HABER ANALİZ | CUMALİ ÖNAL
Kuzey Afrika ülkesi Libya adım adım yeni bir iç savaşa doğru sürükleniyor. Bu kez krizde ön planda olan kriz oyuncuların ikisi de Türkiye’ye çok yakın isimler; mevcut Başbakan Abdülhamit Dibeybe ve bir önceki hükümetin İçişleri Bakanı Fethi Başağa.
Sebep ise geçtiğimiz yıl Aralık ayında yapılması planlanan devlet başkanlığı seçiminin gerçekleştirilememesi.
Akile Salih liderliğindeki Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi 10 Şubat‘ta yaptığı oylamada Başağa’yı Dibeybe’nin yerine başbakanlık görevine getirdi. Başağa 1 Mart’ta Meclis’te yemin ederek göreve başladı. Ancak Dibeybe, oylamada usulsüzlük yapıldığını, ayrıca koltuğunu seçimle bırakacağını belirterek görevini devretmeyeceğini açıkladı. Başağa ise her an Trablus’un üzerine yürüyebileceği tehditleri savuruyor.
Krizin büyümesini engellemeye çalışan ABD ve Türkiye, iki tarafı da masaya oturtarak yeni bir iç savaşın önünü alma gayretinde.
Londra merkezli Şarkul Avsat gazetesi ise, Dibeybe ve Başağa’nın Antalya’daki Diplomasi Forumu’nda bir araya gelebileceklerini belirtiyor. Türkiye’de bulunan Dibeybe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere pek çok Türk yetkili ile görüştü.
Tunus’ta olduğu belirtilen Başağa’nın ise Dibeybe ile görüşmek için Türkiye‘ye gelebileceği ifade ediliyor.
Daha önce Rus ve Ukrayna dışişlerini buluşturan Türkiye’nin Dibeybe ve Başağa’yı da masaya oturtması durumunda son yıllardaki en büyük diplomatik başarılarından birine imza atmış olacak.
Türkiye şimdilik BM ve ABD’nin desteğine sahip Dibeybe’nin yanında yer alıyor. Ancak Türkiye, daha önce desteklediği Başağa’nın da Rusya ve Mısır’ın kontrolüne girmesini istemiyor. Bu yüzden Türkiye’nin Başağa’yı da ileriki süreçte destekleyebileceği ve bu şekilde Libya’nın genelinde söz sahibi olmaya çalışabileceği ileri sürülüyor.
Libya Ulusal Ordusu Lideri General Halife Hafter liderliğindeki Bingazi merkezli güçler Nisan 2019’da Trablus’un üzerine yürüyerek, ülkenin tamamını ele geçirmeye çalışmış ancak Türkiye’nin 27 Kasım 2019’da Fayez Serrac liderliğindeki Ulusal Anlaşma Hükümeti ile anlaşma imzalaması ülkede bir anda dengeleri Trablus hükümeti lehine çevirmişti. Bunun ardından Temmuz 2020’de Hafter güçleri Sirte’ye kadar geri püskürtülmüştü.
Türkiye destekli güçlerin daha da ileri gitmesini engellemek için Rusya’nın devreye girmesiyle 21 Ağustos 2020’de fiili bir ateşkese varıldı, ardından 23 Ekim’de UAH’ın askeri kanadı ve Libya Ulusal Ordusu’ndan beşer temsilcinin katılımıyla oluşturulan 5+5 Libya Ortak Askeri Komisyonu BM arabuluculuğunda Cenevre’de ateşkesi kalıcı hale getiren anlaşmayı imzaladı.
13 Kasım 2020’de de taraflar 24 Aralık 2021’de seçime gidilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Son olarak 5 Şubat 2020’de BM öncülüğünde oluşturulan Siyasi Diyalog Forumu Başbakan Dibeybe ve üç kişilik Başkanlık Konseyi’nin Başkanı Muhammed Menfi’nin listesini onaylayarak ülkeyi 2021 sonuna kadar yönetmelerinin önünü açtı.
Ancak Dibeybe başbakanlık koltuğuna oturduktan sonra sert eleştirilerin hedefi haline geldi. Türkiye yanlısı olmak ve geçiş hükümetini belirleyen BM öncülüğünde oluşturulan Siyasi Diyalog Forumu üyelerine rüşvet vermekle suçlanan Dibeybe neredeyse her şehirde üslenen milis gruplarını tek bir ordu çatısı altında birleşmekte de başarısız oldu.
Halihazırda pek çok kabile ya da grubun kendi silahlı grupları bulunuyor. Trablus, Bingazi, Misrata, Zaviye, Sirte gibi büyük kentler pek çok milis grup arasında paylaşılmış durumda. Her ne kadar bu milis gruplar Trablus ve Bingazi merkezli yerel orduların çatısı altında birleşmiş gibi görünseler de her grubun kontrolü altında tuttuğu şehir ya da bölgeler var. Ayrıca nüfuz ve güçleri ile orantılı olarak Trablus ve Bingazi merkezli hükümetler nezdinde söz sahibi olabiliyorlar.
Sayıları tam olarak bilinmemekle birlikte Libya genelinde 30-50 bin arasında silahlı militan olduğu tahmin ediliyor.
