Türkiye’de 1 Mart 2022 tarihli ve 31765 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile zeytinliklerin maden projelerine açılması mümkün hale geldi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikte, “elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin” zeytinlik alanlarına denk gelmesi durumunda “zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına” Bakanlık tarafından izin verilebileceği belirtiliyor.
Tam 20 yıldır iktidarda olan AKP, 20 yıldır bıkmadan usanmadan çeşitli yasa ve yönetmelik değişiklikleriyle zeytinin yasal koruma statülerini ortadan kaldırmaya çalışıyor.
160 milyona yakın zeytin ağacı geleceğimiz için gıda, iklim krizine karşı önemli bir karbon yutak alanı olarak hepimiz için bir savunma mekanizması, 320 bin ailenin geçim kaynağı…
Zeytine ölmez ağaç denilmesi boşa değil.
Her parçası, meyvesi, yağı, çekirdeği, yaprağı ayrı ayrı şifa.
Binlerce yıllık ölmez ağacı, sürekli kesmeye, yerinden yurdan etmeye niyetlenenler var. Yanıbaşımızda bir savaş yaşanıyorken, zeytin ağaçlarını yok etmek fırsatçılığı yapanlar hangi bahaneye sığınabilir?
Yeni yayınlanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 6’ncı Değerlendirme Raporu iklim kriziyle mücadelede doğal alanların korunmasını ve genişletilmesini önerirken biz zeytinlikleri madenciliğe açıyoruz.
Türkiye Ormancılar Derneği’ne göre, zeytinlikler ancak bulunduğu ekosistemle zeytinlik olabilir. Derneğe göre, bu yüzden madencilik faaliyetlerinin bitiminde alanın tekrar zeytinciliğe uygun hale getirilmesi mümkün değil ve bu şart, kamuoyunu yanıltmak için konuluyor.
Zaten, zeytin ağaçlarının ilgili düzenleme ile taşınması teknik olarak mümkün değil.
Türkiye’de 1939 yılında hayata geçen ve Zeytincilik Kanunu olarak bilinen 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun, zeytinliklerin korunmasına kilit rol oynuyor.
Benzer yasa tasarıları 2002 yılından bu yana altı kez TBMM gündemine geldi, ve bu değişiklik önerileri her defasında reddedildi.
Tasarı metinleri geçmiş denemelerde küçük farklılıklar gösterse de, zeytinlik alanların imara açılması yönündeki girişimler geçmişteki tasarıların ortak noktasını oluşturuyor.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nden Doç Dr. Mücahit Taha Özkaya, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetleri ile ilgili şu paylaşımında yasal değişiklikleri kıyasladı.
Maden Yönetmeliği’nin 115’inci maddesine şu fıkra eklendi:
“… Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına,
… Zeytin sahasının taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine,
… Tarım ve Orman Bakanlığınca uygun görülecek alanda dikim normlarına uygun, faaliyet yürütülecek saha ile eşdeğer büyüklükte zeytin bahçesi tesis edeceğini taahhüt etmesi zorunludur.”
Oysa 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun ve 4086 Sayılı Kanun’daki değişiklikler ise şöyle:
“17’nci maddenin 1’inci fıkrasında: Devlet; zeytinciliğin ıslahı, yem zeytin dikim alanlarının tespiti, zeytin dikim ve yetiştirilmesinin teşviki ile verimin artırılması, hastalık ve zararlılarla mücadele ile ürün elde etmekte masrafları azaltıcı araç ve gereçlerin imal ve ithalinde gerekli kolaylıkları sağlar.
… 20’nci maddesinde: Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegetatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez.
… Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının iznine bağlıdır.
… Zeytincilik sahaları daraltılamaz.
… Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının yüzde 10’unu geçemez.
… Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir.
… Bu iznin verilmesinde, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınır.
… Bu hâlde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez.
… İzinsiz kesenler veya sökenlere ağaç başına 60 TL idari para cezası verilir.”
1 Mart 2022 tarihinde yayınlanan yönetmelik bu değişikliğe ters düşüyor.
Yönetmeliğin kanuna aykırı olması düşünülemez.
