Ekathimerini gazetesi yayın yönetmeni ve yazarı Tom Ellis, Ukrayna işgalinin kaçınılmaz sonucunun Avrupa’nın Rus gazına bağımlılığını azaltmak olacağını ve bunun da Doğu Akdeniz gazının önemini artıracağını yazdı.
Ellis, Yunanistan’ın bu açıdan güvenilir bir ortak olduğunu belirtip Türkiye’yi ima ederek Avrupa’nın Rusya gibi saldırgan ve revizyonist bir dış politika izleyen bir ülke güvenemeyeceğini savundu.
Ukrayna’daki savaşın birçok sonucundan biri, Avrupa’nın enerji konusunda Rusya’dan bağımsız olmaya yönelik acil ihtiyacını ortaya koyması oldu.
Bu, Amerika Birleşik Devletleri’nin son yıllarda defalarca gündeme getirdiği bir konu. Avrupa’nın Kuzey Akım-2 inşası sürecinde tartıştığı ancak aciliyet arz etmeyen bir husustu.
Hızlı gelişmeler düşünme biçimlerini ve beklentileri değiştirdi. Avrupalıların gözünde Rusya’nın imajı artık eskisi gibi değil. Artık Moskova’ya bağımlılık, özellikle de bu ölçüde kabul edilemez.
Sonuç olarak, planlar hızla değişmek zorunda kalacak. Ortaya çıkan bu yeni ortamda, Mısır, İsrail ve Kıbrıs’ta keşfedilen devasa yataklardan gaz nakli yeniden gündeme geliyor.
EastMed boru hattını inşa etme konusundaki son yıllardaki düşünce ve çabalar, Atina ve Lefkoşa’da tepkilere yol açan ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yakın tarihli bir değerlendrimesinin ardından neredeyse dondu. Washington’un değişiminin Biden yönetiminin iklim krizine öncelik vermesi ve çevre dostu enerji kaynaklarına geçme ihtiyacı ile çok ilgiliydi.
Ancak, savaş kaçınılmaz olarak bu tabloyu değiştirdi. Yeşil büyüme, stratejik uzun vadeli hedef olmaya devam ediyor, ancak savaş ve yıkıcı etkileri, en azından önümüzdeki birkaç yıl için planlamayı etkilemekten başka bir şey yapamıyor. Bu yeni ortamda Doğu Akdeniz’deki büyük gaz rezervlerinden yararlanma ihtiyacı artıyor. Avrupa’nın onlara her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.
Bu ışık altında, Atina ve Lefkoşa için bir sonraki adım, gazın Avrupa pazarlarına transferi konusundaki tartışmayı gündeme getirmektir. ABD, savaşın yarattığı yeni gerçeklikler göz önüne alındığında bu olasılığı desteklemek durumunda olacaktır. Bazıları EastMed boru hattının ekonomik olarak uygun bir seçenek olduğunda ısrar ederken, diğerleri aynı fikirde değil. Her halükarda, gaz taşımanın sayısız alternatif yolu var, azıları boru hatlarının inşasını içerir, diğerleri gerektirmez.
Kaçınılmaz olarak gündeme gelecek tartışma bağlamında, yeni enerji planlarına dahil olacak ülkelerin kredibilitesi birincil rol oynayacaktır. Yunanistan, Ukrayna savaşında bir kez daha kanıtladığı, net bir jeopolitik yönelime ve istikrar sağlayıcı bir bölgesel güvenilir bir ortaktır.
Birçok seçenek tartışılıyor. Makul olarak ortaya çıkan soru, Rusya gibi revizyonist ve kendini kanıtlamış saldırgan bir ülkeye bağımlılığının bedelini pahalıya ödeyen Avrupa’nın, bir üretici değil de transit bir ülke olsa bile, davranışları benzer saldırganlıkta olan başka bir ülkeye bağımlılığını artırmayı seçip seçmeyeceğidir.
Coğrafya, Yunanistan’ı Avrupa pazarlarına doğal bir geçit haline getiriyor. Güvenilirliği onu Doğu Akdeniz’den Balkanlar’a ve Avrupa’nın geri kalanına gaz aktarma planlarının baş kahramanı yapıyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***