. T24 İnternet gazetesinin kuruluşuna katıldı.
Bir süre ara verdikten sonra Ağustos 2014 yılında Cumhuriyet gazetesinde yeniden yazmaya başladı.
15 TEMMUZ SONRASI CADI AVINDAN O DA NASİBİNİ ALDI
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’yi yangın yerine çeviren “cadı avında” birçok aydın isim gibi Aydın Engin de payını aldı. Hem PKK hem de Gülen cemaati üyesi olmadığı halde, onlar adına “suç işlediği” iddia edilerek ileri yaşına rağmen gözaltına alındı. 31 Ekim 2016 sabahı Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan operasyonla gözaltına alındı.
7,5 YIL HAPİS CEZASI ALDI, DAVASI YARGITAY’DA
5 Kasım 2016 günü savcılık tarafından adli kontrol talep edilen Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Hikmet Çetinkaya ve yazar Aydın Engin, işlemlerinin ardından mahkeme tarafından alından kararla adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. “Ben kıdemli bir basın sanığıyım. Hayatımda bu kadar ahlaksız bir dosya görmedim. Saçma demiyorum, ahlaksız diyorum” dediği ve Yargıtay aşamasında bulunan davada 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
AYDIN ENGİN TİYATRO OYUNLARI
1964 – Aykırı
1968 – Devr-i Süleyman
AYDIN ENGİN KİTAPLARI
2009 – Heykel Oburu
2006 – Kitabın Adı Budur – Tan Oral Kitabı
2003 – Bir Koltukta Kaç Karpuz – Halit Kıvanç Kitabı
2002 – Tırmık’a Tırmık
2001 – Tango’dan Taliban’a
1996 – Solda Arayışlar
1991 – Ben Frankfurt’ta Şoförken
ÖDÜLLERİ
Tiyatroculuk ve gazetecilik yıllarında aldığı ödüller arasında; çok sevdiği ustası Mustafa Ekmekçi adına ‘Çağdaş Gazeteciler Derneği Yılın Gazetecisi’ (2001) ödülü de bulunuyor.
Yine 2001 yılında Sertel Gazetecilik Ödülleri kapsamında “Savaş karşıtı tutumu ve basın özgürlüğünü savunan yazıları” ile Aydın Engin ödüle layık görüldü.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***