Dibeybe’nin başarısız olduğu diğer konulardan biri ise Türkiye ve Rusya gibi ülkelerin savaşmak için Suriye’den getirdiği paralı askerler.
Türkiye’nin şu anda 10-15 bin arasında olduğu tahmin edilen paralı askeri ile Trablus, Misrata ve Vatiye’de üsleri mevcut. Aynı şekilde Rus güçleri de El Cufra’da konuşlanmış durumda. Birleşik Arap Emirlikleri’nin de bu ülkede askeri faaliyetleri bulunuyor.
Bir zamanlar Türkiye’nin en has adamı olarak bilinen Başağa ile Ankara arasındaki ilişkiler 2020’nin ortalarından itibaren zayıflamaya başladı. Ağustos 2020’de Ankara’da iken Serrac tarafından görevden alınan Başağa, Türkiye’nin araya girmesiyle günler sonra Trablus’a indi ve kendisine bağlı Misratalı güçlerle birlikte başkenti terk etti. Ancak Serrac daha sonra Başağa’yı yeniden aynı göreve getirmek zorunda kaldı.
Bu süreçte Türkiye ile ilişkileri hızla zayıflayan Başağa, Fransa ve Mısır’la yakınlaşmaya başladı ve bu ülkelerle Türkiye’nin tepkisini çeken görüşmeler yaptı.
Kasım ayında Dibeybe, Hafter ve devrik lider Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi’nin de aralarında bulunduğu 50’den fazla ismin devlet başkanlığı için başvurduğu sürece dahil olmayan Başağa, sürpriz bir şekilde doğu kanadının başbakan adayı olarak ortaya çıktı.
Medyaya yaptığı açıklamalarda günler içinde Trablus’a barışçıl bir şekilde yürüyerek başbakanlık görevini devralacağını öne süren Başağa, kurduğu hükümetin bu ay Tobruk’taki meclis tarafından onaylanmasını gerekçe göstererek Dibeybe yönetiminin gayri meşru olduğunu öne sürüyor.
Her ne kadar kendisine bağlı önde gelen Misratalı misil güçler bulunsa da, Trablus’u kontrol eden diğer güçlerin önemli bir kısmı hala başbakan Dibeybe yanlısı durumda.
Fakat para ve pazarlıkların önemli olduğu Libya’da silahlı güçler ve siyasiler çok hızlı bir şekilde saf değiştirebiliyorlar. Bu dengelerin değişmesinde Türkiye başta olmak üzere bu ülke üzerinde söz sahibi olan ülkelerin etkisi de çok önemli. Şu ana kadar Başağa’ya açıkça destek veren ülkeler Rusya ve Mısır. Dibeybe’yi açıkça destekleyen ise Birleşik Arap Emirlikleri. Yani BAE şu anda fiilen Türkiye ile aynı safta yer alıyor. Temmuz 2020’de Türkiye’nin kontrolünde bulunan Vatiye Üssü’ne yönelik saldırının BAE uçakları tarafından düzenlendiği öne sürülmüştü. Türkiye, şu ana kadar bu saldırının hangi ülke tarafından gerçekleştirildiğini açıklamadı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Başağa ve Dibeybe arasında taraf tutmadığını, her iki isimle de ilişkilerinin iyi olduğunu söylemişti.
Ancak sahadaki gerçekler bu söylemlerle pek uyuşmuyor. Türkiye ile çok yakın ilişkiler kuran Dibeybe’nin Türk şirketleri ile çok sayıda anlaşma imzaladığı belirtiliyor.
Dibeybe’nin en zayıf noktası ise direkt kendisine bağlı silahlı militanların olmaması. Bu amaçla geçtiğimiz günlerde Trablus merkezli güçlerin komutanı Muhammed el Haddad ve Askeri İstihbarat Direktörü ve Batı Askeri Bölgesi Komutanı Usame el Cüveyli ile görüşen Dibeybe’nin özellikle Başağa’nın ülkenin en güçlü silahlı gruplarından Zintan kabilesinin desteğini alarak Trablus’a girmesini engellemeye çalıştığı belirtiliyor. Cüveyli de Zintan kabilesi mensubu.
Libya’daki silahlı gruplar ve siyasi figürlerden çok, dengeleri değiştirebilecek ülkelerin takınacağı tutumun Libya’daki süreç üzerinde etkin olması bekleniyor.
Özellikle Türkiye, geçtiğimiz yıl ortalarından itibaren bölge ülkeleri ile bir detant politikası izlediğinden son ana kadar muhtemel bir çatışmanın tarafı olmak istemeyebilir. Türkiye’nin şu ana kadar bir tarafsızlık politikası izlemesinin temel nedenlerinden biri de bu.
Ancak şartların hızla Türkiye’nin aleyhine gelişmesi durumunda bu pozisyonunu değiştirmek zorunda kalabilir, ki böyle bir tutum Doğu Akdeniz’i tıpkı 2019 ve 2020’deki gibi yeniden bir gerilim alanına çevirebilir.
Başta Rusya olmak üzere diğer tüm ülkeler de şimdilik bir bekle gör politikası izliyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***