Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yüzde 54.4 enflasyona rağmen bankaları yüzde 14 faizle fonlarken, bankalar ise yüzde 17 ile mevduat toplayıp vatandaşı yüzde 27’den başlayan faizle borçlandırıyor.
Kurun ateşini söndürmek üzere devreye alınan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarıyla birlikte toplam döviz ve dövize endeksli mevduat toplamı 258 milyar dolara ulaşırken, bireylere ait yaklaşık 1 trilyon lira (985.6 milyar TL) bankaların vadeli mevduatlarına park etmiş durumda.
Sözcü gazetesinde yer alan habere göre, iktidarın negatif faiz üzerine kurduğu ekonomi modelinde Merkez Bankası, yüzde 54.4 enflasyona rağmen bankaları yüzde 14 faizle fonlarken, bankalar ise yüzde 17 ile mevduat toplayıp vatandaşı yüzde 27’den borçlandırıyor. Üstelik, enflasyonu hesaba kattığımızda parasını TL vadelide tutan vatandaşın yüzde 38.1’lik getiri kaybı var.
REEL FAİZ HIZLA GERİLEYEREK YEDİ AYDA DİBE İNDİ
Ekonomistlere göre negatif reel faiz üzerine kurulu ekonomi modelinden geri adım atılmadıkça, TL’nin istikrar kazanması çok zor. Üstelik TL mevduat faizlerinin enflasyonun çok altında kalması tasarrufları artırırmadığı gibi harcamayı körüklüyor. TCMB’nin Eylül 2021 itibarıyla gerçekleştirdiği seri faiz indirimleri ile politika faizi enflasyonun altında kaldı.
Ağustos 2021’de yüzde 0.05 olan reel faiz hızla gerileyerek yedi ayda eksi yüzde 40.4’e kadar geriledi. Bu yeni modelde Merkez Bankası 2022 para politikasını Liralaşma üzerine kurduğu için yıl sonuna kadar bir faiz değişikliği beklenmiyor. Bu da reel faizin negatif bölgede daha da derinleşeceği anlamına geliyor.
BİR ANDA TERSİNE DÖNERSE ZARARI HAZİNE’YE KALACAK
Liralaşmanın kur üzerindeki baskıları azaltması, politika faiz oranlarının reel faiz alanına taşınmasıyla kalıcı hale gelebileceğine söyleyen JCR Eurasia Eski Başkanı Orhan Ökmen, “Aksi takdirde, negatif faizin artarak devam etmesi liralaşmanın bir anda tersine dönmesine ve büyük Hazine zararlarına yol açacağı yakında görülebilir” yorumunu yaptı. Ökmen, “TL’nin değer kayıplarının enflasyonda sebep olduğu artış miktarı, enerji maliyetlerindeki küresel artışın enflasyonda sebep olduğu artıştan daha büyük. Dolayısıyla, kur üzerinde giderek biriken baskının
bertaraf edilmesi faiz artırımını şart kılıyor” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***