Benzer durum bir durum 2012 yılında da yaşandı ve sonunda yönetmelik Danıştay kararıyla iptal oldu.
Geçen haftaki bu gelişmelerin ardından Çiftçi-Sen ise Zeytincilik Yasası’na aykırı yönetmelik değişikliğine karşı dava açtı.
Çiftçi-Sen’in açıklamasında şu değerlendirmeler yer aldı:
“AKP Hükümeti zeytin yetiştiricilerinin aleyhine, sanayicinin, maden şirketlerinin ve enerji şirketlerinin lehine bir ayırımcılık yaptığını hiçbir zaman gizlememiştir.
Yürürlükte olan “3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun” zeytinliklerin yok edilmesini zaman zaman yasal olarak engellediğinden, AKP’yi her zaman rahatsız etmiştir.
AKP’de rahatsızlık yaratan Zeytincilik Kanunu’nun 20’inci maddesinin 1’inci fıkrasında “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin… gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez” ifadesidir.
Zeytinlik alanlarını ranta açabilmek için daha önce yedi kez Meclis’e kanun tasarısı getirmişler ama değiştirmeyi başaramamışlardır.
2012 yılında, bu kez farklı bir yöntemle zeytinliklerin katledilmesini engelleyen yasal engelleri “Kanun Hükmünde Kararname” çıkartarak aşmaya çalışmışlar ama Danıştay Daireler Kurulu kararnameyi “kanunsuz” olduğundan dolayı iptal etmiştir.
Ancak 14 ay yürürlükte kalan bu kanunsuz yönetmelik yüzünden 18 bin 350 dekar zeytinlik alanda 26 adet maden işletmesi “kamu yararı” adı altında faaliyete geçmiş, binlerce ağaç maden şirketleri tarafından katledilmiştir.
AKP Hükümeti bugün de, benzer bir uygulamayı devreye sokmuştur. Madencilikle ilgili çıkarılan bir yönetmelikle, Zeytincilik Yasası aşılmaya çalışılmaktadır. Daha sonra bu yasa iptal ettirilse dahi, binlerce ağaç katledilmiş, binlerce dekar arazi madenciliğe açılmış olacaktır.
Yönetmeliğin iptal edilmesi durumunda bile tehlikenin boyutunun ne kadar büyük olduğu, geçmişte yaşanan örneklerden görülmektedir. Zeytin, yetiştirme tarzı gereği, partiküller ve havanın kirlenmesine karşı hassas olan bitkilerdendir. Havanın kirlenmesi çapı yaklaşık 50 kilometre olan bir alandaki zeytin ağaçlarının büyümesini ve yetişmesini olumsuz etkiler.
Bu yönetmelikle sadece zeytin ağaçları kesilmiş olmayacak maden alanı olarak açılan yerlerin yarattığı kirlilik nedeniyle çevrelerindeki zeytinliklerden de mahsul alınamayacak. Gıdada şirketlere ve dışa bağımlılık artacak, gıda krizi derinleşecek.”
Sonuç olarak, milyarlarca metrekarelik tarım alanı tehlikeye girecek.
Maden şirketleri sorumluluklarından kaçacak, “yeşil yıkama” işleriyle kendilerini iyi göstermeye çalışacak.
Zeytin kültürünün olduğu bölgelerde bu kültüre nesilden nesile aktarımı kaybolacak.
Kırsalda zeytincilikle uğraşan yerel halkların geçim kaynakları ellerinden alınacak.
Doğal alanların karbon yutak kabiliyetleri yok edilecek.
Kadim Anadolu’nun sembolü, binlerce yıldır barışı, bereketi simgeleyen elini bize uzatan zeytin ağaçlarını korumaya almak için mücadelenin güçlenmesi gerekiyor.
Kimsenin bu iktidardan çevre koruma beklediği yok siz yeter ki doymayan hırsınızı, elinizi, gözünüzü zeytinden çekin. Çiftçi, ağacı korur, bakar, büyütür…
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***